10. Hukuk Dairesi 2016/5606 E. , 2016/10771 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma üzerine ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davalı işverenlerin 506 sayılı Kanunun 10. maddesine göre sorumluluğu, kusursuzluk esasına dayanır. İş kazasında, işverenin hiç kusuru olmasa bile, şayet, sigortalının işe girişi süresinde Kuruma bildirilmemişse, Kurumca yapılan sosyal sigorta yardımlarından 10. maddeye göre sorumlu tutulması gerekir.
İşverenin, 506 sayılı Yasanın 10. maddesine dayalı tazmin sorumluluğunun sınırlarının belirlenmesi konusuna çözüm getiren, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun, 15.03.1995 T., 1994/800 E., 1995/166 K. sayılı ilamında “...Hal böyle olunca mahkemece yapılacak iş, hak sahiplerinin işverenden isteyebileceği tazminat (tavan) miktarını önce kusur durumunu hiç gözetmeksizin belirlemek ve belirlenen tazminat miktarını geçmemek üzere davalının olaydaki kusursuzluğu dikkate alınarak Borçlar Kanununun 43 ve 44. maddeleri uygulanarak varılacak sonuç uyarınca rücu alacağına hükmetme...” gereği öngörülmüş olup; işverenin sorumluluk sınırlarının belirlenmesinde, kendisinin kusurlu olup olmaması etkili bulunmakta, işverenin kusursuz bulunduğu durumlarda, ilk peşin sermaye değerli gelir miktarı olarak ortaya çıkan tazminat tavanından, Borçlar Kanunu"nun 43 ve 44. maddeleri uyarınca, % 50" den aşağı olmamak üzere indirim yapılarak, işverenin sorumlu olduğu tazminat tutarının belirlenmesi gerekmektedir.
İşverenin, 506 sayılı Kanunun 26. maddesi yanında 10. maddesi uyarınca da sorumlu tutulması gerektiğinin tespiti halinde ise, işverenin %100 kusurlu olduğu kabul edilerek, hesaplanacak maddi tazminat miktarından, Borçlar Kanununun 43 ve 44. maddeleri uyarınca sigortalının kusurunun %50’sinden az olmamak üzere hakkaniyet indirimi yapılarak, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekir. Müteselsil tahsil isteminde 3. kişinin sorumluluğunun ise sadece toplam kusur karşılığı olduğu gözardı edilmemelidir.
Mahkemenin 506 sayılı Yasanın 9. ve 10. maddesinin koşullarının oluştuğuna dair kabulü isabetli ise de, 3. kişinin sorumluluğunun sadece toplam kusur karşılığı olduğu gözardı edilerek, % 100 kusura göre rücu alacağının tamamının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
3-) Davacı dava dilekçesinde peşin sermaye değerli gelir yanında tedavi gideri ve geçici iş göremezlik ödemesinden oluşan toplam 538,40 TL"nin de tahsilini talep etmiş olup, bozmadan sonra verilen kararda yalnızca 8.80 TL masraf yönünden hüküm kurulması isabetsiz olup, bozma nedenidir.
Mahkemece, açıklanan bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekili ile davalı ... vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 17.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.