20. Hukuk Dairesi 2013/6698 E. , 2014/407 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... Köyü 451 ada 5, 6, 8, 9 ve 13 parsel sayılı sırasıyla 11388,10 m2, 1943,40 m2, 2488,25 m2, 4472,36 ve 5378,25 m² yüzölçümündeki taşınmazlar, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar ..., ..., ..., ... ve ... adına tesbit edilmiştir. Davacı Hazine, çekişmeli taşınmazların Kasım 1947 tarih 54 sıra numaralı tapu kaydı kapsamında kaldığı iddiasıyla ayrı ayrı dava açmıştır. Mahkemece açılan davalar birleştirilerek, davaların reddine ve dava konusu taşınmazların tesbit gibi tescillerine karar verilmiş, davacı Hazine tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 23/05/2012 gün ve 2012/5270-7823 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hükme yeterli değildir. Mahkemece, öncelikle dayanak tapu kaydı tüm geldi ve gitti kayıtları ve varsa haritası ile birlikte getirtilerek, kadastro sırasında revizyon görüp görmediği araştırılmalı, revizyon görmüş ise revizyon gördüğü kadastro parsellerine ait kadastro tesbit tutanakları getirtilmeli ve bu tapu kaydına dayanılan ve çekişmeli taşınmazlara komşu olan taşınmazlara ilişkin açılmış bulunan başkaca dava bulunup bulunmadığı araştırılarak varsa bu dava dosyaları tespit edilmeli daha sonra yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı, yansız, yerel ve uzman bilirkişi, tutanak bilirkişilerinin tümü, tarafların aynı yöntemle göstereceği tanıklar hazır olduğu halde, dava konusu taşınmazlar başında yeniden keşif yapılmalı, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20. maddesi hükmü uyarınca dayanılan tapu kayıtları yerel bilirkişi yardımı, uzman bilirkişi eliyle yerine uygulanmalı, uygulamada kayıtların revizyon gördüğü dava dışı taşınmazlar varsa özellikle gözönünde tutulmalı, kayıtlarda tarif edilen sınır yerlerinden yerel bilirkişice bilinemeyen sınır yerleri bulunduğu takdirde bu konuda taraflara tanık dinletme olanağı sağlanmalı, uzman bilirkişiye kayıtlarda tarif edilen sınır yerleri düzenleyeceği haritada ve memleket haritasında ayrı ayrı işaret ettirilmeli, uygulamaya ilişkin yerel bilirkişi ve tanık sözleri, dıştan komşu taşınmazların tespit tutanağı içeriği ve varsa dayanakları kayıtlarla denetlenmeli, bu yolla dava konusu taşınmazların dayanılan tapu kayıtlarının kapsamında kalıp kalmadığı duraksamasız saptanmalı, taşınmazlar dayanılan tapu kayıtlarının kapsamında kaldığı belirlenirse dava kabul edilmeli, aksi halde dava reddedilmelidir.” denilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine, çekişmeli taşınmazların tesbit gibi tescillerine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 1969 yılında kesinleşen orman tahdidi ile 22.12.2006 tarihinde altı aylık ilân sonucu kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulamaları bulunmaktadır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olmasına ve çekişmeli taşınmazların yöntemince yapılan uygulama sonucu davacının dayandığı tapu kaydı kapsamı dışında kaldığı belirlendiğine göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 13/01/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.