Esas No: 2019/574
Karar No: 2021/531
Karar Tarihi: 08.04.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/574 Esas 2021/531 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/574
KARAR NO: 2021/531
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/10/2018
NUMARASI: 2014/1152 Esas- 2018/1159 Karar
DAVA: Menfi Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/04/2021
Davanın reddine yönelik hükmün davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, davalı alacaklı tarafından müvekkili aleyhine İstanbul ... İcra Müdürlüğü' nün ... E. sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus icra takibine başlandığını, icra takibine dayanak olarak, müvekkilinin imzası olduğu iddia edilen ve adına düzenlenmiş 01/09/2010 vade tarihli 85.000-TL bedelli bononun gösterildiğini, ödeme emrinin müvekkilinin mernis adresine 10/09/2014 tarihinde Tebligat Kanunu'nun 21.maddesi uyarınca tebliğ edildiğini, müvekkiline atfen imzalı 85.000-TL tutarlı senetteki imzanın müvekkilinin eli ürünü olmadığını, ayrıca müvekkilinin karşı tarafa borcunun da bulunmadığını, bu sebeple imzaya, borca itiraz ettiklerini, senette lehtarın banka olduğunu, bankaların senet tanziminde, düzenleyenlerin huzurda imzasını aldıklarını, buna rağmen müvekkilinin imza atmadığı bir senetten dolayı davalının takip başlattığını, belirterek, İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı dosyasında müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve, davalının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, müvekkili şirketin temlik aldığı alacağın dayanağı olan senetteki imzanın borçluya ait olduğu ön kabulü ile takibi başlattığını, borçlu şahsın borcun doğumundan sonra davacı bankaya bir ödeme yapmadığı gibi, gerek soyadı gerekse adres değişikliğini beyan etmediğini, buna rağmen takibin borçlu yönünden teminatsız durdurulmasına karar verildiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, grafoloji uzmanı bilirkişiden alınan raporda davaya konu senetteki imzanın davacının eli ürünü olduğu tespit edildiği, 17/10/2014 tarihli ara kararla icra takibinin durdurulmasına karar verilmesi nedeniyle davacı yararına tazminat koşullarının oluştuğu gerekçesiyle, davanın reddine, davacı yararına % 20 oranında tazminata hükmedilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; hükme esas alınan bilirkişi raporunun yeterli incelemeyi içermediğini, adli yargı ve uzmanlarca kabul edilen temel, primer, kritik parametreler, grafolojik incelemeler ile, düz ışık, çapraz ışık ışınlar altında, 7X - 5X -3 büyüteç altında, Asimeto SZM4 stereo mikroskop altında ayrı ayrı incelenmediği gibi,imza başlangıçlarındaki el hareketinin tersimi, imzaları oluşturan hatların birbirlerine olan konumları ve ritm dağılımları, imzaların son bölümlerini oluşturan hatların inşa tarzı, kalem yürütme itiyadı, ayrıca kaligrafik ve grafolojik tanı unsurları yönünden fark bulunup bulunmadığının yeterince araştırılmadığını, ayrıca, karşılaştırılan imza veya yazının hangi sebeple farklı veya aynı kişinin eli ürünü olduklarının fotoğraf ya da diğer uygun görüntü teknikleriyle de desteklenmesi gerektiğini, hükmün usul ve yasaya aykırı olmasının yanında, mahkemece sonuca yargılama ve bilirkişi incelemesi ile ulaşıldığını, müvekkili aleyhine tazminata hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, bonodan ve bonoya istinaden başlatılan icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı takip dosyasına dayanak olan 15/09/2000 tanzim ve 01/09/2010 vade tarihli 85.000-TL bedelli bonodaki imzanın davacının eli ürünü olduğu yönünden tanzim edilen bilirkişi raporunun ayrıntılı incelemeyi içermesi , açıklamalı, gerekçeli ve hüküm kurmaya elverişli olması nedeniyle, mahkemece senetteki imzanın davacının eli ürünü olduğunun kabulünde ve davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak davalı lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmiştir.İ.İ.K.'nın 72/4'üncü maddesinde; dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararının kalkacağı, buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alacağı, bu zararın herhalde yüzde yirmiden aşağı tayin edilemeyeceği düzenlenmiştir. Somut olayda mahkemece, 17/10/2014 tarihli ara kararla, "ihtiyati tedbir talebinin %10 teminatla kabulü ile; icra takibinin dava sonuna kadar tedbiren durdurulmasına" karar verilmiş olup, teminat yatırılmadığından ihtiyati tedbir kararı uygulanamamıştır.Bu sebeble icra takibinin durması, dolayısıyla ihtiyati tedbir kararı nedeniyle alacaklının alacağını geç alması da söz konusu değildir. Koşulları olmadığından davalının tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kötüniyet tazminatı bakımından kabulü ile, HMK.'nun 353(1)b-2 maddesi gereğince kararın kaldırılarak davanın reddine, koşulları olmayan kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2014/1152 Esas-2018/1159 Karar sayılı 31/10/2018 tarihli kararının, HMK.'nun 353(1)b-2 maddesi gereği KALDIRILMASINA; "Davanın reddine, Koşulları olmadığından davalı vekilinin kötüniyet tazminatı isteminin reddine" İlk Derece Yargılamasına ilişkin olarak; "Alınması gereken 59,30-TL harcın, davacı tarafından peşin yatırılan 1.451,60-TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.392,30-TL'nin isteği halinde davacıya iadesine, Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Davalı vekili için takdir olunan 9.550-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, Davacı tarafça yatırılan 44,40-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde iadesine, HMK 'nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 08/04/2021