17. Hukuk Dairesi 2015/19262 E. , 2016/5062 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; müvekkiline ait araç davalı ... şirketi tarafından kasko poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkiline ait aracın tek taraflı maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, ve aracında 30.924,70 TL hasar tespit edildiğini, kasko şirketi tarafından hasar bedelinin ödenmediğini belirterek 30.924,70 TL"nin davalı ... şirketinden alınarak müvekkiline verilmesini, talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; öncelikle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, dava konusu araç sürücünün alkollü olması nedeniyle müvekkili sigorta şirketinin poliçe kapsamında sorumluluğu bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, kasko poliçesinden kaynaklanan araç hasarına ilişkin olduğundan davanın tanık ifadeleriyle ispatlanması mümkün olmadığı gibi davacı tarafından dosyaya somut bir belgede sunulamadığından açılan davanın ispatlanamaması sebebiyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Mal sigortası türünden olan kasko sigorta sözleşmeleri gerek kuruluşlarında, gerek devamı sırasında ve gerekse rizikonun gerçekleşmesi aşamasındaki ihbar yükümlülükleri bakımından iyiniyet esasına dayalı sözleşme türlerindendir.
Mal sigortaları türünden olan kasko sigortası poliçesinin teminat kapsamını belirleyen A/1 maddesine göre gerek hareket gerekse durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler
neticesinde sabit veya hareketli bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, müsademesi, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar ile 3.kişilerin kötüniyet ve muziplikle yaptıkları hareketler, aracın yanması, çalınması veya çalınmaya teşebbüs sonucu oluşan maddi zararların bütün sigortanın teminat kapsamında olduğu anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan TTK.nun 1409/1 maddesi uyarınca sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı yasanın 1409/2 maddesi hükmüne göre kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekil de değil de sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5 maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir. (H.G.K. 1997011-772-1043, H.G.K. 1998/11-872-905, H.G.K 2010/17-655-688, H.G.K 2013/17-2303, 2015/1497 sayılı ilamları)
Bu ilkeler doğrultusunda dava konusu kazanın olup olmadığı konusunda ispat külfeti sigortalıda olduğu kabul edilerek, somut olaya baktığımızda; kaza yapan araç sürücüsünün kaza tespit tutanağı tutmadan olay yerinden ayrılmış ise de tanık beyanları ve davacı ... şirketinin 10.07.2012 tarihli Araştırma Raraporun sonuç bölümünde de kazanın beyanda belirtildiği yerde olduğunun anlaşıldığı, ... Jandarma Karakoluna ait Jandarma devriyesinin de 29.06.2012 tarih saat 01:30 sıralarında kazanın meydana geldiğine yönelik beyanları göz önüne alındığında, dava konusu kazanın varlığı ispatlandığına göre kazanın, poliçe kapsamı dışında olduğu iddiasının ispat külfeti davalı ... şirketindedir. Bu nedenle mahkemece davalı ... şirketinin kazanın teminat kapsamı dışında olduğuna ilişkin delilleri değerlendirilip varılacak sonuca göre karar vermek gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 20.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.