(Kapatılan)13. Ceza Dairesi 2020/4467 E. , 2020/8218 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Kamu malına zarar verme, yaralama, tehdit
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
I-Sanık ... hakkında katılan ...’e karşı kasten yaralama suçundan ve kamu malına zarar verme suçundan kurulan hükümlerin incelenmesi neticesinde;
5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi’nin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre sanığın temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle usul ve kanuna hükümlerin tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
II-Sanık ... hakkında mağdurlar ..., ...,... ve ...’a karşı kasten yaralama suçundan kurulan hükmün incelenmesi neticesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde, usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Sanığın hükümlü olduğu ceza infaz kurumunda müşteki ...’e saldırdığı ve diğer infaz koruma memurlarının gelerek sanığı etkisiz hale getirmeye çalıştığı, sanığın mağdurlar ..., ...,... ve ...’a karşı koridorda bulunan yangın tüpüyle saldırmaya çalıştığı anlaşılmakla, sanık hakkında her ne kadar 5237 sayılı TCK’nın 86/2, 86/3-c,35/1, 43/1-2 maddeleri uyarınca mahkumiyet hükmü kurulmuş ise de sanığın eyleminin bir bütün halinde aynı kanunun 265/1-4 maddelerinde yer alan görevi yaptırmamak için direnme suçunu oluşturduğu gözetilmeyerek hatalı nitelendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
TCK’nın 43/3. maddesi uyarınca gerçek içtima hükümleri uygulanması gerekirken, tek bir ceza verilip aynı Kanun’un 43/1. maddesi uyarınca artırım yapılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenle 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca, gerekçesi tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığı ile 1412 sayılı CMUK’un 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın korunmasına,
III-Sanık ... hakkında mağdur ...’a yönelik tehdit suçundan kurulan hükmün incelenmesi neticesinde,
Her ne kadar tebliğnamede sanık ...’ın eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 106/1-1. maddesi kapsamındaki tehdit suçunu oluşturduğu belirtilerek hakkında 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. ve 254. maddeleri uyarınca uzlaşmaya tabi hale getirildiği belirtilerek bozma kararı verilmesi talep edilmiş ise de, sanığın infaz koruma memuru mağdura karşı “benim on yıl cezam var, gerekirse bir on yıl daha yatarım, bu iş burada bitmez, seninle hesaplaşacağız” şeklindeki sözlerinin sair tehdit niteliğinde olduğu ve TCK’nın 106/1-2. cümle kapsamında kaldığı, ilgili suçun şikayete tabi olduğu, mağdurun soruşturma aşamasında şikayetçi olmadığı fakat suçun TCK’nın 106/1-1. cümle kapsamında kaldığı yönündeki hatalı nitelendirmesi sonucu sanık hakkında kamu davası açıldığı, mağdurun kovuşturma aşamasında sanıktan şikayetçi olduğunu beyan ettiği anlaşılmakla; mağdurun şikayetçi olmadığına yönelik beyanından dönmesinin mümkün olmadığından, sanık hakkında şikayet yokluğu sebebiyle düşme kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenle gerekçesi tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 30/09/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.