Esas No: 2020/24818
Karar No: 2022/5335
Karar Tarihi: 22.03.2022
Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2020/24818 Esas 2022/5335 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanığın trafik güvenliğini tehlikeye sokma, mala zarar verme, kasten yaralama ve hakaret suçlarından dolayı mahkum olduğu belirtilmiştir. Temyiz istemleri incelendiğinde, trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve kasten yaralama suçlarına yönelik temyiz itirazlarının reddedilerek hükümlerin onanmasına karar verilmiştir. Ancak, mala zarar verme, hakaret ve kasten yaralama suçları yönünden uzlaştırma işlemi yapılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğu ve bu nedenle hükümlerin bozulması gerektiği ifade edilmiştir. Kararda, 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesi kapsamındaki hakaret ve kasten yaralama suçları ile mala zarar verme suçunun uzlaşma kapsamına girdiği ancak uzlaşma kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması halinde uzlaşma hükümlerinin uygulanmayacağı belirtilirken, sonrasında çıkarılan kanunlarla mala zarar verme suçunun da uzlaşma kapsamına alındığı ve aynı mağdura karşı işlenmiş olsa bile uzlaşma hükümlerinin uygulanamayacağı ifade edilmiştir. 7242 sayılı Kanun'un 10. maddesi ve 7188 sayılı Kanun'un 26. maddesi ile değişik CMK'nın 253. maddesi de kararda
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma, mala zarar verme, kasten yaralama, hakaret
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarihinde yürürlüğe giren 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının, 15.04.2020 gün ve 31100 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesi ile TCK’nın 53. maddesinde yapılan değişiklikle birlikte infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
1-Sanık hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu ve mağdur ...’e karşı kasten yaralama suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükümlerin istem gibi ONANMASINA,
2-Sanık hakkında katılan ...’ya karşı mala zarar verme, kasten yaralama ve hakaret suçları ve katılan ...’a karşı kasten yaralama suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince;
Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
5237 sayılı TCK'nın 125/1-4. ve 86/2. maddesi kapsamındaki hakaret ve kasten yaralama suçları 6763 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesinde de CMK'nın 253/1. maddesi uyarınca uzlaşma kapsamında ise de; 5271 sayılı Kanun'un 253/3. maddesinde “Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz.” hükmü uyarınca mala zarar verme suçunun hüküm tarihinde uzlaşma kapsamında olmaması nedeniyle hakaret ve kasten yaralama suçları bakımından da uzlaşma hükümlerinin uygulanamayacağı, ancak hükümden sonra, 02/12/2016 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesi ile uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenmiş olup, CMK’nın 253/3. fıkrasında yer alan “Etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar” ibaresi madde metninden çıkarılmakla TCK’nın 151/1. maddesinde düzenlenen mala zarar verme suçunun da uzlaşma kapsamına alınmış olması ve yine hükümden sonra 24/10/2019 tarihinde yürürlüğe giren, 7188 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile değişik CMK’nın 253. maddesi uyarınca, uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte ve aynı mağdura karşı işlenmiş olması hâlinde uzlaşma hükümlerinin uygulanamayacağına ilişkin düzenleme karşısında; somut olayda katılan ...’a yönelik yaralama ve katılan ...’ya yönelik mala zarar verme, hakaret ve kasten yaralama suçları yönünden uzlaştırma işlemi yapılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 22.03.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.