Marka Hakkına Tecavüz - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/33240 Esas 2016/13289 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/33240
Karar No: 2016/13289
Karar Tarihi: 21.03.2016

Marka Hakkına Tecavüz - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/33240 Esas 2016/13289 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanık hakkında marka hakkına tecavüz suçundan kamu davası açılmıştır. Ancak, suçun atılı olduğu kanun maddesi, TCK'nın 2. maddesi hükmüne aykırı olduğu için geçersizdir. Ayrıca, marka hakkına tecavüz eylemi Türk Ticaret Kanunu'nda haksız rekabet suçu olarak düzenlenmiştir. Ancak, bu suçta da tescilli markalarla sınırlı olduğu için sanık beraat etmiştir. Yukarıda bahsedilen kanun maddeleri ise şöyledir: 556 sayılı KHK'nın 61/A-c maddesi, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 2. maddesi, 5252 sayılı Kanun'un geçici birinci maddesi, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 57. maddesi ve 551 sayılı Markalar Kanunu'nun 47. maddesi.
19. Ceza Dairesi         2015/33240 E.  ,  2016/13289 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Marka Hakkına Tecavüz
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Sanık hakkında 556 sayılı KHK"nın 61/A-c maddesi uyarınca cezalandırılması için kamu davası açılmıştır. Bu maddenin atıf yaptığı 61"inci maddede ise kararname hükmüyle suç tanımları düzenlenmiştir. 5252 sayılı Kanun"un geçici l. maddesinde "Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır." 5237 sayılı TCK"nın 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5/1"inci maddesinde "Bu Kanun"un genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır" ve aynı Kanun"un genel hükümleri arasında bulunan 2"nci maddesinin birinci fıkrasında ise "Kanun"un açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanmaz..." hükümleri yer almaktadır. Olayımızda sanığa atılı eylem, ceza içeren özel bir hukuk düzenlemesi olup 5"inci maddede sözü edilen özel ceza kanunları ya da ceza içeren kanunlar kapsamında bulunmaktadır. O halde atılı eylem, TCK"nın 2"nci maddesi hükmü kapsamında değerlendirilmelidir. Bu duruma göre, KHK hükmüyle getirilen bu düzenleme TCK"nın 2. maddesinde öngörülen kanunilik ilkesine uygun bulunmamaktadır. Nitekim Anayasa Mahkemesi 03.01.2008 gün ve ... E, ... K. sayılı iptal kararı gerekçesinde kanunsuz suç ve ceza konulamayacağını, Kanun Hükmünde Kararname hükmüyle suç ve ceza getirilemeyeceğini açıkça vurgulamıştır. Bu durum karşısında, 5252 sayılı Kanun"un geçici birinci maddesi ile TCK"nın 2. maddesi ve 01.01.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5"inci maddesi birlikte değerlendirildiğinde; 556 sayılı KHK"nın suç tanımlayan hükümlerinin tümüyle örtülü olarak yürürlükten kaldırıldığının kabulü gerekmektedir. Bu hukuki değerlendirmeye göre atılı eylem 556 sayılı KHK hükümleri kapsamında suç oluşturmayacaktır.
Öte yandan 556 sayılı KHK"ya göre suç oluşturmayan eylemin Türk Ticaret Kanunu"nda düzenlenen haksız rekabet suçunu oluşturup oluşturmayacağı hususunun da bu noktada ayrıca değerlendirilmesi gerekmektedir. Buna göre, 1474"üncü maddesi gereğince
01.01.1957 tarihinde yürürlüğe giren 6762 sayılı TTK"nın 57"nci maddesinin 5"inci fıkrasında; başkasının haklı olarak kullandığı ad, unvan, işaret gibi tanıtma vasıtaları haklarına tecavüzün yanında, tescilli ve tescilsiz ayırımı yapmadan marka hakkına tecavüz de haksız rekabet suçu olarak tanımlanmış ve cezası 64"üncü maddede belirtilmiştir. Bu Kanunun yürürlük tarihinden sonra 3 Mart 1965 tarihinde yürürlüğe giren 551 sayılı Markalar Kanunu"nun 47"inci maddesinde de tescil edilmiş marka hakkına tecavüz halleri ayrı ayrı tanımlanmış ve yaptırımı da 51 ve 52"nci maddelerde belirtilmiştir. Her iki düzenlemede de tescilli marka kullanma haklarına tecavüz halleri belirlenmekte ve yaptırıma bağlanmaktadır. Bu nedenle gerek Türk Ticaret Kanunu ve gerekse 551 sayılı Markalar Kanunundaki düzenlemeyle korunan ortak değer, marka kullanma hakkından doğan haklardır. Marka hakkına tecavüz fiillerinin unsurları her iki düzenlemede de aynıdır ve iki yasa birlikte uygulanamayacağından tam olarak oluşan yasa çatışması kuralları uyarınca sonradan yürürlüğe giren, tescilli markalara hukuki ve cezayi koruma getiren 551 sayılı Kanun"daki düzenleme TTK"nın 57/5. fıkra hükmünü tescilli markalarla sınırlı olmak üzere örtülü olarak yürürlükten kaldırmıştır. Bu kanun da (551 sayılı Kanun) 556 sayılı KHK"nın değişik 82"nci maddesiyle yürürlükten kaldırılmış bulunduğundan ve yürürlükten kalkan eski düzenlemeler canlanamayacağından sanığın eyleminin haksız rekabet suçunu da oluşturmaması karşısında, sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı ve sanık müdafiinin temyiz nedenleri nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak, diğer yönleri incelenmeyen HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 21/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.