(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi 2012/333 E. , 2012/3494 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Eşya alacağı
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı eşya alacağı davasına dair kararın temyiz incelemesi duruşmalı olarak davalı tarafından süresi içinde istenilmekle gün tayin edilerek taraflara gönderilen davetiyelerin tebliğ edilmesi üzerine belli günde davacı vekili Av. ... geldiler. Davalı taraftan gelen olmadı. Hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Uyuşmazlık, dava konusu edilen çeyiz ve ziynet eşyalarının aynen iadesine, mümkün değilse bedelinin tahsiline ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile bir kısım çeyiz ve ziynet eşyalarının aynen iadesine, mümkün değilse bedellerinin tahsiline karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına, takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre temyiz eden davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davalı vekilinin ziynet eşyalarına ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
Davacı vekili, dava dilekçesinde, tarafların 2.5.2010 tarihinde evlendiklerini, beş ay birlikte yaşadıktan sonra davacının davalı hakkında boşanma davası açtığını, davacı ortak konuttan ayrılırken ziynet ve çeyiz eşyalarının evde kaldığını, taraflar arasında sorunlar başladığında, Ekim 2010 tarihinde davalının, güvenlik nedeniyle ziynetleri sarraflık yapan akrabasına götürdüğünü, talep edilmesine karşın iade edilmediğini belirterek, ev ve ziynet eşyalarının aynen iadesini, mümkün değilse fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 28.640 TL olan bedelinin tahsilini talep etmiştir.Davalı vekili, davayı kabul etmediklerini, davacının iddialarını kanıtlamasının gerektiğini, davanın haksız ve dayanaksız açıldığını, reddine karar verilmesini savunmuştur.
Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi hükmü uyarınca, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı iddia ve savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkaran kimsenin iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir.
Davacı dava konusu edilen ziynet eşyasının elinden alındığını ileri sürmüş, davalı yan ise bu iddiayı kabul etmemiştir. Hayat deneylerine göre olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Diğer bir deyimle bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağana ters düşer.
Diğer taraftan ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyadır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğu kabul edilmelidir.
Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını, ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını,ispat yükü altındadır.
Olayda, taraflar 2.5.2010 tarihinde evlenmişlerdir. Beş ay sonra da geçimsizlikleri nedeniyle boşanma davası açılmıştır. Davacı evden ayrıldığı sırada dava konusu edilen ziynet eşyalarını alamadığını, davalıda kaldığını iddia ederek işbu davayı açmış ise de, bu konuda dinlettiği tanıkları, davalı tarafça takılan ziynetler konusunda davacının savlarını doğrulayacak şekilde net açık ve ayrıntılı bilgi vermemişler, genel ve soyut beyanlarda bulunmuşlardır. Davacı iddialarını tanık beyanlarıyla kanıtlayamamakla beraber 3.3.2011 tarihli delil listesinin 16. bendinde yemin deliline de dayanmış olduğundan davacıya evden ayrıldığı sırada ziynet eşyalarını alamadığı ve davalı tarafta kaldığı konusunda davalı yana yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün yukarda (2) No’lu bentte yazılı nedenlerle BOZULMASINA ve istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 06.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.