(Kapatılan)19. Hukuk Dairesi 2019/3150 E. , 2020/1007 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili asıl davada ve birleşen davada, davacı ile dava dışı borçlu ... arasında imzalanan genel nakdi ve gayrinakdi kredi sözleşmeleri imzalandığını, bu kredilere müşterek ve müteselsil kefil olduklarını, kullanılan kredi borçlarının zamanında ödenmemesi sebebiyle, kefiller hakkında başlatılan takibe itiraz edildiğini iddia ederek, itirazın iptaline ve %20" den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, davalının takibe konu kefaletlerle herhangi bir ilgisinin bulunmadığını, söz konusu senetlerle ilgili borcun ödenmiş olmasına rağmen bankaca paranın başka kalemlere aktarılmak sureti ile borcun ödenmediği gösterilerek takip yapıldığını, kefalete ilişkin sözleşmenin 2004 yılında imzalandığını, şu anda çıkarılan borcun bu yılla hiç bir alakasının bulunmadığını, belirterek davaların reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar ..., ... ve ... takibe konulan kefaletlerle herhangi bir ilgisinin bulunmadığını, söz konusu senetlerle ilgili borcun ödenmiş olmasına rağmen bankaca paranın başka kalemlere aktarılarak aslında olmayan bir borcun var olduğu gösterilerek takip yapıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Mahkemece, yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporlarına göre, asıl davada 04.01.2010 tarihinde imzalanan sözleşmede ..., ... ve ..." nın imzalarının bulunmadığı, 21.11.2012 tarihli sözleşme yönünden ise genel işlem koşullarına göre bankaca hazırlanmış olduğu ve dürüstlük kuralına uymadığı, kefalet verenlerin aleyhine hükümler içerdiği, kefaletin TBK. m. 27 gereğince geçerli sayılamayacağı, birbirine bağlı olarak imzalanan 04.01.2010 tarih ve 45.233,00 TL limitli son sözleşmede de aynı tutar üzerinden kefalet imzasının alındığı, müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzası bulunan ..." in kefalet tutarının 45.233,00TL üzerinden ve kendi temerrütünün sonuçlarından asıl borçlu ile birlikte müteselsilen sorumlu olduğu, davalının talep edebileceği toplam alacak miktarının 39.463,16 TL olduğu, birleşen davada ise, davacı bankanın ... Şubesi ile dava dışı borçlu ... Tur. ... Ltd. Şti. arasında 27.02.2004 tarihinde daha önce 1.000.000.000,00 TL (bugünkü değeri ile 1.000,00 TL) limit üzerinden Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin limit artışının yapılarak toplam limitin bugünkü değeri ile 10.000,00 TL ye yükseltildiği, yine 12.04.2010 tarihinde 25.000,00 TL limit artışı yapılarak toplam limitin 35.000,00 TL ye çıkartıldığı, davalı ... ve ..."nin 25.000,00 TL üzerinden kefalet imzasının bulunduğu, bu kredinin bir kısım taksitlerinin dava dışı asıl borçlu şirket tarafından ödendiği, kalan taksitler ödenmeyince ...’ e ihtarname keşide edildiği, ihtarnamenin 28.06.2010 tarihinde tebliğ edildiği, 29.06.2012 tarihinde ...’ in temerrüde düştüğü, gönderilen ihtarnamede toplam borç tutarının 12.387,08 TL olarak belirtildiği ve borcun 12.04.2010 tarihli davalı ..."in kefalet imzasının yer aldığı Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesine dayandırıldığı, taksitli kredi tutarının 14.06.2012 tarihinde 11.538,88 TL üzerinden kanuni takip hesaplarına aktarıldığı, 5.613,87 TL’ nin kefil ... ödemesi sonrasında 12.09.2012 tarihinde ana para tutarının 5.950,74 TL bakiyeye düştüğüfaizleriyle toplam alacak miktarının 7.378,18 TL olduğu, dava dışı asıl borçlu ... Turizm ... Ltd. Şti.’ nin çek karnesi kullandığı, buna ilişkin kredi sözleşmesi banka tarafından tek taraflı olarak hazırlanmış, kefillere bu şartlar altında yapılmak üzere sunulmuş ve kefillerin içeriğine etki edemediği, genel işlem koşulları içeren bir formüler sözleşme olduğu, TBK’ nun genel işlem şartlarına ilişkin düzenlemeleri çerçevesinde dava dışı asıl borçlu ...Turizm ... Ltd. Şti.’ nin kullandığı çek karnesinden kaynaklanan borçlarından davalı ..."in kefil sıfatıyla sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Asıl ve birleşen dosya davalıları, dava konusu takiplerde kefaletlerle ilişkileri olmadığına dair itirazda bulunmuşlardır. Cevap dilekcesinde de takip dayanağı sözleşmelere kefaletlerinin olmadığını savunmuşlardır. Mahkemece dava asıl ve birleşen dava davalısı ... yönünden kısmen kabul edilmiş, asıl davanın diğer üç davalısı yönünden reddedilmiştir. Karar sadece davacı vekili tarafından asıl davanın reddedildiği davalılar yönünden temyiz edilmiştir. Asıl davanın davalıları ... , ..., ... cevap dilekçesindeki beyanları ile kefaletle ilgilerinin olmadığını belirterek sözleşmedeki kefalet imzalarını inkar etmişlerdir. Bu itibarla mahkemece asıl davanın konusu olan takip dayanağı sözleşme asıllarının davacı tarafından mahkemeye ibrazı sağlanıp, bu sözleşmenin ilk imzalandığı tarihte ve sonraki limit artışlarında, davalıların imzalarının olup olmadığının tespit edilip, davalılara bu imzaların kendilerine ait olup olmadığı sorulup, duruşmaya gelmezler ise bu doğrultuda isticvap davetiyesi çıkarılıp, imzayı kabul etmezler ise usulüne uygun imza incelemesi yapılıp, imzaların bu davalılara ait olduğunun anlaşılması halinde kefalete ilişkin kurallara göre sorumluluklarının kapsamının saptanması gerekir. Mahkemece bu yönde bir araştırma yapılmayarak, imzaların varlığını kabul ederek, imzaların aidiyetini araştırmadan bilirkişi raporunda belirtilen genel işlem koşullarına riayetsizliğe dayalı olarak bir kısım davalıların sorumsuzluğuna karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 12.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.