17. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/10465 Karar No: 2016/4990 Karar Tarihi: 19.04.2016
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/10465 Esas 2016/4990 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2014/10465 E. , 2016/4990 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 19.04.2016 Salı günü davalı vekili Av. ... geldi. Davacı tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı vekili dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü. -K A R A R- Davacı vekili, müvekkilinin murisi ..."nın davalıya ZMSS poliçesi ile sigortalı aracı kullanmakta iken gerçekleşen tek taraflı kazada vefat ettiğini ve müvekkilinin bu suretle murisinin desteğinden mahrum kaldığını ileri sürerek mahkemece belirlenecek miktarda destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 22.01.2014 tarihli talep artırım dilekçesi ile tazminat taleplerini 141.230,48 TL"ye yükselttiklerini bildirmiştir. Davalı vekili, davacının araç işleteni olması nedeniyle tazminat talep edemeyeceğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre; davanın kabulü ile 141.230,48 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Uzun zamandır Dairemizce de benimsenen ve istikrarla uygulanan görüşe göre; sürücünün veya işletenin tam kusurlu olarak ölmesi halinde, davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtıkları ve ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağı kabul edilmektedir. Dolayısıyla araç sürücüsünün veya işletenin tam kusurlu olmaları halinde, bu husus desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceğinden ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı ... şirketi, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığından, destekten yoksun kalan üçüncü kişi konumunda bulunan davacıların zararından sorumlu olacaktır. Somut olaya baktığımızda ise; davacı desteği ..."nın tam kusuru ile sebebiyet verdiği kazada vefat ettiği, davacı ..."nın bizzat aracın işleteni olduğu, davacının davalı ... şirketinden eşinin ölümü nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talep ettiği anlaşılmaktadır. Yukarıda izah edildiği üzere, tam kusurlu sürücü veya işletenin ölümü halinde onun kusuru desteğinden yoksun kalan üçüncü kişilere yansıtılamayacak olup, olayımızda ise davacı bizzat aracın işletenidir. Bu durumda kendi işleteni olduğu araç sürücüsünün kusurundan yararlanması beklenemeyecek olan davacının, bizzat akidi olduğu poliçe nedeniyle davalı ... şirketi karşısında üçüncü kişi olarak kabulü de mümkün değildir. O halde, davanın reddi yönünde hüküm kurmak gerekirken, yazılı olduğu üzere hatalı gerekçe ile davanın kabulü yönünde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir. Bozma kapsam ve nedenine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma kapsam ve nedenine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 1.350,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 19/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.