(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi 2011/13553 E. , 2012/3487 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Önalım
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı önalım davasına dair kararın temyiz incelemesi duruşmalı olarak davalı tarafından süresi içinde istenilmekle gün tayin edilerek taraflara gönderilen davetiyelerin tebliğ edilmesi üzerine belli günde davalı vekili Av. ... ile davacı vekili Av. ... geldiler. Hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Uyuşmazlık, önalım hakkına konu edilen payın iptali ile davacı adına tesciline ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya kapsamına, toplanan delillere,mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına, takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre temyiz eden davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davalı vekilinin fiili taksime ilişkin temyiz itirazlarına gelince ;
Davacı vekili, dava dilekçesinde, müvekkilinin dava konusu payın ilişkin bulunduğu ... No’lu parselin paydaşlarından olup taşınmazın diğer bir kısım paydaşlarının paylarını davalıya sattıklarını, bu pay satışlarının davacıya bildirilmediğini, satıştan yeni haberdar olan davacının önalım hakkını kullanmak istediğini belirterek, davalı adına kayıtlı payın iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir. Davalı vekili, dava konusu taşınmazın fiilen taksim edilerek kullanıldığını, akraba olan paydaşların 36.950 m2 alanlı taşınmazı davalının payını satın almasından önce paylaşmış olduklarını, taşınmazın alanı itibariyle dahi bölünebilir nitelikte olduğunu, davalının taşınmazdan beş ayrı tarihte pay satın aldığını, ilk aldığı pay itibariyle taşınmazda paydaş haline geldiğinden sonraki pay alımlarına ilişkin davacının önalım hakkının bulunmadığını, davalının paylarını 360.000 TL bedelle satın aldıktan sonra ağaçlandırma, bakım, dikim sulama ve diğer çalışmalar için 100.000 TL masraf yaptığını, aradan geçen zaman zarfında taşınmazın değerinde artış meydana geldiğinden tüm bu hususların önalım bedeline yansıtılması gerektiğini, davanın kötü niyetle açıldığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken, bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış sebebiyle önalım
hakkını kullanması T.M.K’nun 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmaz.Kötü niyet iddiası 14.2.1951 gün ve 17 /1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi, mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi hallerde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
Olayımıza gelince; davacının paydaşı olduğu ... No’lu parselde bulunan ve dava konusu edilen 732/739 pay, taşınmazın diğer paydaşları tarafından 25.8.2008-27.10.2008-3.11.2008-15.1.2009 ve 24.2.2009 tarihlerinde toplam 27.000 TL bedelle davalıya satılmıştır. Yasal iki yıllık hak düşürücü süre içinde açılan davaya karşı davalı taşınmazın fiilen taksim edilerek kullanıldığını savunmuştur. Taşınmazda davacının 7 / 739 payına 350 m2 yer düşmekte ve bu oran ve miktar taşınmazın hukuken aynen bölünmesine engel ise de, davacı ve satıcı paydaşlar arasında taşınmazın fiilen taksim edilerek kullanılması mümkündür Davalının savunması ve temyiz dilekçesi taşınmazın fiilen taksim edilerek tasarruf edildiğine yöneliktir.Yukarda açıklandığı üzere taşınmazın taksim edilerek kullanıldığı savunması davanın her aşamasında ileri sürülebilir. Bu halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Ne var ki mahkemece bu açıklamalar ve iddialar konusunda bir araştırma yapılmadan davanın süresinde açılması ve önalım bedelinin depo edilmesi nedeniyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Bu durumda mahkemece davalının taksim savunmasına ilişkin delillerinin, varsa davacının bu konudaki karşı delillerinin sorulup toplanması, tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün yukarıda (2) No’lu bentte yazılı nedenlerle BOZULMASINA ve Yargıtay duruşması için kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına takdir edilen 900 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 06.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.