17. Ceza Dairesi Esas No: 2020/4263 Karar No: 2020/5141 Karar Tarihi: 10.06.2020
Muhafaza görevini kötüye kullanma - Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2020/4263 Esas 2020/5141 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen bir davada, vergi borcundan dolayı icra takibi sonucu sanığa teslim edilen araçların parçalarının hangi araca ait olduğunun belirlenememesi sebebiyle, parçaların ait olduğu araçlar icra yoluyla satılmasına rağmen halen satışa çıkarılamadığı tespit edilmiştir. Mahkeme, suç tarihinde satışa çıkarılması gereken malların süresinde satışa çıkarılmamasının suçun maddi ve hukuka aykırılık öğelerinin oluşmamasına neden olduğuna karar vermiştir. Mahkeme, sanığın beraatine hükmetmesi gerektiği halde TCK'nın 289/1. maddesi uyarınca mahkumiyetine karar verilmiştir. Kararda, adli para cezalarının yerine getirilmemesi halinde resen uygulama yapılabileceği belirtilmiş ve TCK'nın 52/4. maddesi gereğince ihtarat yapılması gerektiği ifade edilmiştir. Kanun maddeleri: 6183 sayılı Kanun, TCK'nın 289/1. ve 52/4. maddeleri, 6545 sayılı Kanun, 5275 sayılı Kanun'un 106/3. maddesi.
17. Ceza Dairesi 2020/4263 E. , 2020/5141 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Muhafaza görevini kötüye kullanma HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece sanık hakkında muhafaza görevini kötüye kullanma suçundan verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: 1-Dosya kapsamından, vergi borcu mükellefi Kalite Demir Çelik Ürünleri San. Tic. Ltd. Şti. şirketine ait olan ve katılan ...’nce vergi borcu nedeniyle 6183 sayılı Yasa’ya istinaden yapılan icra takibi sonucu haczedilen ve sanığa usule uygun şekilde yeddiemin sıfatıyla teslim edilen araçlara ait sökülmüş parçaların, değer tespitlerinin yapılamaması ve hangi araca ait olduğunun belirlenememesi sebebiyle bu parçaların ait olduğu araçlar icra yoluyla satılmasına rağmen, bahse konu parçaların, dosya içerisinde onaylı sureti bulunan resmi yazının tarihi olan 25.12.2013 itibarıyla halen satışa çıkarılamadığının vergi dairesi ile yapılan yazışmalardan anlaşıldığı, 6183 sayılı Kanunun 84/1. maddesi uyarınca menkul malların tahsil dairelerince haczin yapıldığı tarihin üçüncü gününden itibaren üç ay içinde satışa çıkarılmasının gerektiği, somut olayda resmi haciz tarihinin 10.01.2011 tarihi olduğu, suç tarihinin ise sanık ve tanıkların ifadelerinden anlaşıldığı üzere, üçüncü kişi... isimli şahsın, borçlu şirkete ait araçları parçaları sökülmüş halde icra yoluyla satın aldığı 2012 yılı içerisindeki satışlardan sonraki bir tarihe denk geldiği, böylelikle haczin üçüncü gününden itibaren hesaplanacak 3 aylık satışa çıkarma süresinin çoktan geçmiş olduğu nazara alındığında, suçun maddi ve hukuka aykırılık öğelerinin oluşmadığı, sanığın atılı suçtan beraati gerekirken, TCK"nun 289/1. maddesi uyarınca mahkumiyetine dair hüküm kurulması, Kabul ve uygulamaya göre de; 2-Adli para cezalarının yerine getirilmemesi halinde 6545 sayılı Kanunla değişik 5275 sayılı Kanun"un 106/3. maddesi uyarınca infaz aşamasında resen uygulama yapılabileceği nazara alındığında hüküm fıkrasında TCK"nun 52/4. maddesi gereğince ihtarat yapılması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’nin temyiz nedeni bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 10/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.