MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi, ... Köyü, 193 ada 28 parsel sayılı taşınmazın kadastro sırasında davalı adına tesbit edildiğini, dava konusu yerin devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan, orman sayılan yerlerden olduğunu belirterek orman vasfı ile hazine adına tesbiti istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kabulüne ve 193 ada 28 parsel sayılı taşınmazın orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece temyiz talebinde bulunan davalıya eksik olan temyiz harcını yatırması için muhtıra tebliğ edilmiş ve davalının muhtırada belirtilen 7 günlük sürede temyiz harcını yatırmadığından bahisle temyiz talebinin reddine karar verilmiş; davalı tarafından temyiz talebinin reddi kararı temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu, 5304 sayılı Kanunla değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmıştır.
Mahkemece temyiz harcının eksik yatırıldığı gerekçesi ile davalıya, eksik harcı tamamlaması husunda 7 günlük kesin süre tanındığı ve davalının tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde eksik temyiz harcını tamamlamadığı gerekçesi ile temyiz talebinin reddine karar verilmiş ise de, davalının eksik harcı 13.09.2010 tarihinde tamamladığı anlaşılmakla, temyiz talebinin reddine ilişkin kararın kaldırılarak işin esasına geçildi:
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişisi tarafından orman kadastrosu, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada, çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve dava konusu taşınmazın zilyetlikle iktisabı mümkün yerlerden olmadığı belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve yatırdığı temyiz harcının istek halinde iadesine 09/01/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.