4. Hukuk Dairesi Esas No: 2018/44 Karar No: 2020/1263 Karar Tarihi: 11.03.2020
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2018/44 Esas 2020/1263 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2018/44 E. , 2020/1263 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 28/03/2013 gününde verilen dilekçe ile evlilik birliği devam ederken üçüncü kişiyle birlikte olma iddiasına dayalı manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 30/06/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10. maddesinin 1. fıkrasına göre tebligat, muhatabın bilinen en son adresine yapılır. Aynı maddenin, 6099 sayılı Kanun ile eklenen 2. fıkrasına göre ise, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır. Aynı Kanunun 21. maddesinde ise muhatabın adresinde bulunmaması halinde yapılacak işlemler ve bu kapsamda 21/1 maddesinde muhatabın adresten geçici olarak ayrılmış olması halinde tebligat usulü, 21/2 maddesinde ise ... adresine tebligat usulü düzenlenmiştir. Bu yasal düzenlemeler kapsamında tebligatın öncelikle bilinen en son adrese çıkartılması, bu adreste tebliğ edilemeyerek iade edilmesi halinde ise ... adresine çıkartılması gerekmektedir. Tebligat Kanunun 35. Maddesinin birinci fıkrasında kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecbur olduğu, bu takdirde bundan sonraki tebliğlerin bildirilen yeni adrese yapılacağı, adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılacağı ve asılma tarihinin tebliğ tarihi sayılacağı, bundan sonra eski adrese çıkarılan tebliğlerin muhataba yapılmış sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Söz konusu madde hükmü uyarınca bir adrese tebligat yapılabilmesi için muhatabın adres kayıt siteminde kayıtlı bir adresinin bulunmaması gerekmektedir. Dosya kapsamından, davalının ... adresine gerekçeli kararın gönderildiği, muhatap tanınmadığı için tebliğ evrakının iade edildiği, daha sonra aynı adrese Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre gerekçeli karar ve davacı temyiz dilekçesinin tebliğinin yapıldığı anlaşılmıştır. Ancak UYAP üzerinden yapılan araştırmada davalının sistemde kayıtlı güncel bir ... adresinin bulunduğu tespit edilmiş olup, anılan Kanunun 35. maddesine göre yapılan tebliğin usulsüz olduğu anlaşılmıştır. Şu durumda; yukarıda açıklanan nedenler ve anılan Kanun maddeleri dikkate alındığında; mahkemenin gerekçeli kararının ve davacı tarafın temyiz dilekçesinin öncelikle davalının bilinen adresine tebliğe çıkartılması, bu tebligatın yapılamaması ve adres kayıt sistemindeki adresin farklı olması halinde öncelikle adres kayıt sistemindeki adresine normal tebligat yapılması, bunun iadesi halinde ... adresine "... adresi" şerhi verilerek Tebligat Kanunu"nun 21/2 maddesi uyarınca tebligat çıkartılarak, usulüne uygun şekilde tebliğ sağlandıktan ve yasal temyiz süresi beklendikten sonra gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine geri çevrilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılıp eksiklikler tamamlandıktan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay’a yeniden gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE 11/03/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.