Esas No: 2012/27568
Karar No: 2013/5702
Karar Tarihi: 07.03.2013
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2012/27568 Esas 2013/5702 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davalı Akın İnş. yönünden davanın kısmen kabul kısmen reddine diğer davalı hakkındaki davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, 13.4.2000 tarihli harici sözleşme ile davalıların yaptığı binadan 7 nolu bağımsız bölümü 86.000 DM bedelle satın aldığını, tapuyu ise 9.5.2000 tarihinde aldığını, aldıktan uzunca bir süre sonra taşınmazda çatlaklar oluştuğunu ve sürekli arttığını, komşusu Bilal Yurdakul"un 2001 yılında yaptırdığı tesbit ile taşınmazın projesine ve tekniğine uygun olarak yapılmadığının tesbit edildiğini, yine bu kişinin açtığı davada alınan ayrıntılı bilirkişi raporunda bu hususun izah edildiğini bildirerek davalıların kusurlu imalatı nedeniyle şimdilik 25.000 TL değer kaybının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, gerçek kişinin sorumluluğu bulunmadığını, süresinde ihbar yapılmadığını,projeye ve tekniğine aykırı imalat yapılmadığını savunarak davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, gerçek kişi yönünden davanın husumet nedeniyle reddine,davalı şirket yönünden davanın kısmen kabulü ile 3.300 TL nin dava tarihinden itibaren reeskont faizi ile tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyanın incelenmesinde; davacının davalı şirketin yaptırdığı binadan 7 numaralı bağımsız bölümü 13.4.2000 günlü sözleşme ile satın aldığı, 9.5.2000 tarihinde tapusunu aldığı binada zamanla çatlaklar oluşmaya başladığı, aynı binadan taşınmaz satın alan dava dışı Bilal Yurdakul"un 2001 yılında yaptırdığı tesbit ile binanın tekniğine uygun yapılmadığı ve deprem mukavemetinin bulunmadığının anlaşıldığı, bu kişinin davalı hakkında tazminat davası açtığı, davacının ise eldeki davayı 16.1.2004 tarihinde açarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak 25.000 TL değer azalmasının tahsilini talep ettiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Mahkemece alınan bilirkişi heyeti raporunda; dava konusu taşınmazdan karot örneklerde alınıp incelenmek suretiyle hazırlanan raporda taşınmazın 1975 yönetmeliğine uygun yapılmadığını,beton dayanımının çok düşük olması nedeniyle binada güçlendirme yapılmasının sağlıklı ve ekonomik olmayacağı,muhtemel bir depremde yıkılma tehlikesinin bulunduğunu bildirmişlerdir. Bu bilirkişi raporu üzerine davacı 22.3.2007 tarihli ıslah dilekçesi ile satıma konu olmayacak kadar ayıplı dairenin misli ile ayıplardan ari yenisiyle değiştirilmesini (yıkılıp yeniden yapılmasını) olmadığı takdirde,dava tarihi itibarıyla değeri 70.000 TL nin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, taşınmazın ayıplı olduğu,davanın süresinde açıldığı tesbit edildikten sonra davacının satım parasından indirime ilişkin seçimlik hakkını kullandığının kabulü ile nisbi metoda göre hesaplanan bedelin tahsiline karar verilmiştir. BK"nun 202.maddesi hükmüne göre,satıcının tekeffülü altındaki satılanın ayıbının anlaşılması halinde alıcının dilerse satılanı redde hazır olduğunu beyanla sözleşmeden dönebileceği, dilerse satım parasının indirilmesini isteyebileceği belirtilmiştir. Mahkemece emsal alınan Bilal Yurdakul"a ait davada ayıp oranında bedel indirimi talep edildiği anlaşılmaktadır.Eldeki davada ise davacı 22.3.2007 günlü dilekçesi ile davayı ıslah ederek sözleşmeden döndüğünü bildirdiği halde davacının bu ıslah dilekçesi gözetilmeksizin davacının bedel indirimi talep ettiği şeklinde gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
2-Bozma sebebine göre tarafların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenle kararın davacı yararına BOZULMASINA, 2.bentte açıklanan nedenle tarafların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.