5. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/19858 Karar No: 2018/319 Karar Tarihi: 30.01.2018
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2016/19858 Esas 2018/319 Karar Sayılı İlamı
5. Hukuk Dairesi 2016/19858 E. , 2018/319 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne temyiz isteminin reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, davacı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı idare vekilince temyiz edilmiş ise de; temyiz süresi geçtikten sonra temyiz edildiğinden bahisle 07.04.2016 tarihli ek karar ile temyiz isteminin reddine karar verilmiş; bu karar yine davacı idare vekilince temyiz edilmiştir. Gerekçeli kararın tebliğine dair tebligat evrakında; "yetkili katip ..." şeklinde kaşe basılarak üzerinin imzalandığı ancak vekilin tebligat saatinde nerede olduğuna dair tebligat evrakında herhangi bir şerh düşülmediği anlaşılmaktadır. Tebligat kanunu 17. maddesinde "Belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler, o yerde bulunmadıkları takdirde tebliğ aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine, meslek veya sanatını evinde icra edenlerin memur ve müstahdemlerinden biri bulunmadığı takdirde aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır." Tebligat Kanunu 20. maddesinde ise, "13, 14, 16, 17 ve 18 inci maddelerde yazılı şahıslar, kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka yere gittiğini belirtirlerse; keyfiyet ve beyanda bulunanın adı ve soyadı tebliğ mazbatasına yazılarak altı beyan yapan tarafından imzalanır ve tebliğ memuru tebliğ evrakını bu kişilere verir." Yine Tebligat Tüzüğü 26. maddesinde "Bu Tüzüğün 18, l9, 20, 22, 23 ve 24 üncü maddelerinde yazılı kişiler, tebliğ yapılacak olanın geçici olarak başka yere gittiğini belirtirlerse, tebliğ memurunca durum ve beyanda bulunanın kimliği tebliğ tutanağına yazılır; altı imzalattırılarak tebliğ edilecek evrak beyanı yapana verilir." hükmüne yer verilmiştir. Bu durumda davacı vekili adına yapılan tebligat evrakı usulüne uygun olmadığından davacı vekilinin öğrendiği tarih göz önüne alındığında temyiz isteminin süresinde olduğunun kabulü gerekir. Bu nedenle temyiz dilekçesinin reddine ilişkin Ağrı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 07.04.2016 tarih 2014/262 Esas, 2015/426 Karar sayılı Ek Kararının kaldırılmasına karar verildikten sonra işin esasının incelenmesinde; Arazi niteliğindeki Yolugüzel köyü, 598 parsel sayılı taşınmaza net geliri esas alınarak değer biçilmesinde, taşınmazın niteliği, tamamının yüzölçümü, geometrik durumu ve enerji nakil hattı güzergahı dikkate alınarak değer düşüklüğü oranı belirtilmek suretiyle irtifak hakkı karşılığının tespit edilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, peşin alınan temyiz ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 30/01/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.