10. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/5041 Karar No: 2016/10570 Karar Tarihi: 27.6.2016
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/5041 Esas 2016/10570 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2015/5041 E. , 2016/10570 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, iş kazası sonucu geçici iş göremezlik durumuna giren sigortalıya yapılan masraf ve ödemelerin tahsiline yönelik icra takibinde vaki itiraz nedeniyle; itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemiştir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı Kurum vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davanın yasal dayanaklarından olan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 67. maddesinin ikinci fıkrasında “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; ... diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, ... hükmolunan meblağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere uygun bir tazminatla mahkûm edilir” hükmü öngörülmüştür. Buna göre, itirazın iptali davalarında icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, diğer koşulların yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Alacağın gerçek tutarının belli ve sabit olması durumunda veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için alacağın tüm unsurları bilindiği ya da bilinebilecek durumda olduğu takdirde likit bir alacaktan söz edilebilir. Başka bir anlatımla, alacağın likit nitelikte olduğunun kabulü için borçlu tarafından borç tutarının araştırılarak belirlenmesi olanağının varlığı aranmaktadır. Yukarıdaki açıklamalar ışığında inceleme konusu dava değerlendirildiğinde; davalı işverenin davaya konu iş kazasındaki kusur durumunun, yargılamayı gerektirmesi ve bu amaçla da kusur incelemesi yapıldığının anlaşılması karşısında, likit bir alacağın varlığından bahsedilemez.Bu durumda, takibe itiraz eden davalı işveren şirket aleyhine, icra inkar tazminatına hükmedilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki, bu konuların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır. S O N U Ç :Hükmün,davalı aleyhine icra inkar tazminatına ilişkin 2 no"lu bendinin tamamen silinerek hüküm fıkrasından çıkarılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davalıdan alınmasına, 27.6.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.