20. Hukuk Dairesi 2013/8681 E. , 2014/217 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... Köyü, 172 ada 21 parsel sayılı 3343,16 m2 yüzölçümlü taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle belgesizden tarla niteliği ile davalılar adına tesbit ve tescil edilmiştir.
Davacı Hazine, taşınmazın eylemli orman olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptaliyle orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, Hazine tarafından yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönünden ve davalılar tarafından da esasa yönelik olarak temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 11/10/2012 gün ve 2012/8351-11509 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle: “Mahkemece, çekişmeli taşınmazın eylemli orman olduğu, zilyetlikle kazanılamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, mahkemenin kabulü dosyadaki delillere uygun düşmemektedir. Dosyadaki ziraat bilirkişisi raporuna göre çekişmeli taşınmaz % 3 - 4 eğimli, üzerinde bir adet yabanî armut ağacı ile bir adet delicenin bulunduğu, buğday ekili ve ikinci sınıf tarım arazisi olduğu, orman bilirkişisi raporuna göre ise, eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarında orman sayılmayan açık alanda görüldüğü, kesinleşmiş orman tahdit sınırları dışında kaldığı ve orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşılmaktadır. Keşifte dinlenen tanık ve yerel bilirkişiler de, taşınmazın öncesinden beri tarım arazisi olarak kullanıldığını, davalının dayandığı vergi kaydının taşınmaza uyduğunu bildirmiştir. Buna göre, dosyadaki bilirkişi raporları ve tanık beyanlarından taşınmazın eski tarihli belgelerde ve eylemli orman olmadığı gibi, davalılar yararına 3402 sayılı Kanunun 14 - 17. maddelerinde öngörülen zilyetlik koşullarının oluştuğu, davalıların dayandığı vergi kaydının taşınmaza uyduğu belirlendiğine göre, Hazinenin taşınmazın eylemli orman olduğu iddiasına dayalı davasının reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde hata edilerek davanın kabul edilmesinin isabetsiz olduğu”na değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1969 yılında seri bazda orman kadastrosu ve daha sonra 2008 yılında 3302 sayılı Kanun uyarınca aplikasyon ve 2/B uygulaması yapılmıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 09/01/2014 günü oy birliği ile karar verildi.