17. Hukuk Dairesi 2015/17177 E. , 2016/4901 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine ilişkin verilen hüküm, davalılar (karşı davacılar) vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu çekicinin davacıya ait otobüse çarpmasıyla oluşan kazada davacı aracının hasarlandığını, kazada davalı sürücünün tam kusurlu olduğunu, hasar bedeli olan 28.756,47 TL"nin 17.500,00 TL"lik kısmının davalının sigortasından alındığını, aracın tamirde kaldığı 23 günlük sürede kazanç kaybı oluştuğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 11.256,47 TL. bakiye hasar bedeli ile 5.000,00 TL. kazanç kaybının kaza tarihinden işleyecek temerrüt faiziyle davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiş; 15.09.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle kazanç kaybı talebini 29.500,00 TL. artırıp 34.500,00 TL"ye yükseltmiştir.
Davalılar vekili, kazada davalı sürücüsünün kusuru olmadığını, davalının sağ şeritten sola dönüşü sözkonusu olmayıp zaten sol şeritte seyri ve dönüş yapacağı esnada davacının gelip arkadan çarptığını, davalıların tazminat sorumluluğu olmadığını, davacının hasar ve kazanç kaybı taleplerinin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuş; kazada kusurlu olan karşı davalıdan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 2.750,00 TL. değer kaybı ile 6.000,00 TL. mahrumiyet bedelinin kaza tarihinden işleyecek avans faiziyle tahsilini ve davalı-karşı davacı şirkete verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, kararda yazılı gerekçelerle ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; karşı davanın reddine; asıl davanın kısmen kabulü ile 10.148,00 TL"nin kaza tarihinden, 33.370,96 TL"nin 11.12.2010"dan işleyecek temerrüt faiziyle davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalılar (karşı davacılar) vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davalılar (karşı davacılar) vekilinin karşı davaya ilişkin temyiz talebi yönünden; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına,
özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranlarının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalılar (karşı davacılar) vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davalılar (karşı davacılar) vekilinin asıl davaya ilişkin temyiz talebi yönünden; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranlarının ve araç hasar bedeline ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalılar (karşı davacılar) vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
3-Asıl davada davacı taraf, aracın tamir süresi olan 23 gün boyunca aracın yolcu taşımacılığı işinde kullanılamaması nedeniyle oluşan kazanç kaybının da tahsilini istemiştir. Mahkeme tarafından hükme esas alınan, serbest muhasebeci mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen 12.05.2014 tarihli raporda, davacının talep edebileceği kazanç kaybı 33.370,96 TL. olarak saptanmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporu incelendiğinde; davacının kaza yapan yolcu otobüsü ile aynı güzergahta sefer yapan davacıya ait 10 adet otobüsün 23 günlük sürede elde ettiği toplam gelir üzerinden oranlama yapılarak, dava konusu kazaya karışan otobüsün 23 günlük sürede elde edebileceği gelir 61.658,92 TL. olarak hesaplanmış; makina mühendisi bilirkişiden alınan 30.06.2014 tarihli rapor ile de hasarın niteliğine göre makul tamir süresinin 23 gün olacağı saptanmış olmakla; denetime açık olan ve veriye dayanan bu tespitlerin kazanç kaybı hesabına esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır.
Davacı otobüsünün makul tamir süresi ile tamir süresinde elde edebileceği gelir tespitleri usulünce yapılmış olmakla birlikte, kaza yapan otobüsün tamir süresine ilişkin maliyet bedellerinin belirlenmesi usulü yerinde olmamıştır. Zira, aracın tamir süresindeki giderlerinin belirlenmesi bakımından, davacı tarafın sunmuş olduğu tahmini gider tablosuna göre hesaplama yapılmış olup; bu tablo incelendiğinde ise, davacıya ait toplam 110 adet otobüsün 3 aylık süredeki gideri olarak bildirilen 28.287,00 TL"nin kaza yapan otobüsün gideri olarak hesaba esas alındığı görülmektedir. Mahkemece hükme esas alınan 12.05.2014 tarihli bilirkişi raporunda da, hesaplamada davacının sunduğu tablo esas alınmakla birlikte, maliyet bedelleri yönünden yeterli verinin olmadığı ve takdirin mahkemeye ait olduğu bildirilmiştir. Hükme esas alınan rapordaki hesaplamanın net ve açık olması, davalı taraf bakımından da denetlenebilir olması gerekir.
Bu durumda mahkemece, kazaya karışan davacı otobüsünün, makul tamir süresi olan 23 günlük süredeki kazanç kaybı hesabında
esas alınacak maliyet bedellerinin, davacının ticari defter ve kayıtları ile muhasebe kayıtları incelenmek suretiyle net olarak saptanması, belirlenen bu maliyet bedelinin 23 günlük sürede aracın elde edeceği gelir olarak saptanan bedelden düşülmesi suretiyle, davacının talep edebileceği net kazanç kaybı hesabı yapılması konularında, konusunda uzman bilirkişiden ayrıntılı, gerekçeli, denetime açık rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, konusunda uzman olmayan bilirkişinin verdiği ve denetim imkanı bulunmayan rapora dayalı olarak hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalılar (karşı davacılar) vekilinin karşı davaya ilişkin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalılar (karşı davacılar) vekilinin asıl davaya ilişkin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalılar (karşı davacılar) vekilinin asıl davaya ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 18.4.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.