Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/10217
Karar No: 2021/5282
Karar Tarihi: 24.05.2021

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/10217 Esas 2021/5282 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2020/10217 E.  ,  2021/5282 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 1. TÜKETİCİ MAHKEMESİ

    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen maddi ve manevi tazminat davasında verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davalı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile düzelterek yeniden esas hakkında verdiği kararın, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı, 20/04/2012 tarihli bursluluk sözleşmesi ile davalı okulda %80 burslu olarak öğrenim gördüğünü, okula başladıktan sonra psikolojik sorunların baş gösterdiğini ve devam eden süreçte travma oluşması sebebi ile, 1.5 sene sonunda okuldan ayrılmak zorunda kaldığını, okulda akran şiddeti yaşadığını, davalı okul rehber ve danışman hocalarının ilgisiz davrandıklarını ve okuldaki sorunların çözülemediğini, davalı okulun bu süreçte ağır ihmalden dolayı kusuru bulunduğunu, sözleşme koşullarının yerine getirilmediğini ve hizmetin ayıplı ifasının söz konusu olduğunu, hem maddi hem de manevi zarara uğradığını iddiası ile 50.000 TL manevi tazminat ile davalı okulun sözleşmenin gereklerini yerine getirip sağlıklı bir eğitim ortamı sağlamadığından ödedikleri paraların ve sair masraflar ile burslu öğrenci olarak burs şansını kaybetmenin karşılığı 20.000 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir
    Davalı, okulun rehber öğretmeninin, davacının kızı ile yakından ilgilendiğini, öğrenci ile rehber öğretmenin iki yıl süresince 24 kez görüştüğünü, ailenin çözüm yolları üzerinde yeterince durmadığını,öğrencinin yaşadığı sıkıntılarda eğitim kurumunun kusuru olmadığını bildirerek, davanın reddini dilemiştir
    İlk derece mahkemesince ‘----bilirkişi raporuna göre davacının taraflar arasındaki eğitim sözleşmesine uygun şekilde hizmet alamadığı, davalı tarafça verilen hizmetin ayıplı olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim davalı eğitim kurumunun yaşanan süreç içerisinde davacı küçüğe yönelik yeterli düzeyde eğitim sunmadığı, onun sosyal ve psikolojik açıdan gelişimine yeterli düzeyde katkıda bulunmadığı, sadece görüşme ve izlemekle yetindiği, eğitimin başlangıcında başarı düzeyi yüksek olması ve psikolojik sorunları bulunmamasına karşılık okulda yaşanan ve fiziksel şiddete varan akran zorbalığı, dışlanma, aşağılanma, ayırımcılık, sosyal izolasyon
    nedeniyle sosyal ve psikolojik açıdan kendisine zarar verecek kadar rahatsızlandığı, bir kez akranlarını şikayet etmesi sonucunda ardından akranlarının bu şikayetle ilgili kendisine dönüş yapması ve şikayetten sonuç alınmadığını görmesi nedeniyle yaşanan sorunları okul idaresine aktaramadığı, aktarmasının da kendisinden beklenemeyeceği, okul idaresinin buna yönelik herhangi bir tedbir almadığı, neticede yaşanan sıkıntılar nedeniyle davacı küçüğün yeme-içme sorunları, sinirlilik, huzursuzluk, konstrasyon güçlüğü, değersizlik hissi, uyku ve sinir problemleri yaşadığı, yaşanan bu problemler sonucunda davacının dönem içerisinde başka bir okula kaydının alınmak zorunda kalındığı anlaşılmaktadır. Bu durumda ortaya çıkan sorunla başetme ve eğitim gören bireylerin psikopedagojik ve psikososyal bütünlüklerini koruma görev ve yükümlülüğü bulunan davalı eğitim kurumunun koruma, denetim ve gözetim yükümlülüğünü gereği gibi yerine getirmemesi nedeniyle verdiği hizmetin ayıplı olması sonucunda davacı tarafın sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebi ile maddi ve manevi tazminat talebinde haklı olduğu kanaatine varıldığı---’ gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile; 11.976,00.TL maddi tazminat, 5.000,00.TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, karara karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince;’---Mahkemece iddianın ispatlandığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, dosyada dinlenen tanık beyanları ve toplanan taraf delillerinin içeriğine göre, davacının akran zorbalığı, sosyal izolasyon, akran fiziksel ve duygusal şiddeti ve dışlanma gibi davranışlara maruz kaldığı hususunun somut olaylara dayalı olarak ispat edilemediği anlaşılmaktadır. Davacı tanıklarının iddiaya konu olaylara ilişkin görgüye dayalı somut beyanları bulunmadığı gibi, denetim ve gözetim yükümlülüğünün yerine getirilmediği konusunda da somut bilgilerine rastlanamamıştır. Hükme esas alındığı anlaşılan psikolog beyanının davacı ile görüşme üzerine düzenlendiği, yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporunun ise davacının yaş dönemine ve eğitim kurumlarının görev ve yükümlülüklerine ilişkin genel değerlendirmeler ve kanaat içerdiği, davalının denetim ve gözetim yükümlülüğünün ihmal edildiğine ilişkin somut saptamada bulunulmadığı, sözkonusu tarih itibariyle yürürlükte olan milli eğitim bakanlığı rehberlik ve psikolojik danışma hizmetleri yönetmeliğine göre bireysel rehberlik hizmetinin öğrenciyi sorun çözme çabasında alanın bilimsel yöntemlere göre desteklenmesi temeline dayandığı, bu doğrultuda davacı ve ailesiyle görüşmeler yapıldığı, davacıya profesyonel destek alınması konusunda tavsiyede bulunulduğunun her iki tarafın da kabulünde olduğu, keza davacının profesyonel destek aldığı, sunulan ve itiraza uğramayan davalı taraf kayıtlarına göre davacıyla müteaddit defalar bireysel görüşmeler gerçekleştirildiği, dosya kapsamına göre davalıya atfı kabil kusurun kanıtlanamadığı anlaşıldığından, koşulları oluşmayan maddi ve manevi tazminat isteminin reddi gerekirken, hatalı değerlendirme ile kısmen kabul kararı verilmiş olması doğru olmamıştır----.’ gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, İstanbul Anadolu 1. Tüketici mahkemesinin 03/05/2018 tarih, 2014/1373 esas 2018/346 karar sayılı kararının ...nun 353/1-b.2 maddesi gereğince kaldırılmasına, yeniden hüküm tesisi ile; davacının maddi ve manevi tazminat davasının reddine, karar verilmiş, verilen bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgeler ile özellikle ilk derece mahkemesi tarafından dosyaya kazandırılmış olan bilirkişi raporunun incelenmesinde; Bilirkişiler kimya mühndisi eğitimci Profesör ve Uzman Psikolog tarafından düzenlenmiş olan 14.03.2018 tarihli raporlarında ; ‘---...’ ın davalı eğitim kurumunda akran zorbalığı, sosyal izolasyon, akran fiziksel ve duygusal şiddeti ve dışlanma gibi davranışlara maruz kaldığı, öğrenilmiş çaresizlik duygusu sonucunda depresyon belirtileri yaşadığı, kendisini değersiz gördüğü, öz saygısının düşük olduğu, suçluluk duyguları yaşadığı, kişilik, psikolojik, pedagojik, sosyal ve akademik gelişiminin bu süreçte olumsuz şekilde etkilendiği, davalı eğitim kurumunun ise bu sorunlarla başetme ve eğitim gören bireylerin psikopedagojik ve psikososyal bütünlerini koruma görev ve yükümlülüğünün bulunduğu, mahkemeye intikal eden iş bu davada davalı eğitim kurumunun, eğitim gören bireylerin, psikososyal açıdan koruma, denetim ve gözetim yükümlülüklerini ihmal ettiği, yeterli danışma hizmeti sunmadığı, akranlar arasında yaşanan çatışmalara müdahale etmede yetersiz kaldığı düşünülmektedir--" yönünde görüş bildirmişlerdir.
    HMK"nın 266 ve devamı maddeleri uyarınca çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde hakimin, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar vereceği düzenlenmiştir. Bilirkişi raporunu hazırlarken, raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde bilgi ve belgelere dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hükme dayanak yapılabileceğinin gözden uzak tutulmaması gerekir.
    Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir.
    Somut uyuşmazlıkta; İlk derece mahkemesinin hükmüne dayanak yaptığı bilirkişi raporunu tanzim eden eğitimci kimya mühendisi bilirkişinin pedagoji alanında ve eğitim mevzuatı konusunda uzman olup olmadığı anlaşılamadığı gibi, tarafların bilirkişi raporuna itirazında ileri sürdüğü iddiaları karşılar mahiyette değildir. Mahkemece mevcut rapor yeterli görülmüştür. Ancak itirazların yerinde olup olmadığının belirlenmesi özel bir bilgiyi gerektirdiğinden eksik inceleme ile hüküm verilmiştir.
    O halde, bu konuda rapor düzenlemeye ehil ve donanımlı pedagog , eğitimci ve psikologtan oluşan akademik kariyere sahip 3 kişilik yeni bilirkişi kurulundan, tüm dosya kapsamı değerlendirilmek ve tarafların iddia ve savunmalarını karşılayacak şekilde, taraf, Mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli bilirkişi raporu alınmak sureti ile hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile ve yetersiz bilirkişi raporu alınarak yazılı şekilde hüküm tesisi usûl ve yasaya aykırı olup bozma bozmayı gerektirmiştir.
    2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, 2. bent gereğince davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 24/05/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi