8. Hukuk Dairesi 2018/12127 E. , 2020/826 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Terkin
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı Hazine vekili, mülkiyeti davalıya ait olan 114 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 7.594,04 m2"lik kısmının, 3621 sayılı Kıyı Kanunu"na göre kıyı kenar çizgisi kapsamında kalan yerlerden olduğunu ileri sürerek, dava konusu taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan kısmının tapu kaydının iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davanın kabulüne dair ilk kararın taraf vekillerinin temyizi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesi"nin 09.02.2009 tarihli ve 2009/404-1533 Esas, Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmiş olup, davalı vekilinin karar düzeltme isteğinde bulunması nedeni ile Yargıtay 1. Hukuk Dairesi"nin 28.10.2009 tarihli ve 2009/9038 Esas, 2009/10907 Karar sayılı ilamı ile; "... Kadastro tespitinin kesinleştiği tarih olan 14.09.1970 ile davanın açıldığı tarih arasında 3402 sayılı Kanun"un 12. maddesinde sözü edilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu sabittir. Mahkemece kurulan hüküm onama tarihi itibariyle doğru olmakla beraber sonradan yürürlüğe giren ve kesin hüküm halini almamış eldeki davalara da uygulanacağından daire kararının ortadan kaldırılması ve Yerel Mahkeme"nin 02.02.2007 tarihli ve 2005/271 Esas, 2007/20 Karar sayılı kararın anılan yasa hükümleri doğrultusunda ve her dava açıldığı tarihteki koşullara tabi olacağı, 28.11.1997 tarihli ve 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kurulu kararı gereğince belirlenen kıyı-kenar çizgisine göre davacının dava tarihi itibarı ile davasında haklı olduğu gözetilerek yargılama giderlerinden ve bu giderlerden sayılan Avukatlık ücreti ile harçtan da davalının sorumlu tutulması gerekeceği …"" gerekçeleri ile mahkeme kararı bozulmuş, Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda, hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, davacı Hazine vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesi"nin 09.07.2014 tarihli ve 2014/13758 Esas, 2014/14550 Karar sayılı ilamı ile “... işin esası hakkında 28.11.1997 tarihli 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı doğrultusunda değerlendirme yapılmak suretiyle uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması için karar bozulmalıdır... sonradan yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. ve 17. maddeleriyle 3402 sayılı Yasa"ya eklenen 36/A ve Geçici 11. maddelerindeki düzenlemeler nedeniyle Mahkemece davalıların yargılama giderlerinden ve vekalet ücretinden sorumlu tutulması doğru olmamıştır...” gerekçeleri ile karar bozulmuş, Mahkemece bozmaya uyulmuş, temyiz aşamasında nizalı taşınmazda yapılan imar uygulaması iptal edilip tapu eski hale getirilmediğinden kıyı kenar çizgisi ile ilgili bir karar vermenin mümkün olamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, anılan karar Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 2016/18267 Esas, 2016/15896 Karar sayılı ilamı ile “….dava konusu edilen taşınmaz yargılama sırasında el değiştirmiş olduğundan Mahkemece davanın yeni malike yöneltilmesi, taraf delillerinin toplanması, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken taraf teşkili sağlanmadan yargılama yapılıp hüküm kurulması isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir...” gerekçeleri ile bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda Mahkemece, Yargıtay bozma ilamı gereği davanın yeni malike yöneltilmesine dair usuli işlemin yerine getirildiği, yeni malik yönünden davanın mahkemece daha önce verilen karar gereğince esastan , önceki malik yönünden de husumet yokluğu nedeni ile reddi gerektiğinden bahisle davalı ... yönünden esastan, diğer davalı ... Belediye Başkanlığı yönünden husumet yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, çekişmeli taşınmazın kıyı kenar çizgisine göre kıyıda kaldığı iddiasına dayalı tapu iptal ve sicilin kütükten terkini isteğine ilişkindir.
Tüm dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 114 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tarla vasfıyla 126.048,00 m2 yüzölçümü ile Yeniköy Belediyesi adına tapuya kayıtlı iken, imar uygulaması nedeniyle 21.03.2011 tarihinde 18.563,35 m2 yüzölçümü ile Kocaeli Büyükşehir Belediyesi adına tapuya tescil edildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, Mahkemece bozma ilamına uyularak yazılı şekilde karar verilmiş ise de, bozma gereklerinin tam olarak yerine getirilmediği görülmektedir. Şöyle ki; bozma ilamı doğrultusunda Mahkemece dava yeni malike yöneltilerek taraf teşkili sağlanmış ise de, yargılamanın devamı sırasında imar uygulaması ile değişikliğe uğrayan dava konusu taşınmaz hakkında Mahkemece keşfen belirlenen kıyı kenar çizgisi içinde kalıp kalmadığı yönünde bir araştırma yapılmamıştır.
Hal böyle olunca, Mahkemece yapılması gereken iş; yargılamanın devamı sırasında imar uygulaması nedeniyle 21.03.2011 tarihinde 18.563,35 m2 yüzölçümü ile Kocaeli Büyükşehir Belediyesi adına tapuya tescil edilen dava konusu taşınmazın, Mahkemece keşfen belirlenen kıyı kenar çizgisine göre durumu hakkında bilirkişi kurulundan bilimsel gerçeklere ve maddi bulgulara dayalı, denetime açık ek rapor almak, yapılacak bu araştırmalarla, dava konusu taşınmazın kıyı kenar çizgisinin hangi tarafında kaldığı, kıyı kenar çizgisi içerisinde kalması durumunda ise ne kadarlık bölümünün kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlendikten sonra, oluşacak durum, dosya içeriği, iddia ve savunma doğrultusunda toplanan diğer tüm deliller birlikte tartışılıp değerlendirilerek, sonucuna göre karar vermek olmalıdır.
Anılan yönler gözetilmeden eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması yeniden bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, davacı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 03.02.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.