17. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/4080 Karar No: 2016/4882 Karar Tarihi: 18.04.2016
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/4080 Esas 2016/4882 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2016/4080 E. , 2016/4882 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -KARAR- Davacı vekili; davacıya ait aracın trafik kazası sonucu maddi hasara uğradığını, aracın kasko poliçesi ile teminat altında olması nedeni ile sigorta şirketine müracaat edildiğini, ancak sigorta şirketince aracın kiralık araç olduğu ve bu nedenle teminat dışında olduğundan bahisle talebinin reddedildiğini, bu gerekçenin hukuka aykırı olduğunu,... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/17 D. İş sayılı dosyasında yapılan tespit ile araçtaki hasarın 14.859,38 TL olduğunun tespit edildiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL’nin 01.03.2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili; 19.01.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 13.859,38 TL daha artırarak toplam 14.859,38 TL"nın tazminini istemiştir. Davalı vekili; davacının aracını kiralık olarak kullandırdığı sırada kazanın meydana geldiğini, bu durumun aracın sürücüsü tarafından sigorta görevlilerine verilen beyan dilekçesi ile anlaşıldığını ve hasarın teminat dışında kaldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile 14.809,38 TL tazminatın 20.3.2010 temerrüt tarihinden işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Mahkemece verilen hükmün davalı vekili temyizi üzerine Daire"mizin 06.02.2014 tarih ve 2013/13343 esas, 2014/1233 karar sayılı ilamı ile "değer kaybı zararının kasko sigorta poliçesi teminatı kapsamında bulunmadığından ve poliçede de aksine bir düzenleme getirilmediğinden bahisle mahkemece davacı tarafın değer kaybına ilişkin talebinin reddine karar verilmesi gerektiği ve kabule göre de reddedilen kısmı üzerinden vekalet ücretine hükmedilmemesi" gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece, az yukarıda anılan bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabulü ile ıslah da dikkate alınarak 11.809,38 TL"nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine dair karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir. Mahkemece bozma öncesi davaya konu tazminatın 20.03.2010 temerrüd tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsili yönünden verilen hükmün faize ilişkin bu kısmı kesinleşmiş olmasına rağmen bozma sonrası verilen temyize konu hükümde faize ilişkin karar verilmemesi doğru görülmemiştir. Ne var ki, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 6100 Sayılı H.M.K.nun geçici 3/2.maddesi delaletiyle HUMK.nun 438/7.maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının (1) nolu bendine ""20.03.2010 temerrüd tarihinden itibaren işleyecek avans faizi"" ibarelerinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 18/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.