8. Hukuk Dairesi 2019/1465 E. , 2019/11117 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi, Ecrimisil Alacağı
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen kararın davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 4.10.2018 tarihli ve 2018/2110 Esas, 2018/16829 Karar sayılı hükmün bozulmasına dair kararın duruşma yapılması suretiyle Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 10.12.2019 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü kararın düzeltmesini talep eden davalılar vekili Av. ... geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Duruşmaya başlanarak isteğin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davalılar vekili, ... 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.3.2016 tarihli ve 2012/142 Esas, 2016/97 Karar sayılı hükmünü duruşma talepli olarak temyiz etmiş olup, her ne kadar temyiz incelemesi duruşmalı olarak yapılıp Dairemizin 4.10.2018 tarihli ve 2018/2110 Esas, 2018/16829 Karar sayılı bozma ilamı verilmiş ise de, davalılar vekiline duruşma günü usulüne uygun olarak bildirilmemiş olduğundan, yeniden duruşmalı olarak yapılan temyiz incelemesinde;
Davacı vekili, davalıların karı koca olduğunu, dava konusu taşınmazı son beş yıldır hukuka aykırı olarak işgal ettiklerini, yapılan uyarılara rağmen işgalin sona erdirilmediğini belirterek, davalıların el atmasının önlenmesini ve ecrimisile hükmedilmesini istemiştir.
Davalılar vekili; vekil edenlerinden ...’ın davacı şirketin %33 ortağı olduğunu, davalı ...’ın ise ...’in eşi olduğunu, dava konusu taşınmazın şirketin ortak tesisi haline gelip şirket hissedarlarının sırayla yararlandıklarını, vekil edeni ...’in şirket mallarının bütünü ya da bir bölümü üzerinde payı bakımından malik hak ve yükümlülükleri olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile 242.988,00TL alacağın dönem sonu itibari ile yasal faizleri ile birlikte davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, davacının men"i müdahale talebinin kabulü ile davalıların davacıya ait dava konusu ... Mahallesi, ... Caddesi, ... Apartmanı, No 43, K2, D3 .../.../... adresinde bulunan taşınmaza yaptıkları müdahalenin men"ine, taşınmazdan tahliyelerine karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalılar vekilinin aşağıda yazılı hususlar dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. HMK"nin 297/2. maddesi (HUMK"un 389. maddesi) gereğince; mahkemece verilen hüküm ile taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Bu maddeye göre; hüküm fıkrasının çok açık olması, infazı sırasında tereddüt yaratmayacak şekilde taraflara yüklenen borç ve tanınan hakları tek tek belirtmesi gerekir. Aksi halde hükmün icrası sırasında şüphe ve tereddütlerin doğmasına ve ilamın infaz edilememesine neden olur.
O halde, talep de gözetilerek, hangi dönem için kaç lira ecrimisilin tahsili gerektiğinin ve buna göre faizin başlama tarihinin hükümde açıkça belirtilmesi gerekirken, infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Davalılar vekili tarafından duruşmalı temyiz istenilmesine rağmen, davalılar vekiline usulüne uygun duruşma çağrısı tebliğ edilmeksizin yapılan Dairenin 4.10.2018 tarihli ve 2018/2110 Esas, 2018/16829 Karar sayılı kararının temyiz incelemesinin KALDIRILMASINA; yeniden yapılan temyiz incelemesi sonucunda, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (2) bentte açıklanan nedenlerle bozulmasına, davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 2.037,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalılara verilmesine, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 10.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi