Esas No: 1995/7
Karar No: 1995/6
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 1995/7 Esas 1995/6 Karar Sayılı İlamı
Hukuk Bölümü 1995/7 E. , 1995/6 K.- ÇIFTÇI MALLARINI KORUMA BAŞKANLIĞININ, KORUMA GÖREVINI YERINE GETIRMEDIĞI ILERI SÜRÜLEREK, MEYDANA GELEN ZARARIN TAZMIN EDILMESI ISTEMIYLE AÇILAN DAVANIN, IDARI YARGI YERINDE GÖRÜLMESININ GEREKTIĞI HK.
- UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAKKINDA KANUN (2247) Madde 19
- ÇİFTÇİ MALLARININ KORUNMASI HAKKINDA KANUN (4081) Madde 26
"İçtihat Metni" Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.
Davacı : Y.U. Davalı : Çiftçi Mallarını Koruma Bşk. OLAY: Davacı, Adana Yumurtalık İlçesi Ayas Köyü Devrişiye Mahallesinde eski 100 ve 1119 parsel sayılı 60 dönümlük taşınmazların bir kısmında ortak olarak arpa ekimi yaptığı, bu yerin koruma kapsamına alınarak korunması istemine ilişkin 8.3.1994 tarihli dilekçeyi kaymakamlık kanalıyla Çiftçi Mallarını Koruma Başkanlığı"na gönderdiği ve aynı dilekçede koruma ücretinin tahakkuk ettirilmesini de istediği ve bu hususu gerek koruma başkanına gerekse bekçilere sözlü olarak da bildirdiği halde, ekinin bir kısmının hayvanlar tarafından yenmiş, bir kısmının da kasıtlı olarak biçilmiş olduğunu, zarar ve ziyanın, Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından yapılan keşif sonucu bilirkişi raporuyla tespit edildiğini ileri sürerek, zararının yasal faizi ile birlikte tahsil edilmesi istemiyle, 31.3.1994 tarihinde adlî yargı yerinde dava açmıştır. Yumurtalık Asliye Hukuk Mahkemesi; 14.4.1994 gün ve 53-57 sayıyla: Davanın, Çiftçi Mallarını Koruma Başkanlığının idari nitelikteki görevini yerine getirmemesi, taşınmazın korunmaması nedeniyle mahsulüne verilen zararın ödenmesi isteminden ibaret olduğu, davalı idarenin idari işlemlerinin adliye mahkemelerinde tartışılamayacağı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, karar temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir. Davacı aynı istekle 13.7.1994 tarihinde idare mahkemesinde dava açmıştır. Adana 1. İdare Mahkemesi; 28.12.1994 gün ve 915 sayıyla; 4081 sayılı Çiftçi Mallarının Korunması Hakkında Yasa"nın 26. maddesinde yer alan: tazminat talebinin reddine ilişkin kararlara karşı sulh hukuk mahkemesine itiraz edilebileceği hükmü uyarınca davanın adlî yargı yerinin görevine girdiği, ancak daha önce adliye mahkemesince görevsizlik kararı verilmiş bulunması nedeniyle, 2247 sayılı Yasa"nın 19. maddesine göre görevli yargı yerinin belirlenmesi istemiyle Uyuşmazlık Mahkemesi"ne başvurulmasına karar vermiş, adlî ve idari yargı dosyaları 26.1.1995 tarihinde Uyuşmazlık Mahkemesi"ne gönderilmiştir. İnceleme ve Gerekçe: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü Selçuk Tüzün"ün Başkanlığında, Şükrü Kaya Erol, Dr. Ekrem Serim, Nursel Aymakoğlu, Zafer Kantarcıoğlu, İrfan Erdinç ve Osman Şimşek’in katılmaları ile yaptığı 13.2.1995 günlü toplantıda, Raportör-Hâkim Ayten Anıl"ın raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; toplantıya, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı yerine katılan Savcı İsmet Gökalp ile Danıştay Başsavcısı yerine katılan Savcı M. İlhan Dinç"in idari yargı yerinin görevli olduğu yolundaki yazılı düşünceleri doğrultusundaki sözlü açıklamaları da alındıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: 4081 sayılı Çiftçi Mallarının Korunması Hakkında Yasanın 1. maddesinde: Bu Yasa"ya göre korunacak çiftçi malları arasında birinci sırada, “ekili, dikili veya kendiliğinden yetişen bütün nebatlarla Orman Kanunu şumulüne girmeyen ağaçlar ve ağaçcıklar...” sayılmış ve 2. maddesinde: “Bu yasa hükümlerinin I- köy sınırları içinde, II- şehir ve kasaba haricinde olup, belediye hududu içinde veya dışında bulunsun, zirai mahsulat istihsal edilmekte olan sahalarda tatbik edileceği” belirtilmiştir. 3. maddesinde: Bu yasada yazılı işlerden köyleri ilgilendirenlerin ihtiyar meclisi, ikinci maddenin ikinci fıkrasında yazılı olanlara ait olanların ise koruma meclisi tarafından ifa olunacağı hükmü yer almıştır. Devam eden hükümlerden de: Koruma meclisi üyelerinin ticaret ve sanayi ve ziraat odaları bulunan yerlerde bunların iştirakiyle toplanan belediye meclisi tarafından gizli oyla ve dört yıl müddetle seçileceği, belediye meclislerinin her yenilenmesinde çiftçi mallarını koruma meclisi üyelerinin de yeniden seçileceği yazılı bulunmaktadır. Bu hükümlerden anlaşılacağı üzere Çiftçi Mallarını Koruma Meclisi, yasayla kurulmuş ve Yasada belirtilen kamu hizmetini yürütmekle görevli idari bir kurul niteliğindedir. Dava da, bu kurulun yasanın verdiği görev ve yükümlülüğünü yerine getirmediği ileri sürülerek, bu nedenle meydana gelen zararın tazmin edilmesi istemiyle açılmıştır. Yasa"nın 26. maddesinde: Birinci maddede yazılı çiftçi mallarının maruz kaldığı ve miktarı elli lirayı geçmeyen zararların tazminine ilişkin işleri, koruma ve ihtiyar meclislerinin Köy Yasası"ndaki usule göre inceleyerek bir karara bağlayacakları (Köy Kanunu Md. 66) belirtilmiş; tazminat talebinin reddine ve yirmi liraya kadar olan kararlara karşı beş gün içinde sulh hakimine itiraz edilebileceği, şu kadar ki zarar yapan tarafından vuku bulan itirazlarda, tazminine karar verilen paranın koruma sandığına aynı müddet içinde depo edilmesinin şart olduğu, bu fıkraya taalluk eden işlerde mahkemenin işi bir hafta içinde intaç edeceği, yirmi liradan yukarı olan tazminat kararlarına karşı ilgililerin depo şartı olmaksızın beş gün içinde sulh hakimine itiraz edebilecekleri hüküm altına alınmıştır. Madde hükmünden açıkça anlaşılacağı üzere bu hüküm, çiftçi mallarına diğer kişiler (üçüncü şahıslar) tarafından verilen zararları kapsamakta ve bu zararın tazmin ettirilmesi amacıyla, zarar gören çiftçi tarafından, Çiftçi Mallarını Koruma Başkanlığı"na başvurulması üzerine sözü geçen idare tarafından yapılacak işlemleri, itiraz ve çözüm yollarını ve yöntemlerini düzenlemektedir. Çiftçi Mallarını Koruma Başkanlığı"nın tazminat talebini kabul ya da reddetmesi hallerinde sulh hakimine itiraz edilebileceği de bu maddede hükme bağlanmış bulunmaktadır. Olayda ise Çiftçi Mallarını Koruma Başkanlığı tarafından koruma görevinin yerine getirilmediği iddia edilerek ekili arazide meydana gelen zararın, koruma yükümlülüğünü yerine getirmeyen bu idareye ödettirilmesi amacıyla idare aleyhine dava açılmış bulunmaktadır. Olayda 26. maddede öngörüldüğü şekilde bir itiraz söz konusu değildir. Doğrudan doğruya idareden istenilen bir tazminat istemi vardır. 2577 sayılı Yasa"nın 2. maddesinde idari dava türleri arasında, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları da sayılmıştır. Kamu görevini yürütmekle görevli kılınmış bir kamu kurumunun, kendisini görevli kılan kamu yasalarında gösterilen hizmetlerden birinin yürütülmesi sırasında, kişilere verdiği zararın tazmini isteğine ilişkin davada, kamu hizmetinin yöntemine uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, kamu yasasına göre işletilip işletilmediğinin ve hizmet kusuru ile zarara sebep olup olmadığının saptanması idare mahkemesinin görevine girmektedir. Açıklanan nedenlerle davanın idari yargı yerinde çözümlenmesi bu nedenle Adana 1. İdare Mahkemesi"nin 2247 sayılı Yasa"nın 19. maddesi uyarınca yaptığı başvurunun reddi gerekmektedir. SONUÇ: Anlaşmazlığın, niteliğine görev davanın idari yargı yerinde görülmesi gerektiğine, bu nedenle Adana 1. İdare Mahkemesi"nin 2247 sayılı Yasa"nın 19. maddesi uyarınca vaki 28.12.1994 gün ve 915 sayılı başvurusunun reddine, 13.2.1995 gününde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.