12. Ceza Dairesi 2019/11875 E. , 2021/257 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm : CMK"nın 223/2-e. maddesi gereğince beraat
Taksirle yaralama suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya incelenen dosya kapsamına göre, katılanlar vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanığın Özel ... Hastanesinde genel cerrahi uzmanı olarak görev yaptığı, olay tarihinde yaşı küçük katılan ..."nun sünnet operasyonunu gerçekleştirdiği ve hatalı cerrahi işlem nedeniyle basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde taksirle yaraladığı iddiası ile kamu davası açıldığı olayda; Erciyes Üniversitesi öğretim üyeleri ve adli tıp uzmanlarından oluşan bilirkişi heyetinin 24.01.2014 tarihli raporunda; "Sünnet edilmesi amacıyla Özel ... Hastanesine başvurusunu takiben elektif koşullarda 02.07.2013 tarihinde lokal anestezi eşliğinde sünnet edilen, Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanelerinin ... sayılı hasta dosyası içinde bulunan Çocuk Cerrahi ve Plastik Cerrahi uygulamalarına yönelik kayıtlara göre glans altında deri yapısı gözlenmeyen, glansı fibrin kaplı, üretrası dar izlenen, glansta ve penis derisinde defekt (derinin fazla alınması nedeniyle) izlenen, penis derisindeki defekti uyluktan alınan grefit ile onarılan ... hakkında düzenlenmiş Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığının 2013/26960 sayılı soruşturma dosyası içerisinde bulunan dilekçe, ifadeler, tıbbi evrak ile konunun adli-tıbbi değerlendirmesinden elde edilerek yukarıda kayıtlı olan bilgi, bulgu ve yorumlar birlikte değerlendirildiğinde; Uz.Dr...."in; ..."nda "gömük penis, penis derisinde yapışıklıklar, bu yapışıkların açılması sırasında penis derisinde ödem ve beslenme bozukluğu" saptamasına, dolayısı ile artmış riske rağmen acil olmayan girişimi gerçekleştirdiği, gerek normal olmayan anatomik yapı gerekse yapışıkların açılması sırasında oluşan ödem nedeniyle greft konulma ihtiyacı doğuracak şekilde penis derisini fazla aldığı, dolayısı ile yukarıda C2, C4, C5. maddelerde vurgulanan gerekçeler doğrultusunda dikkat ve özen yükümlülüğünü tam ve eksiksiz olarak yerine getirmediği, kusurlu olduğu kanaatini bildirir rapordur" şeklinde görüş belirtildiği; yargılama aşamasında İstanbul Adli Tıp Kurumu"nun 2.İhtisas Kurulundan rapor alındığı, 20.06.2016 tarihli bu raporda ise; "... oğlu, 24.11.2012 doğumlu ... hakkında düzenlenen adli ve tıbbi belgelerin tetkikinde; sünnet işlemi yapılması için 02.07.2013 tarihinde Özel ... Hastanesi"ne başvuran küçüğün davalı hekim tarafından yapılan muayenesinde gömük bir penisi yapısı ve aşırı derecede yapışık bir penis derisi mevcut olduğu, yapışıklıkları açma sonrasında penis derisinde ödem oluştuğu ve deri dolaşımının nazlı olduğu davalı hekimin ifadesinde belirtilmiş olduğu, lokal anestezi eşliğinde usulünce sirkumsizyon yapıldığı, hemostazı takiben prepisium artığı penis derisine 5/0 rapid vicryl ile separe dikildiği, pansuman yapıldığı, aynı gün taburcu edildiği, davalı hekim tarafından "hastanın iki kez (04.07.2013 ve 06.07.2013 tarihlerinde) tedbiren kontrole çağrıldığı, kontrolde ödem dışında problem saptanmadığı, sünnet bakımının tekrar anlatıldığının ifade edilmiş olduğu, sonrasında davalı hekim doğum iznine ayrıldığı için küçüğün takip ve tedavilerine başka sağlık kuruluşlarında devam edildiği, davalı hekim tarafından yapılan takip ve tedavilere ait tüm tıbbi belgeler 18.08.2014 ve 24.04.2015 tarihli müzekkereler ile talep edilmesine rağmen dosya içerisinde başkaca belgenin gönderilmemiş olduğu, davalı hekim tarafından ifade edilen bilgilerin tıbbi kayıtlarda bulunmamasının tıbbi bir eksiklik olduğu, küçüğün 23.07.2013 tarihinde Erciyes Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi"ne başvurduğu, yapılan muayenesinde gömük penis saptandığı, yara yeri iyileştikten sonra operasyon önerildiği, 25.07.2013 tarihinde GAA sünnet revizyonu ve üretra dilatasyonu işlemi yapıldığı, pomadlı klemp ile glans etraf yapışıklıklardan ayrılarak penis ortaya çıkarıldığı, glansın altında deri yapısı gözlenmediği, fibrin kaplı olduğunun görüldüğü, üretranın dar olduğunun gözlendiği, üretral dilatasyon yapıldığı, 6Fr foley sonda ile üretra kateterize edildiği, işleme son verildiği, perop ve erken postop komplikasyon olmadığı, 02.08.2013 tarihinde peniste yara yakınmasıyla aynı hastaneye başvurduğu, muayenesinde glans penis ve penis şaftı üzerinde sirkumferansiyel deri kaybı ve gömük penis tespit edildiği, operasyon planlandığı, 05.08.2013 tarihinde plastik cerrahi tarafından ameliyata alındığı, kısmi kalınlıkta deri grefti - tüme yakın yapıldığı, postop kontrol muayenelerinin yapıldığı, küçüğün 09.10.2015 tarihinde Adli Tıp Kurumu 2.İhtisas Kurulunca yapılan muayenesinde; "...penil şaft ile glans penis ayırımının net olarak gözlemlenemediği, glansın üzeri ve dorsali boydan boya skar dokusu ile kaplı olduğu, mea gözlenemediği, ventraldeki orifisten idrarını yaptığının söylendiği, sol kalça üzerinde ve sol uyluk dış yanda greft alındığı ifade edilen yerde 5x5 cm.lik ciltle aynı seviyede ve renkte skar olduğunun tespit edildiği, hastanın Adli Tıp Kurulu 2.İhtisas Kurulunca yapılan muayenesinde tespit edilen bulguların (penil şaft ile glans penis ayırımının net olarak gözlemlenememesi, glansın üzeri ve dorsali boydan boya skar dokusu ile kaplı olması, meanın gözlenememesi, ventraldeki orifisten idrarını yaptığının belirtilmesi) hatalı cerrahiden ziyade dolaşım (kanlanma) bozukluğu sonucu gelişebileceği kanaatine varıldığı ve bu durumun sünnet işleminin bir komplikasyonu olarak kabul edilmesi gerektiği, tıbbi belgelerde sünnet işlemi sırasında koter kullanılıp kullanılmadığı, kullanılan lokal anesteziğin cinsi ve uygulanan teknikle ilgili bilgi mevcut olmadığı, bu nedenle ortaya çıkan sonucun cerrahi işlem kusurundan mı, yoksa sünnet işleminin bir komplikasyonu olan dolaşım bozukluğu sonucu mu geliştiğinin ayırımının tıbben yapılamadığı" şeklinde tespitlere yer verildiğinin anlaşılması karşısında; maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi açısından raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi ve sanığın kusur durumunun tereddütte mahal vermeyecek şekilde tespiti için, İstanbul Adli Tıp Kurumu 2.İhtisas Kurulu raporunda bahsedilen eksik hususlar giderildikten sonra dosyanın, Adli Tıp Genel Kuruluna gönderilerek yeniden rapor alınması gerektiği gözetilmeksizin, eksik inceleme ile hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 14.01.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.