8. Ceza Dairesi 2016/6896 E. , 2016/9377 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması ve başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması
HÜKÜM : Hükümlülük
Gereği görüşülüp düşünüldü:
1- Sanık hakkında başkasına ait banka veya kredi kartının kötüye kullanıl- ması suretiyle yarar sağlama suçundan kurulan hüküm yönünden yapılan incelemede;
5237 sayılı TCK.nun 53. maddesindeki hak yoksunluklarının; Anayasa Mahkemesi"nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararı gözetilerek infaz aşamasında değerlendirilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre, sanık müdafiinin suçun sübut bulmadığına yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddiyle hükmün oybirliğiyle (ONANMASINA)
2- Sanık hakkında başkasına ait kimliğin kullanılması suçundan kurulan hükme yönelik temyize gelince;
İşlediği bir suç nedeni ile kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını önlemek amacıyla kendi kimliğini saklayıp bir başka kişiye ait kimlik bilgilerini kullanması ve onun hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasına neden olunması halinde, sanığın fiili 5237 sayılı TCK.nun 268. maddesinde düzenlenen suç tipine uyacağı ve maddedeki hüküm gereğince 267. maddedeki iftira suçuna ilişkin hükümlere göre cezalandırılacaktır.
Somut olayda ise; sanığın, katılanın kredi kartı ile internet sitesinden alışveriş yaptığı, firmanın şüphelenmesi sonucu güvenlik görevlilerine haber verilmesi üzerine, malı teslim aldıktan sonra yakalandığında üzerinde bulunan katılana ait gerçek nüfus cüzdanının, kendisine ait olduğunu belirtmediği gibi katılan hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasına neden olunmadığının anlaşılması karşısında, suçun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden sanığın beraati yerine yazılı şekilde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi gereğince (BOZULMASINA), 06.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.