Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/2010
Karar No: 2016/4825
Karar Tarihi: 14.04.2016

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/2010 Esas 2016/4825 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2016/2010 E.  ,  2016/4825 K.
"İçtihat Metni"



Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili, davalı ... A.Ş vekili, davalı ... vekili, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacılar vekili, müvekkilleri ... ve ..."in çocuğu ..."ın davalı ..."in hakimiyetindeki araca bisikletiyle çarpması neticesinde hayatını kaybettiğini, kazanın oluşumunda davalı ..."in asli kusurlu olduğunu, ..."ın vefatı üzerine ailesinin büyük acı duyduğunu, ..."ın vefat etmeseydi ilerde ailesine maddi destekte bulunabileceğini belirterek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, müvekkillerinden ..."ın annesi ... için 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ve 70.000,00 TL manevi tazminatın, ..."ın babası ... için 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ve 70.000,00 TL manevi tazminatın, ..."ın kardeşi ..., ..., ... için ayrı ayrı 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ve 20.000,00 TL manevi tazminatın, ..."ın teyzesi ..., anneannesi ..., halası ..., babaannesi ..., halası ..., amcası ...için, teyzesi ... için ayrı ayrı 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davacılar vekili, 22/03/2013 havale tarihli ıslah dilekçesi ile destekten yoksun kalma tazminatı talebini müvekkili ... için 23.741,00 TL’ye, ... için 29.412,85 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı ... vekili, ..."ın kazanın oluşumunda suçlu bulunduğunu, bisikleti yavaş sürmediğini, yolda duran kamyona değil, yoldan çıkıp bankete girdiğini ve yükünü boşaltan kamyona çarptığını, ayrıca davacı vekilinin ölenin teyzeleri, halaları, amcası, babaannesi ve anneannesi için talep ettiği manevi tazminat talebinin yerinde olmadığını, anne ve baba için 2.500,00 TL, kardeşler için 1.000,00 TL manevi tazminat ve destekten yoksun kalma tazminatının kabulüne, teyzeleri, halaları, amcası, babaannesi ve anneannesi için talep edilen tazminatların ve fazlaya ilişkin taleplerin reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... Belediye Başkanlığı vekili, açılan davayı kabul etmediklerini, davaya konu aracın 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu çerçevesinde 04/12/2001 tarih ve 2182 sayılı Encümen Kararı ile devri gerçekleştirilmesi sebebiyle, mevcut davada müvekkil idarenin davalı olarak kabul edilebilmesi için öncelikle söz konusu encümen kararının hukuka aykırı olduğunun kabulüne karar verilmesi gerektiğini, dava konusu tazminat taleplerinin fahiş olduğunu, manevi tazminatın zenginleşme aracı olarak kabul edilmemesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile davacı baba için 17.083,24 TL, anne için 21.337,14 TL maddi tazminatın olay tarihi olan 28/02/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (... yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte) davalılar ...., ... ve ... "den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, davacılar ..., .... ve .... yönünden maddi tazminat taleplerinin reddine, davacılar ..., ...., ..., ... ve .... yönünden manevi tazminat taleplerinin reddine, davacı anne için 5.000,00 TL, davacı baba için 5.000,00 TL, davacı kardeşler için ayrı ayrı küçük .... için 2.500,00 TL, davacı küçük .... için 2.500,00 TL, davacı küçük .... için 2.500,00 TL, davacı anneanne .... için 1.500,00 TL, davacı babaanne ... için 1.500,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 28/02/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve .... Belediyesinden müştereken ve müteselsilen alınarak ayrı ayrı davacılara verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili, davalı ... vekili, davalı ... vekili, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava,ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı ... vekili, davalı ... vekili"nin bütün, davacılar vekilinin aşağıdaki 2) ve 3) numaralı bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
Davacılar vekili temyiz itirazları yönünden inceleme;
2-Borçlar Kanunu"nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK m. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
O halde mahkemece, meydana gelen trafik kazası sonucu davacılar ....ve ...."in çocuğu, ..., ... ve ..."nın kardeşi ...."ın ölümü nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olayın meydana geliş şekli, davalıların sorumluluğunun niteliği, kusur oranları da
gözönünde tutularak, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen, davacılar ...., ...., ...., ... ve .... için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan miktarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiştir.
3-Bir insanın ölümü hukukî anlamda bir zarar olmamakla beraber,bu yüzden yine de bazı zararlar meydana gelmiş olabilir. İşte BK"nın 45/II. maddesinin (6098 sayılı TBK m. 53) öngörmüş olduğu hal, ölüm sonucu vukua gelen bir kısım zararların tazminini hükme bağlamaktadır. Bu hükme göre, ölenin yardımından faydalananlar, bu yüzden yoksun kaldıkları faydayı, tazminat olarak, sorumludan isteyebilirler.Buna “destekten yoksun (muinden mahrum) kalma tazminatı” denir. Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yani haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK"nın 45/II. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir.
Destekten yoksun kalma zararının hesabında, destekten yoksun kalanlara müteveffanın sağlığında sağlamış olduğu yardımın miktarı belirlenmelidir. Ölenin parasal veya bedensel destekliğinin derecesi ile bundan yoksun kalanların tazminat isteklerinin ölçüsü ya da hesaplama yöntemi konusunda öğretide görüş birliği yoktur. Gerçek yardım miktarının yeterli delillerle ispat edilemediği durumlarda yargıç, takdir hakkını kullanarak yardım miktarını belirleyebilecektir. Bu belirlemede destek ile destek olunan kimse arasındaki yakınlığın derecesi, aralarındaki manevi bağ, davacıların yaşları, dahil oldukları sosyal ve ekonomik çevre, yaşam standartları, cinsiyetleri gibi bakım ilişkisine ve miktarına etkili olabilecek unsurlar da göz önünde bulundurulacaktır. Hayatın olağan akışı içinde, destek sayılan kimsenin baktığı kimselere gelirini belli paylara bölerek baktığı pek söylenemese de tazminat hesabında bir paylaştırma yapmak zorunlu hale gelmektedir.
Hayatın olağan akışına göre trafik kazası sonucu ölen küçük çocuk ölmeseydi 18 yaşına gelmesi ile birlikte gelir elde edeceği (Askerlik hariç) ve ana ve babaya bakması muhtemeldir. Desteğin ileride evleneceği ve en az iki çocuk sahibi olacağı kabul edilerek, desteğin evleninceye kadar gelirinin yarısını kendi ihtiyaçları yarısını da anne ve babası için ayıracağı varsayılarak bu dönemde desteğe iki anne ve babaya birer pay vermek suretiyle desteğin tüm gelirine oranlandığında evlenmeden önceki dönem içinde anne ve babaya %25 pay verilmesi gerektiği, desteğin ileride evlenmesi ile birlikte desteğe iki, eşe iki, anne ve babaya birer pay vererek yine desteğin tüm gelirinin oranlanarak anne ve babaya %16 şar pay ayrılması, desteğin bir çocuğunun olması durumunda iki pay desteğe iki pay eşe bir pay çocuğa ve birer pay anne ve babaya ayrılmak suretiyle desteğin tüm gelirine oranlandığında anne ve baba için %14 er pay verilmesi daha sonra ikinci çocuğun doğacağı varsayılarak bu kez desteğe iki, eşe iki, çocukların her birine birer ve anne ve babaya birer pay verilerek desteğin tüm gelirine oranlanarak anne ve babaya 12,5 er pay verilmesi gerektiği, daha sonra anne ve babadan yaşam tablosuna göre hangisi destekten çıkacaksa kalan kişiye diğerinin payının ilave edilerek destek tazminatlarının varsayımsal hesabının yapılması gerekirken, desteğin evlendiği tarihten çocuklarının olacağı ve olduğu döneme ilişkin davacı anne ve babaya daha az oranda destek olacağı varsayımına göre hesaplama yapılması doğru olmayıp bu yönde bilirkişi raporunun hükme esas alınması doğru görülmemiştir.
4-Davalı ... vekilinin temyiz itirazları yönünden inceleme;
Davalı ... yönünden, mahkemece kararın gerekçesinde kusurlu olmadığından tazminattan sorumlu tutulmaması gerektiğinin belirtilmiş olmasına rağmen aleyhinde açılan dava nedeniyle hakkında hüküm kurulmamış olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... A.Ş vekili, davalı ... vekilinin bütün, davacılar vekilinin 2) ve 3) numaralı bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, 2) ve 3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin, 4)numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 14/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi