8. Hukuk Dairesi 2016/5423 E. , 2019/11112 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacılar ..., ..., ..., ... ve ... vekili, dava konusu taşınmazın davalının murisi ... tarafından 06.12.1973 tarihinde dava dışı ..."a ve ... tarafındanda 16/06/1976 tarihinde davacıların murisi ..."ye satıldığını ve taşınmazın o tarihten itibaren kesintisiz, çekişmesiz ve malik sıfatıyla davacılar tarafından kullanıldığını açıklayarak, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacılar adına tapuya tescilini, bu talep mümkün olmadığı takdirde uygun bir bedel karşılığında taşınmazın davacılar adına tapuya tescilini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, zamanaşımı süresinin geçtiğini, harici satışı kabul etmediklerini, tapulu taşınmazın harici satış ile devredilmeyeceğini, davacıların murisi ile davalının babası arasında iddia edildiği gibi bir sözleşme imzalanmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuş, yargılama devam ederken 30.06.2012 tarihinde davalının vefatı üzerine davaya yasal mirasçıları tarafından devam edilmiştir.
Mahkemece, yargılama neticesi toplanan delillere göre davaya konu 1157 ada 1 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi rapor ve krokisinde kullanılan arsa olarak gösterilen 136,57 m2"lik taşınmaz bölümünün alım satımı konusunda dava dışı ... ile davalının murisi ... arasında 06.12.1973 tarihinde harici satım senedi düzenlendiği, satış bedelinin tamamının ..."ye ödendiği, bilahare 16.06.1976 tarihinde aynı taşınmazın yine harici satım sözleşmesi ile davacıların murisi ... tarafından satın alındığı, taşınmazın o tarihten beri davacı yanca kullanıldığı, ..."nin taşınmazı üzerindeki ev ile birlikte satın almasından sonra yan tarafına depo olarak kullanılan yapıyı yaptığı, orada demircilik faaliyeti ile uğraştığı, davalı taraf ve murislerinin taşınmazın davacı yan ve murisleri tarafından kullanılmasına bir itirazlarının bulunmadığı, davalıların murisi ..., davacı tarafın kullanımındaki taşınmaz bölümünün tapusunu vereceğini bir çok kez söylemesine rağmen tapu devrini gerçekleştirmediği, davalı taraf adına olan tapu kaydının dava konusu taşınmaz alanı bakımından hukuki değerini kaybettiği ve davacı yanın davasını ispat ettiği anlaşıldığından davanın kabulüyle, dava konusu 1157 ada 1 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisinin 28.04.2014 tarihli rapor ve krokisinde kullanılan arsa olarak gösterilen 136,57 m2"lik bölümüne ilişkin tapu kaydının iptali ile iptaline karar verilen taşınmaz alanının davacılar adına miras payları oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde davalı mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesi ve dosya kapsamına göre davacının talebi, tapu dışı satın almaya dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde TMK"nin 724. maddesine dayalı temliken tescil isteğine ilişkindir.
Tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün olmayıp, tapuda kayıtlı taşınmazların harici satışı da TMK"nin 706, 6098 sayılı TBK"nin 237, 818 sayılı BK"nin 213, 2644 sayılı Tapu Kanunu"nun 26 ve Noterlik Kanunu"nun 60 ve 89. maddeleri gereğince resmi şekilde yapılmadıkça hukuken geçerli bir sonuç doğurmaz ve satın alana herhangi bir hak bahşetmez. TMK"nin 706. maddesinde öngörülen resmi şekil bir ispat şartı olmayıp bir geçerlilik şekil şartıdır. Bu husus 6098 sayılı TBK"nin 237.maddesinde "Taşınmaz satışının geçerli olabilmesi için resmi şekilde düzenlenmesi şarttır.” şeklinde açıklanmıştır. Bu sebeple resmi memur önünde yapılmayan harici satış senetlerine değer verilemez ve buna dayalı olarak iptal ve tescil isteğinde bulunulamaz.
Bununla birlikte TMK"nin 724. maddesinde; yapının değeri açıkça arazinin değerinden fazlaysa, iyi niyetli taraf uygun bir bedel karşılığında yapının ve arazinin tamamının veya yeterli bir kısmının mülkiyetinin malzeme sahibine verilmesini isteyebileceği açıklanmıştır. TMK"nin 724. maddesinin uygulanabilmesi için, yapı sahibinin iyiniyetli olması, bina bedelinin arzın bedelinden fazla olması yanında, yapının bulunduğu alanın taşınmazdan ifrazının da mümkün olması gereklidir.
Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ışığında somut olay incelendiğinde, davacı tarafça 06.12.1973 ve 16.06.1976 tarihli harici satış senetleri dosyaya sunulmuş ise de eksikten getirtilen belgeler incelendiğinde dava konusu taşınmazın öncesinde dava dışı ... adına 18.03.1960 tarihinde hükmen tescil edildiği, imar sonrası 29.12.1997 tarihinde ise satış yoluyla davalı ... adına tescil gördüğü sabit olup, harici satımın yapıldığı tarih itibariyle taşınmazın tapuya kayıtlı olduğu gözetilmeden harici satış senetlerine değer verilerek ve buna dayanılarak iptal ve tescil isteğinin kabulü hatalı olmuştur. Bundan ayrı, davacı tarafın terditli diğer isteği yönünden dosya kapsamındaki bilirkişi raporları incelendiğinde yapı değerinin (17.243,92 TL) arsa değerinden (159.300,00TL) az olduğu da açık olup temliken tescilin koşullarının somut olayda gerçekleşmediği de gözetilmemiştir. Mahkemece, yasal koşulları oluşmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabul kararı verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda gösterilen nedenlerle davalı mirasçıları vekilinin yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalı mirasçılarına iadesine, 10.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.