14. Hukuk Dairesi 2020/1175 E. , 2020/3188 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 19/06/2018 gününde verilen dilekçe ile yargılamanın yenilenmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 27/11/2019 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi davasında davanın kabulüne dair verilen karara karşı yargılamanın iadesi istemine ilişkindir.
Davacı, daha önce Dörtyol Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/374 Esas 2016/538 Karar sayılı dosyası ile görülen ortaklığın giderilmesi davası ile paydaşı olduğu taşınmazın satışının yapıldığını öğrendiklerini, ancak dava dilekçesinin ve diğer safahat aşamalarında başka bir evrakın müvekkiline tebliğ edilmediğini, yaptıkları araştırmalar sonucu müvekkilinin adı ve adresi farklı gösterilerek mahkemenin yanıltıldığını, farklı isimle davalı olarak gösterilen şahsın kendisine yapılan tebligatlara rağmen davanın kendisi ile ilgili olmadığını mahkemeye bildirmediğini, cevap vermediğini ve bu yanlışın devam etmesine olanak sağladığını, yasaya ve yargıya karşı açık bir hile uygulandığını, yetkili mercilerin yanıltılarak suç işlendiğini, sonuç olarak müvekkilinin veya vekil sıfatıyla kendisinin yokluğunda davanın görüldüğünü ve karara bağlandığını, bu nedenlerle Dörtyol Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/374 Esas 2016/538 Karar sayılı ilamının ortadan kaldırılarak yapılan yargılamanın yenilenmesini, satış sonucu dağıtılan bedellerin kişilerden geri alınarak üzerlerine tedbir konulmasını talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, yargılamanın iadesi isteminin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
Yargılamanın iadesi, yargılama hataları ve noksanlarından dolayı, maddi anlamda kesin hükmün bertaraf edilmesini ve daha önce kesin hükme bağlanmış olan bir dava hakkında yeniden yargılama ve inceleme yapılmasını sağlayan olağanüstü bir kanun yoludur.
Yargılamanın iadesi sonucu verilen karar eski hükmü kaldırdığından geçmişe etkili yenilik doğuran bir karardır. Kural olarak yargılamanın iadesine kararın tarafları başvurabilir. Yargılamanın iadesi olağanüstü bir kanun yolu olsa da, bir üst yargı organından değil aynı mahkemeden talep edilmektedir.
Yargılamanın iadesi talebi bir dava niteliğindedir. Bu sebeple yargılamanın iadesinin gerektirdiği özellikler dikkate alınarak davanın açılmasında verilmesi gereken dilekçe verilecektir. Yargılamanın iadesi bir dava açarak ileri sürülebileceğinden dava şartları ve davaya ilişkin genel hükümler geçerli olacak, yapılması gereken tüm işlemler yapılacaktır. Gerekli tüm harç ve giderler ödenmelidir. Mahkemece talep edilirse teminat da yatırılmalıdır. Yargılamanın iadesi talebini inceleyen mahkeme tarafları davet ederek dinler ve bir ön inceleme yapar.
Yargılamanın iadesi talebinin kabulü halinde, yenileme sebebine göre farklı kararlar verilebilecektir. Yargılamanın iadesi bir dava olduğundan bu davada haksız çıkan taraf, asıl davada olduğu gibi yargılama giderlerine ve vekalet ücretine mahkum edilir.
Yargılamanın iadesi talebi bir dava olarak açılıp görüldüğünden, dava hakkında mahkemenin verdiği karara karşı süresi içinde diğer koşulların da bulunması halinde olağan kanun yollarına başvurulabilir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda 6217 sayılı yasa ile değişiklik yapılması dair kanunun 30. maddesi ile geçici 2. maddeden sonra gelmek üzere bir geçici madde eklenmiş, buna göre bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar 1086 sayılı kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı belirtilmiştir.
Yapılan tüm bu açıklamalar doğrultusunda yargılamanın iadesinin bir dava olduğu ve davanın açıldığı tarihte geçerli olan usul hükümlerinin uygulanacağı sonucu ortaya çıkmaktadır. Bu durumda bölge adliye mahkemelerinin faaliyete başladığı tarihten sonra verilen, yargılamanın iadesine ilişkin kararlar hakkında kanun yoluna başvurulması halinde öncelikli istinaf aşamasıyla ilgili taleplerin bölge adliye mahkemesince incelenmesi gerekir.
Somut uyuşmazlıkta, yargılamanın iadesi talebinin reddine ilişkin mahkeme kararı, bölge adliye mahkemelerinin göreve başladığı 20/07/2016 tarihinden sonra verilmiş olup kanun yolu olarak öncelikle istinaf yoluna tâbi bulunmaktadır.
Buna göre kararın istinaf incelemesinin bölge adliye mahkemeleri tarafından yapılması zorunlu olduğundan, HMK"nun 343/4. maddesi uyarınca gereği yapılmak üzere dosyanın bölge adliye mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; gereği yapılmak üzere dosyanın görevli ve yetkili Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Dairesine gönderilmek üzere İLK DERECE MAHKEMESİNE İADESİNE, 01.06.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.