(Kapatılan)15. Ceza Dairesi 2019/7138 E. , 2021/5866 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : 1- TCK.nın 204/1, 62, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
2- TCK.nın 158/1-f-son, 62, 52/4, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçundan sanığın mahkûmiyetine ilişkin hükümler, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık, 23/03/2015 tarihli dilekçesiyle, gerekçeli kararın tebliğ edildiği adreste 24.05.2012 tarihinde boşandığı eşi Sibel Balcı"nın oturduğunu, muhtara yapılan tebligatın eline geçmediğinden bahisle eski hale getirme talebiyle birlikte temyiz başvurusunda bulunduğundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken CMUK"un 311. maddesi hükmüne göre eski hale getirme talebi ile birlikte temyiz isteminde bulunulmuş olması halinde bu talebi inceleme merciinin Yargıtay"ın ilgili dairesi olduğu gözetilerek; 2014/102 Esas, 2014/194 Karar sayılı ve 26/03/2015 tarihli ek kararı yok sayılarak yapılan incelemede;
7201 sayılı Tebligat Kanununun 10/2. madde ve fıkrasının, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, önce bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, Tebligat Kanununun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanunun 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından, tebligata, Tebligat Kanununun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkânsızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği gözetilmeksizin; sanığın yokluğunda verilen 18/06/2014 tarihli hükümlerin tebliği için sorgusunda beyanı alınırken bildirmiş olduğu en son adresi esas alınarak doğrudan "MERNİS adresi" ibareleri ile çıkarılan ve Tebligat Kanununun 21/2. maddesi gereğince tebliğ edilmesinin usule aykırı olmasından dolayı yapılan tebligatın geçerli sayılamayacağı, bu nedenle 23/03/2015 tarihli dilekçesi ile yaptığı temyiz talebinin öğrenme üzerine süresinde olduğu anlaşılmakla, eski hale getirme ve temyiz talebi kabul edilerek yapılan temyiz incelemesinde;
Sanığın, ... Plastik Sanayii ve Ticaret Ltd. Şti. yetkilisi olan katılandan satın aldığı karşılığında; keşideci olarak gözüken ... ile 1. ciranta olarak gözüken ... Dijital Baskı Proje Kırtasiye Ambalaj İç ve Dış Tic. Ltd. Şti."nin yetkilisi tanık ...’in sahte imzalarını içeren 12.975 TL bedelli çeki verdiği, bu şekilde sanığın sahte çeki ticari ilişki sırasında katılana vererek plastik ham madde satın alarak menfaat temin ederek nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği iddia edilen olayda;
1- Sanığın resmi belgede sahtecilik suçundan mahkûmiyet hükmüne ilişkin temyiz talebinin incelenmesinde;
Her ne kadar sanık savunmalarında; 1. ciranta olan ... Dijital Baskı ve Proje Kırtasiye Ambalaj İç ve Dış Tic. Ltd. Şti."ne ambalajı sattığını ve karşılığında bu çeki aldığını, çekin sahte olduğunu bilmediğini savunmuşsa da; 1. ciranta olarak gözüken şirket yetkilisi tanık ...’in ciranta imzasının kendisine ait olmadığını belirtmesi, 24/01/2014 ve 06/02/2014 tarihli bilirkişi ve bilirkişi ek raporunda incelemeye konu çekteki ciranta imzasının tanık ..."e ait olmadığı, çekin arkasındaki 2. ve 3. ciranta imzalarının sanığa ait olduğu yönündeki görüş ve kanaat, Artı Grup Kâğıt Kırtasiye Ambalaj Plastik Büro Makineleri İç ve Dış Ticaret Limited Şirketi"nin 21/05/2009 tarihinden itibaren 10 yıl süre ile ..."ın münferiden temsil ve imzaya yetkili kılındığına dair ticaret sicil müdürlüğü cevabi yazısı, mahkeme gözlemi ile çekin iğfal kabiliyetine haiz olduğunun belirlenmesi, çekte keşideci olarak gözüken tanık ...’in kimliğini kaybettiğini, kimlik bilgileri ile adına işyeri açılarak, çek karnesi alındığını, suça konu çekin kendisi tarafından düzenlenmediğine dair anlatımları, katılan beyanları ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sanığın eyleminin resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 1, 2 ve 4. numaralı fıkralarıyla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’nin verdiği 08/10/2015 tarihli ve E. 2014/140, K. 2015/85 sayılı kısmi iptal kararının, 24/11/2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlayarak yürürlüğe girdiğinden koşulların oluşması halinde infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın atılı suçu işlemediği ve eksik inceleme gerekçesine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
2- Sanığın nitelikli dolandırıcılık suçundan mahkûmiyet hükmüne ilişkin temyiz talebinin incelenmesinde;
Sanık savunmaları, katılan beyanları, tanıkların anlatımları, 24/01/2014 ve 06/02/2014 tarihli bilirkişi ve bilirkişi ek raporları, ticaret sicil müdürlüğü cevabi yazıları ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sanığın eyleminin nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 1, 2 ve 4. numaralı fıkralarıyla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’nin verdiği 08/10/2015 tarihli ve E. 2014/140, K. 2015/85 sayılı kısmi iptal kararının, 24/11/2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlayarak yürürlüğe girdiğinden koşulların oluşması halinde infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
5237 sayılı TCK"nın 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f) (i) ve (k), (l) bentlerinde sayılan hallerde adli para cezasının tayininde tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari ve bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı kanunun 52. maddesi uyarınca, 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezasının belirlenmesi gerektiği gözetilmeksizin, adli para cezasının 1.297 gün adli para cezası yerine 260 gün adli para cezasına hükmedildikten sonra TCK’nın 62. maddesi gereği 216 gün adli para cezası belirlenip, 158/1-f-son maddesi uyarınca doğrudan 25.950 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına hükmedilmek suretiyle fazla adli para cezası tayini,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8.maddesi gereğince halen uygulanmakta olan1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; adli para cezasının uygulanmasına ilişkin “260 gün”, “216 gün” ve “25.950 TL.” ibarelerinin çıkarılarak yerlerine sırasıyla “Haksız menfaat miktarına göre sanığın 1.297 gün adli para cezasıyla cezalandırılmasına, aynı Kanun"un 62. maddesi gereğince cezasından 1/6 oranında indirim yapılarak 1.080 gün adli para cezasıyla cezalandırılmasına ve aynı Kanun"un 52. maddesi gereğince günlüğü 20.00 TL den hesap edilmek suretiyle netice olarak 21.600 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına” ibarelerinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 24/05/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.