6. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/2165 Karar No: 2012/3448 Karar Tarihi: 05.03.2012
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2012/2165 Esas 2012/3448 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı tarafından bozdurulan bazı ziynet eşyaları haricinde kadına ait olan ziynet eşyalarının davalı tarafından iade edilmemesi sebebiyle açılan eşya alacağı davası reddedilmiştir. Ancak yapılan temyizde, kanuna uygun olmayan şekilde verilen karar bozulmuştur. Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi gereği taraflardan her birinin hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlaması gerektiği, davalı tarafın ise iddia ettiği bozdurma işleminin dışındaki ziynet eşyalarının iadesinin gerekliliği belirtilmiştir. Kararda, evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyalarının ona bağışlanmış sayıldığı ve iadesinin gerektiği belirtilen kanun maddesi de açıklanmıştır. Kanun maddeleri; Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi, HUMK’nın 428.maddesi ve 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde’ dir.
(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi 2012/2165 E. , 2012/3448 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Eşya alacağı
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı eşya alacağı davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, ziynet eşyaların aynen iadesine olmadığı takdirde 20.000-TL bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, taraflar arasındaki boşanma davasının devam ettiğini, 60 adet çeyrek altın, 15 adet bilezik, 1 adet altın set ve 1 adet çeyreklik bilezikten oluşan ziynetlerin mümkünse aynen olmadığı takdirde 20.000-TL bedelinin tahsilini istemiştir. Davalı vekili, davacının iddia ettiği eşyalardan bir kısım ziynetlerin davacının kendisi tarafından ve bir kısmının ise mobilya alımı için bozdurularak harcandığını, geri kalan ziynetlerin ise davacı tarafından giderken yanında götürüldüğünü bildirerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece bir kısım ziynetler davacı tarafından bizzat bozdurulduğunu geri kalan ziynetlerin ise davacı giderken yanında götürdüğü için ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. 1-)Dosya kapsamına toplanan delillere hükmün dayandığı gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde değildir. 2-)Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimse iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir. Davacı kadın dava konusu edilen ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı koca ise bir kısmının bozdurulduğunu geri kalan kısmın ise davacı tarafından giderken götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneylerine göre olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir anlatımla bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. .Evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır ve iadesi gerekir. Davalı tanıklarından ... düğünden 1-2 ay kadar sonra davacı ile davalının annesinin kendi kuyumcu dükkanına gelerek 40 adet çeyrek altın ve 80 gram bilezik bozdurduklarını yeminli beyanı ile bildirmiştir. Davalı eş ise bir kısım ziynetlerin bozdurularak mobilya alımında ve düğün borçlarının ödenmesi için harcandığını savunmuştur. Bu durumda davalı bir kısım ziynetlerin bozdurulduğunu kabul etmiştir. Ancak bu ziynet eşyalarının davacının rızası ile bozdurulup geri verilmemek kaydı ile harcandığı hususu kanıtlamadığından davalı bu ziynetleri iade ve tazminle yükümlüdür. Bu nedenle 40 adet çeyrek altın ve 80 gram bilezik yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 05.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.