18. Ceza Dairesi 2015/26035 E. , 2016/8852 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kişilerin huzur ve sükununu bozma
HÜKÜM : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Mahkemece de kabul edilen oluşa göre, sanığın olay tarihinde kaldırım üzerinde yürüyen kadın olan katılanın yanına aracı ile yaklaştığı ve katılan ile aynı hizada yanında ilerlemeye başladığı, katılanın kendisi ile ilgisi olmadığını düşünerek aracın ilerlemesini beklemek için durmasına rağmen sanığın aracı ile ilerlemeyip katılan ile birlikte yol kenarında durup beklemeye başladığı, katılanın tekrar yürümesi üzerine sanığın da aracı ile peşinden ilerlemeye devam ettiği ve bu sırada katılana araç camından kendisine ait telefon numarasının yazılı bulunduğu peçeteyi atarak olay yerinden uzaklaştığı şeklinde kabul edilen eylemin, TCK’nın 105/1. maddesine uyan cinsel taciz suçunu oluşturduğu gözetilmeden, sırf huzur ve sükûnunu bozmak özel kastıyla işlenebilen kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçundan hüküm kurulması,
Kanuna aykırı ve sanık ...’nin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnamedeki isteme uygun olarak, HÜKMÜN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince yürürlükte olan 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın saklı tutulmasına yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 27.04.2016 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
... Sulh Ceza Mahkemesi 08/01/2014 tarih 2013/255 esas ve 2014/18 sayılı kararı ile, 03/02/2013 tarihinde kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunu işleyen sanığın TCK"nın 123/1, 62, 50, 52 maddeleri uyarınca mahkumiyetine karar vermiştir.
Bu karar sanık tarafından süresi içinde temyiz edilmiş.
Yargıtay 18. Ceza Dairesi oy çokluğu ile eylemin TCK"nın 105/1 maddesine aykırılık oluşturduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar vermiştir.
Çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.
Neden:
Olay : 03/02/2013 günü katılan O. Mah. K. Caddesi kaldırım üzerinde yaya olarak yürüdüğü sırada .. .. ... plakalı araç ile yanına yaklaşan, aynı yöne ilerleyen, duran, araç ile takip eden, telefon numarasını yazdığı peçeteyi katılana doğru fırlatıp, sanığın olay yerinden ayrıldığı anlaşılmaktadır.
Katılan sanığın araba ile kendisini takip ettiğini, camdan yüzüne bir şey attığını, polise haber verdiğini, atılan şeyin telefon numarası yazılı peçete olduğunu, 10-15 dakika takip edildiğini iddia etmiştir.
Değerlendirme: a) TCK"nın 105. maddesinde düzenlenen cinsel taciz suçu; kişiyi cinsel yönden rahatsız eden, vücut dokunulmazlığını ihlal etmeyen ve cinsel istismar boyutuna varmayan cinsel davranışlardan oluşmaktadır. Kişiyi cinsel yönden rahatsız eden her türlü davranışla ihlal yapılabilir.
Bu suçta korunan hukuki yarar; kişinin cinsel dokunulmazlığıdır. Suçun oluşumu sanığın maduru cinsel amaçlı rahatsız etmesine bağlıdır. Mağdurun cinsel amaçlı tedirgin edilmesi, rahatsız edilmesi sıkıntıya sokulması gerekir. Mağdurun cinsel yönden ahlak temizliğine aykırı olarak rahatsız edilmesi gereklidir.
Öğreti ve yargısal kararlarda bu suç mağduru hedef almış, vücut dokunulmazlığını ihlal etmeksizin ancak cinselliğine yönelen söz söyleme, mesaj ya da mektup gönderme, el hareketi yapma, öpücük atma, cinsel ilişki teklif etme, cinsel organını gösterme gibi eylemlerle işlenebileceği kabul edilmiştir.
Suçun maddi unsuru bir kimseye cinsel amaçlı olarak rahatsız etmektir. Suçun manevi unsuru ise genel kast olup, sanığın cinsel amaç gütmesidir. Başka bir ifadeyle cinsel arzu ve isteklerini tatmin maksadıyla hareket etmesi gerekir. Eylemin cinsel amaçlı işlenip işlenmediğini ya da hangi fiilin cinsel taciz suçunu oluşturacağı somut olayın özelliklerine göre hakim tarafından takdir edilecektir.
Cinsel taciz oluşturacak davranışlar, mağdurun vücuduna temasta bulunmamak şartıyla ani olabileceği gibi devamlı nitelikte de gerçekleşebilir. Suçun oluşması için failin cinsel amaç gütmesi ve eylemin belirli bir kişiye ya da kişilere karşı gerçekleştirmiş olması gerekir.
Cinsel taciz suçunun oluşması için sanığın cinsel arzularını tatmin amacıyla hareket etmesi gerekli değilse de, kişiyi rahatsız eden ve sıkıntıya sokan cinsel amaçlı davranışların varlığı gereklidir. Başka bir ifadeyle bu suç cinsel amaçlı bir davranışla işlenebilir.
Cinsel taciz oluşması için fiilin cinsel yönden mağduru rahatsız edici boyuta ulaşması gerekir. Cinsel amaç gütmeyen, içerik itibariyle cinsel mahiyet taşımayan, arkadaşlık veya evlilik teklifleri ısrarcı nitelik taşısa da cinsel taciz suçunu oluşturmaz. (bakınız CGK 10/03/2015 tarih ve 2015/34 sayılı karar)
Cinsel içerikli olmayan söz ve fiillerin cinsel taciz suçunun unsurlarını oluşturduğunu kabul etmek, suç ve cezada kanunilik, suçta tipiklik ve ceza hukukunda dar yorum ilkelerine aykırılık oluşturur.
Belirtilen nedenlerle sanığın üzerine atılı eylemin TCK"nın 105/1. maddesinde yazılı suçun unsurlarını oluşturmadığı kanısındayız.
b) TCK"nın 123. maddesi hürriyete karşı suçlar bölümünde yer almaktadır. Kişilerin huzur ve sukununun bozulması hususunda gösterilen davranışlarla bu suç işlenmektedir. Bu suçta korunan hukuki yarar kişi özgürlüğünün korunması ve bireyin psikolojik ve ruhsal bakımdan rahatsız edilmemesi ve yaşamını sağlıklı bir şekilde sürdürmesidir. Başka bir ifade ile kişilerin rahatsız edilmeden sükun içinde huzurlu ve sağlıklı bir şekilde yaşam hakkı korunmaktadır.
Sanık işlediği eylemle katılanın huzur ve ruhsal sükununu bozmuş ve mahkeme eylemi doğru vasıflandırarak mahkumiyetine karar vermiştir. Yasalara uygun verilen kararın onanmasına karar verilmesi gerektiğini düşündüğüm için sayın çoğunluğun bozma kararına katılmıyorum.