Esas No: 2020/24325
Karar No: 2022/5637
Karar Tarihi: 24.03.2022
Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2020/24325 Esas 2022/5637 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Kararın konusu, bir sanığın mala zarar verme, kasten yaralama, hakaret, tehdit, konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından mahkumiyet aldığına dairdir. Ancak, mahkemenin kararı birçok hata nedeniyle bozulmuştur. İlk olarak, iddianamede belirtilen suçlardan başka bir suçtan sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiştir. İkinci olarak, kasten yaralama suçundan teşebbüs aşamasında kalınmadığı hükmedilirken, gerekçe kısmında sanığın başka bir kişiyi yaraladığı belirtilmiştir. Üçüncü olarak, mala zarar verme suçu hakkında yeterli delil bulunmadığı halde hüküm verilmiştir. Dördüncü olarak, sanık hakkında açıklanan hükümün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin gerekçe yetersiz olmuştur. Beşinci olarak, cezaları ertelenen sanığın cezalarının infazı ile ilgili yasal düzenlemeler göz önüne alınmamıştır. Kanun maddeleri: Türk Ceza Kanunu'nun 125/1., 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 170., 225/1., 231/6(b), 51/7 ve 51/8. maddeleri.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Mala zarar verme, kasten yaralama, hakaret, tehdit, konut dokunulmazlığının ihlali
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
1- 5271 sayılı CMK'nın 225/1. maddesine göre, hükmün ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil hakkında kurulabileceğinin düzenlenmesi karşısında, hükmün konusunun iddianamede gösterilen eylemden ibaret olduğu, iddianamede dava konusu yapılan fiilin bir başka olaya dayalı olmadan bağımsız olarak açıklanıp belirtilmesinin gerektiği, aksine uygulamanın hangi eylemden dolayı dava açıldığı ve hangi iddiaya karşı savunma yapılacağı hususunda karışıklığa neden olacağı, bu itibarla somut olayda her ne kadar sanık hakkında 11/11/2013 tarihli iddianamede sevk maddesi olarak 2 kez TCK’nın 125/1. maddesi belirtilmiş ise de; madde numarasının yazılmasının bu suçlardan dava açıldığı anlamına gelmeyeceği, iddianame içeriğinde sanığın kime/kimlere karşı ne şekilde söz konusu suçu işlediğine ilişkin anlatımın bulunması gerektiği, iddianame anlatımında sanığın katılan ...’ye yönelik hakaret eylemine ilişkin hiçbir anlatımın bulunmadığı, sadece katılan ....’a yönelik hakaret eyleminden bahsedildiği hususları birlikte değerlendirildiğinde, sanık hakkında katılan ...’ye yönelik hakaret suçundan 5271 sayılı CMK’nın 170. maddesine uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığı gibi, ek iddianamede düzenlenmediğinin anlaşılması karşısında; dava konusu dışına çıkılarak, 5271 sayılı CMK’nın 225/1. maddesine aykırı bir şekilde sanık hakkında katılan ...’ye yönelik hakaret suçundan mahkumiyet kararı verilmesi,
2- Sanığın, katılan ...’ı tornavida ile basit tıbbi müdahale giderecek şekilde yaralaması nedeniyle hakkında açılan davada, mahkemece gerekçeli kararın hüküm fıkrasında katılan ...’a yönelik kasten yaralama eyleminin teşebbüs aşamasında kaldığı belirtilerek hüküm kurulmasına rağmen, kararın gerekçe kısmında “sanığın aynı tornavidayla müşteki ....'ı da basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaraladığının” belirtilmesi suretiyle gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşturulması,
3- Katılanlar ile aynı evde ikamet ettikleri tanıklar .... ve ....’in anlatımlarında, sanığın ikamet kapılarını zorlaması nedeniyle kapı zincirinin kırıldığı yönünde beyanlarının bulunduğu, sanığın aşamalardaki tüm beyanlarında atılı suçlamayı kabul etmediği, dosya içerisindeki tutanaklarda kapı zincirinin zarar gördüğüne ilişkin herhangi bir tespitin de bulunmadığının anlaşılması karşısında, mala zarar verme suçunun ne şekilde oluştuğuna dair delillerin nelerden ibaret olduğu, karar yerinde gösterilip tartışılmadan mala zarar verme suçundan yazılı şekilde karar verilmesi,
4- Sanık hakkında, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilirken, CMK’nın 231. maddesinde sayılan nesnel (objektif) ve öznel koşulların değerlendirilip buna ilişkin gerekçelerin gösterilmesi gerektiği, sanığın adli sicil kaydındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmasına engel teşkil etmediğinin anlaşılması karşısında; sanık hakkında, 5271 sayılı CMK'nın 231. maddesinin 6. fıkrasının (b) bendinde belirtilen “sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması” koşulunun oluşup oluşmadığı değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi ve Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde takdirin gerekçelerinin kararda gösterilmesi gerekirken, “daha önce HAGB kararı verildiği, yeniden bu şekilde karar verilemeyeceği’’ biçimindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
5- Kabule göre de;
Cezaları ertelenen sanık hakkında TCK'nın 51/7. maddesi gereğince ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirileceğinin ihtarına karar verilmesi gerektiği, yine aynı Yasa'nın 51/8. maddesi gereğince denetim süresinin iyi halli olarak geçirilmesi halinde cezanın infaz edilmiş sayılacağına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafii ile katılanlar vekillerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 24/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.