Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2019/1883 Esas 2020/3181 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1883
Karar No: 2020/3181
Karar Tarihi: 01.06.2020

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2019/1883 Esas 2020/3181 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, 1268 parsel sayılı taşınmazın müvekkilinin babasına ait olduğunu ve zilyetliğini kullandığını belirterek davalı adına olan tapunun iptalini ve kendisi adına olan tescilini istemiştir. Davalı ise idari yargının görevli olduğunu öne sürerek davanın reddini savunmuştur. Mahkeme, idari yargının görevli olması sebebiyle yargı yolu yanlışlığı nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar vermiştir. Ancak Yargıtay, uyuşmazlığın adli yargıda çözümlenmesi gerektiğini belirterek kararı bozmuştur.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'na göre idari işlemlerin iptali için açılan davalar, idari eylem ve işlemlerden kaynaklanan tam yargı davaları ve idari sözleşmelerden kaynaklanan anlaşmazlıklara ilişkin davalar idari yargıda çözümlenmektedir. Yargı yetkisi ise idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.
14. Hukuk Dairesi         2019/1883 E.  ,  2020/3181 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 18/04/2013 gününde verilen dilekçe ile zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın idari yargının görevli olması sebebiyle yargı yolu yanlışlığı nedeniyle reddine dair verilen 28/11/2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    _ K A R A R _
    Davacı vekili, dava konusu 1268 parsel sayılı taşınmazın 1960 yılından bu yana müvekkilinin babası ..."e ait olduğunu, taksimen müvekkiline geçtiğini ve bu tarihten itibaren de zilyet sıfatıyla aralıksız olarak kullanıldığını, 3290 sayılı yasanın 10/c maddesi uyarınca idari yoldan davalı adına tescil edildiğini, dava konusu taşınmazın devir alınan zilyetlkle birlikte 50 yıldan fazla süredir nizasız ve fasılasız malik sıfatıyla zilyetliği ve tasarrufunda bulunduğunu ileri sürerek davalı adına olan tapusunun iptali ile davacı adına tescili isteminde bulunmuştur.
    Davalı, davanın idari yargıda açılması gerektiğini, görev itirazında bulunduklarını, dava açmak için hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, idari yargının görevli olması sebebiyle yargı yolu yanlışlığı nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı” başlıklı 2. maddesinde idari dava türleri ve idari yargı yetkisi açıkça düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için açılan iptal davaları, idari eylem ve işlemlerden dolayı açılan tam yargı davaları ve idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan anlaşmazlıklara ilişkin davalar olarak gösterilmiştir.
    Yargı yetkisinin ise idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğu belirtilmiş, yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayarak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde karar vereceğine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir.
    Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; davacı, zilyetliğe dayanarak tapu iptali ve tescil kararı verilmesini istemiş olup yukarıda açıklandığı gibi idari bir işlem ve kararın iptali istenmediğinden uyuşmazlığın adli yargıda çözümlenmesi gerekir.
    Mahkemece tarafların göstermiş oldukları deliller değerlendirilerek davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken idari yargının görevli olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.06.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.