15. Hukuk Dairesi 2018/3512 E. , 2018/4484 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsili talebiyle yürütülen icra takibine itirazın iptâli ve icra inkâr tazminatı talebine ilişkindir. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir.
Davacı yüklenici vekili; davacının mobilya ve dekorasyon işleri yapmakta olduğunu, takibe konu alacağın da mobilya satışı ve dekorasyon işinden kaynaklandığını, müvekkilin davalı tarafa takip dayanağı faturalarda belirtilen mobilyaları satmış ve faturalarda belirtilen dekorasyon işlerini yapmış olduğunu, sattığı ürünlerin faturasını kesip ürünleri sevk irsaliyesi ile teslim eden müvekkilin yaptığı dekorasyonun da faturasını kesip davalıya tebliğ ettiğini, davalının dava konusu faturaları tebliğ almasına rağmen müvekkilinin alacağını ödemediğini, müvekkilinin alacağının tahsili amacıyla ... 6. İcra Müdürlüğü"nün 2013/15010 Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi yapıldığını, borçluya ödeme emrinin 24.12.2013 tarihinde tebliğ edilmiş olduğunu, davalının aynı tarihte vermiş olduğu dilekçe ile borca itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, davalı tarafın itirazının hukuki mesnetten yoksun ve haksız olduğunu, davalının haksız ve itirazının iptâline ve takibin devamına, kötü niyetli davalı aleyhine % 20’den aşağı olmamak kaydı ile icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı iş sahibi vekili; davacının taleplerinin haksız ve mesnetsiz olduğunu, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığından ve davacı tarafça müvekkile verilen hizmetlerin gerçeği yansıtmadığından davanın reddinin gerektiğini, davaya konu hizmetlerin faturalarda belirtilen hizmetlerin davacı tarafından taahhüt edildiği gibi yerine getirilmemiş olduğunu, müvekkilinin işlettiği kuaför dükkanının dekorasyon ve mobilya işlerinin yapılması amacıyla davacı ile anlaşmış ve yapılan işlerin karşılığının da fazlasıyla ödemiş olduğunu, ancak davacının aralarındaki sözlü akit gereğince edimlerini taahhüt ettiği şekilde yerine getirmediğini, her iki taraf borç yükleyen sözleşmelerde kendi edimini yerine getirmeyen tarafın, karşı tarafın edimini yerine getirmesini isteyemeyeceği, davacının da
sözleşme gereğince kendi edimi olan hizmeti yerine getirmediğini, davacının hukuken hiçbir dayanağı olmayan haksız ve hukuka aykırı davasının reddi ile kötüniyetli olarak girişilen icra takibi nedeniyle müvekkil davalı lehine % 20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ederek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacı vekilince yasal süresi içerisinden temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama sonucunda davanın esastan reddine karar verilmiş ise de; yapılan tahkikatın yeterli olduğundan söz edilemez. Davalı taraf diğer savunmaları yanında davacı yükleniciye olan borcunun imzalı belgeler karşılığı ödendiğini savunmuş ve mahkemece, davalı tarafından sunulan ajandadaki ödeme kayıtlarını içeren imzaların davacı tarafından reddedilmediği gerekçesi ile bu ödemeler kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş ise de; davacı tüm aşamalarda davalı tarafından delil olarak dayanılan ajandadaki kayıtlarda tahrifat yapıldığı savunması ileri sürülmüş, ancak mahkemece bu savunma üzerinde yeterince durulmamıştır.
6100 sayılı HMK"nın 216. maddesinde "Belgenin sadece örneğinin mahkemeye verildiği durumlarda, mahkeme kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine belgenin aslının verilmesini de isteyebilir. (2) Belgenin aslını elinde bulunduran taraf, üçüncü kişi veya resmî makamlar, istenmesi hâlinde bunu mahkemeye vermek zorundadır." hükmü bulunmakta yine aynı kanunun "Tarafların belgeleri ibrazı zorunluluğu" başlıklı 219. maddesinde "(1) Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir. (2) Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir." ve "Tarafın belgeyi ibraz etmemesi" başlıklı 220. maddesinde (1) İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. (2) Mahkemece, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkâr eden tarafa, böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir. (3) Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir." hükümleri bulunmaktadır.
Bahsi geçen açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacı tüm aşamalarda davalı tarafından delil olarak dayanılan ajandadaki kayıtlarda tahrifat yapıldığı savunması ileri sürülmüş, ancak mahkemece bu savunma üzerinde durularak bahsi geçen ajandanın bahse geçen hükümler çercevesinde ibrazının sağlanarak gerekli inceleme ve araştırma yapılmamıştır.
O halde mahkemece yapılacak iş; davalı tarafından dosyaya fotokopisi sunulan
ajandanın aslının HMK"nın 219 ve devamı maddeleri gereğince ibrazının sağlanarak, seçilecek uzman bilirkişi marifetiyle HMK"nın 208 ve devamı maddeleri hükümlerine uygun olacak şekilde davacının tahrifat iddiası ile ilgili inceleme yaptırılıp sonucuna göre hüküm vermekten ibaret olmalıdır. Eksik araştırma ve yargılama ile hüküm kurulması doğru olmamış, hükmün belirtilen nedenlerle davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 5766 sayılı Kanun"un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince alınması gereken 37,20 TL Yargıtay başvurma harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 14.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.