8. Hukuk Dairesi 2018/5206 E. , 2019/11101 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi, Kal Ve Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili, vekil edeninin 448 ada 7 parselde kayıtlı taşınmazın maliki olduğunu, komşu 6 parsel maliki ve parsel üzerinde bulunan otelin işletmecisi tarafından taşınmazına yapılan müdahalenin önlenmesine, tecavüz oluşturan kısmın yıkılmasına ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 1.900,00 TL ecrimisil bedelinin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili, dava konusu edilen binanın evvelden beri var olduğunu, ilk yapıldığı tarih itibarıyla mevcut halini koruduğunu, davalı tarafın mevcut hali ile taşınmazı satın aldığını, taşan kısmın mülkiyetinin vekil edenine verilmesini talep ederek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile 10.07.2015 havale tarihli raporda taralı olarak gösterilen 22.28 m2"lik kısma davalı tarafın müdahalesinin men"i ile bu kısımdaki muhdesatın kâl"ine ve 9.823,95 TL ecrimisil alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiş olup; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, müdahalenin men"i, kâl ve ecrimisil istemlerine ilişkindir.
Öncelikle belirtilmelidir ki; davalı taraf cevap dilekçesinde iyiniyetli olup, binanın değerinin arsadan fazla olduğunu ileri sürerek, TMK’nin 724 uyarınca temliken tescil isteğinde bulunmuştur. Ne var ki; Mahkemece davalı yana anılan istek doğrultusunda temliken tescil davası açması için süre ve imkan verilmeden dava sonuçlandırılmıştır. Bu husus uyuşmazlığın esasını etkileyecek niteliktedir.
Diğer yandan; 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun 3. maddesi ile “Kültür Varlıkları, Tabiat Varlıkları, sit....” gibi taşınmazların tanımı yapılmış 6.maddesi hükmü ile de korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının nelerden ibaret olduğu duraksamaya yer bırakmayacak şekilde belirtildikten sonra 2863 Sayılı Yasa’nın 26.05.2004 tarihli ve 5177 Sayılı Yasa’nın 26.maddesiyle değişik 7.maddesinde Korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının ve sit alanlarının ne şekilde tespit edileceği ve belirleneceği hususu açığa kavuşturulmuştur.
Somut olaya gelince; dava konusu 7 ve 6 parsel sayılı taşınmazların beyanlar hanesinde "eski eserdir", "2. grup korunması gerekli taşınmaz kültür varlığıdır", "2. derece sit alanı" şerhleri bulunmasına rağmen, Mahkemece keşfe arkeolog bilirkişi götürülmeden, arkeolog bilirkişiden yıkılması talep edilen yapının az yukarıda belirtilen 2863 sayılı Kanun kapsamında olup olmadığına ilişkin rapor alınmadan eksik araştırma ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
O halde Mahkemece; dava konusu taşınmazlar üzerinde kal"ine karar verilen yapının son durumuna ilişkin ilgili kurumlardan bilgi alınarak, mahallinde fen ve arkeolog bilirkişiler ile tekrar keşif yapılarak yukarıda belirtilen açıklamalar doğrultusunda rapor alınmak suretiyle, kal"e konu olan yapının, korunması gereken kültür ve tabiat varlığı olup olmadığının tereddüde yer vermeyecek şekilde belirlenmesi gereklidir. Müdahalesi bulunan yapının korunması gereken kültür ve tabiat varlığı olmaması durumunda mahkemece kâl kararı verilebileceği, korunması gereken kültür ve tabiat varlığı olması durumunda ise kâl kararı verilemeyeceği değerlendirilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Ayrıca; dava konusu taşınmazın davacı tarafından satıldığı tespit edildiği takdirde, 6100 sayılı HMK"nin 125/2. maddesi uyarınca işlem yapılması gerekir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 09.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.