Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/7008
Karar No: 2014/73

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/7008 Esas 2014/73 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2013/7008 E.  ,  2014/73 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki orman iddiasına dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkin davadan dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 18/02/2013 gün ve 2013/965 - 2013/1363 sayılı ilâmıyla bozulmasına karar verilmiş, süresi içinde davacı Hazine ile müdahil davacı ... Yönetimi vekilleri tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı Hazine, davalı adına tapuda kayıtlı dava konusu, ... Mahallesi, 37 ada 45 parsel sayılı taşınmazın, yörede 2004 yılında kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığını ve fiilen orman olduğu iddiasıyla taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ve orman niteliğiyle tapuya tescili istemiyle dava açmıştır. Orman Yönetimi de aynı nedene dayanarak davaya katılmıştır.
    Mahkemece, davanın kabulüne ve dava konusu ... Mahallesi, 37 ada 45 parsel sayılı taşınmazın davalı gerçek kişiler adına kayıtlı bulunan tapu kaydının iptali ile taşınmazın orman niteliğiyle tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, davalılar ..., ..., ..., ...’un hükmü temyizi üzerine, Dairece, “İncelenen dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde 2613 sayılı Kanun gereğince yapılan arazi kadastrosu sırasında yörede orman kadastrosu bulunmamaktadır. 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi gereğince, orman kadastro çalışması sadece tapulama dışı sahalarda yapılıp, orman olan kısımlara 37 ada 123 parsel numarası verilerek tapuya tescil edilmiştir. Dava konusu parsel, orman olarak tescil edilen 37 ada 123 parsel çapı içinde olmadığı gibi, bu parselin yüzölçümüne de dahil değildir. Dolayısıyla dava konusu parsel, orman kadastro sınırı dışında ve eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarının uygulanması sonucu öncesi ve eylemli durumu itibarıyla da orman olmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı olduğu belirtilerek hükmün BOZULMASINA” karar verilmiştir.
    Davacı Hazine ve müdahil davacı ... Yönetimi vekilleri kararın düzeltilmesini istemiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Taşınmazın bulunduğu yerde 1986 yılında 2613 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp kesinleşen genel arazi kadastrosu ile tesbit tarihinden sonra 2004 yılında 3402 sayılı Kanunun 4. maddesine göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; ... Mahallesinde 1986 yılında 2613 sayılı Kanun
    - 2 -
    gereğince yapılan arazi kadastrosu sırasında dava konusu taşınmaz davalı gerçek kişilerin murisleri adına tesbit ve tescil edilmiştir. 1986 yılında yapılan kadastro sırasında gerçek kişiler adına tesbit ve tescil edilen taşınmazlar dışında kalan bir kısım sahanın da orman olarak tapulama dışı bırakıldığı anlaşılmaktadır. 1989 yılında yapılıp, 2004 yılında ilân edilen genel arazi kadastro çalışmasına esas olmak üzere 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi gereğince yapılan orman kadastro çalışması sadece 2613 sayılı Kanuna göre yapılan çalışmalarda tapulama dışı bırakılan orman alanında yapılarak orman olan kısımlara 37 ada 123 parsel numarası ile tutanak düzenlenerek, tapuya tescil edilmiştir. Yörede 2004 yılında ilân edilen 3402 sayılı Kanuna göre yapılan orman kadastrosunda aynı yörede 1986 yılında 2613 sayılı Kanun gereğince yapılan arazi kadastrosunda tesbit ve tescili yapılan taşınmazları kapsayan çalışma yapılamaz. Zira, 3402 sayılı Kanuna göre yapılacak çalışmada daha önce kadastro görmeyen yerler çalışma konusu yapılabilir, aksi durum ikinci kadastro sonucunu doğurur. Nitekim, yörede 3402 sayılı Kanuna göre yapılan orman kadastrosu sırasında, 1986 yılında yapılan kadastro sırasında tapulama dışı bırakılmış yerler 37 ada 123 parsel sayısıyla orman olarak tesbit ve tescil edilmiştir. Dava konusu parsel, orman olarak Hazine adına tescil edilen 37 ada 123 parsel çapı içinde olmadığı gibi, bu parselin yüzölçümüne de dahil değildir. 6831 sayılı Kanuna göre taşınmazın bulunduğu yerde yapılarak kesinleşmiş bir orman kadastrosu da bulunmamaktadır.
    Davacılar Hazine ve Orman Yönetimi taşınmazın orman sınırları içinde kaldığı ve eylemli orman olduğu iddiasına dayanmıştır. Yukarıda da açıklandığı gibi, dava konusu parselin, orman olarak Hazine adına tescil edilen 37 ada 123 parsel çapı içinde yer almadığı ve böylece tahdit içinde de olmadığı anlaşılmıştır.
    Keşifte görev alan ziraat bilirkişisi taşınmazın üzerinde çam ve ardıç ağaçları bulunduğunu, orman bilirkişi de, ardıç meşe ağaç ve ağaçcıkları bulunduğunu ifade ile her iki bilirkişi de taşınmazın eylemli durumunun orman olduğunu bildirmişlerdir. Ancak, her iki bilirkişi de, taşınmazın üzerinde bulunan orman ağaçlarının dağınık mı yoksa, toplu mu, toplu ise taşınmazın hangi bölüm veya bölümlerinde oldukları, ağaçların sayısı, yaşı, kapalılık oranlarını açıklamadıkları gibi, sözü edilen orman ağaçlarının tesbit tarihi olan 1986 yılında var olup olmadığı hususunda da herhangi bir inceleme ve araştırma yapmamışlardır. Zira somut davada, taşınmazın bu günkü eylemli durumu değil, tesbit tarihi olan 1986 yılındaki niteliğinin ne olduğunun tesbiti önem taşımaktadır. Davacı ve müdahil davacılar eylemli orman iddiasına dayandıklarına göre, dava konusu taşınmazın tespit tarihi olan 1986 yılında da eylemli biçimde orman olması halinde, yolsuz bir tesbit ve tescil işlemi ancak bu durumda söz konusu olabilecektir. Taşınmazın tesbit tarihinden sonra eylemli ormana dönüşmesi tesbit ve tescil işlemini yolsuz hale getirmez. Ancak, bilirkişilerce belirtilen yönlerden bir araştırma ve inceleme yapılmamıştır. Özetle, karara dayanak alınan uzman bilirkişi raporu çekişmeli yerin tesbit tarihi olan 1986 yılı itibarıyla orman niteliğini belirlemeye yeterli ve kanaat verici olmayıp, bu rapora dayanılarak hüküm kurulamaz.
    O halde; mahkemece, 1980-1986 yıllarına ait (yok ise 1975 ve sonraki yıllara ait) hava fotoğrafları ile bu hava fotoğraflarına dayanılarak üretilen memleket haritaları ilgili yerlerden getirtildikten sonra, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir ziraat mühendisi, bir harita mühendisi marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, getirtilen belgeler dava konusu taşınmazla ile çevresine uygulanıp bu belgelerde dava konusu yer belirlendikten sonra, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritası ölçeğinin kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeğinin de memleket haritası ölçeğine bilgisayar ortamında (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de gösterecek şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan, krokili, bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü ve
    - 3 -
    memleket haritalarından yararlanılarak ve klizimetre (eğimölçer) aletiyle ölçülmek ve memleket haritasındaki münhaniler de dikkate alınmak suretiyle, dava konusu taşınmazın kesin ve gerçek eğimini gösterir rapor alınmalı, tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli, keşifte, hâkim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli, yine keşif sırasında çekişmeli taşınmaz hâkim tarafından gözlemlenmeli, taşınmazın üzerinde neler bulunduğu (bitki örtüsü, ağaçların cinsi, sayısı vb.) ayrıntılı olarak keşif tutanağına yazılmalı, ziraat uzmanına taşınmazın bitki örtüsü, toprak yapısı, üzerindeki ağaçların sayısı, özellikle yaşları, taşınmazdaki dağılımı, kapalılık oranını gösteren bilimsel verilere dayalı rapor hazırlattırılarak dava konusu taşınmazın tesbit tarihi veya tesbit tarihine yakın tarihlerdeki durumu saptanmalı, bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve araştırmaya dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
    Bu itibarla, yukarıda açıklandığı gibi mahkemece verilen karar eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olup, kararın yukarıda belirtilen nedenler ile bozulması gerekirken, yanılma sonucu yazılı şekilde değişik gerekçeler ile bozulduğu anlaşıldığından, davacı Hazine ile müdahil davacı ... Yönetimi vekillerinin karar düzeltme itirazının kabulü ile Dairemizin önceki bozma kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Hazine ile müdahil davacı ... Yönetimi vekillerinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 18/02/2013 gün ve 2013/965 - 2013/1363 sayılı bozma kararı kaldırılarak, 16/06/2009 gün ve 2006/29 - 2009/32 sayılı yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırına iadesine 06/01/2014 günü oy birliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi