20. Hukuk Dairesi 2013/10907 E. , 2014/68 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi ve davalı vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
1987 yılında yapılan kadastro sırasında, .... Köyü, 1429 parsel sayılı 10700,00 m² yüzölçümündeki taşınmaz, 1937 tarih ve 755 tahrir numaralı vergi kaydı uygulanarak tarla niteliği ile .... adına tespit ve tescil edilmiş, satış yoluyla davalı ...’e geçmiştir.
Davacı ... Yönetimi, çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığı iddiasıyla, taşınmazın kesinleşen orman tahdidi içinde kalan bölümlerinin tapu kaydının iptal edilerek orman niteliği ile Hazine adına tapuya tescili, davalının elatmasının önlenmesi ve tapu kaydının beyanlar hanesine davalı lehine konulan tüm şerhlerin silinmesi istemleriyle dava açmıştır.
Mahkemece, 14.03.2009 tarihli Resmî Gazete yayımlanarak yürürlüğe giren 5841 sayılı Kanunun 2. maddesiyle yapılan değişiklik uyarınca 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin dava tarihi itibariyle dolduğu gerekçesi ile Orman Yönetimi tarafından açılan davanın reddine karar verilmiş; davacı ... Yönetiminin temyizi üzerine, hüküm Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 24.02.2010 gün ve 2009/16112 – 2010/2310 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “766 sayılı Kanunun 46/2 ve 3402 sayılı Kanunun 22/1. maddeleri gereğince ikinci kadastro yolsuz (T.M.K.nın 1025. md.) ve bütün sonuçlarıyla hükümsüz olması nedeniyle malikine mülkiyet hakkı kazandırmaz ve T.M.K.’nun 1026. (E.M.K. 934 - İsviçre M.K.976) maddesi gereğince tapu sicili hiç bir süreye bağlı kalınmadan her zaman iptal edilebilir. Somut olayda; 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesi hükümlerinin uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Baştan beri yolsuz tescil niteliğinde oluşturulan sicil kaydı, davalıya hiç bir zaman mülkiyet hakkı kazandırmayacağı gibi, başlangıcından itibaren yolsuz ve geçersiz olan tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararı da yenilik doğuran (inşai) mülkiyet hakkını sona erdiren bir hüküm olmayıp, mevcut durumu saptayıp hukuksallaştıran, açıklayıcı (izhari), başka bir anlatımla; sicilin oluştuğu tarihten itibaren mülkiyet hakkının doğmadığını, sicilin yolsuz ve geçersiz olduğunu belirleyen bir hükümdür. Kaldı ki; bu tür kayıtlarda T.M.K."nun 1023. (E.M.K.931 - İsviçre M.K.974) maddesindeki "iyi niyetle edinme" kuralı da uygulanamaz. Davalının taşınmazın niteliğini görmeden satın almasının hayatın olağan akışına ve yaşam kurallarına uygun olmayacağından, tapuya güven ve iyi niyet kurallarından faydalanamaz. Davalı taşınmazı satın almışsa, ödediği bedeli, sebepsiz zenginleşme kurallarına göre bu yeri kendisine satanlardan geri alabilecektir. Mahkemece açıklanan konular gözetilerek davanın esasına girilip yöntemine uygun şekilde orman araştırması yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken aksi düşünce ile davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmesinin doğru olmadığı”na değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kabulüne ve dava konusu .... Köyü, 1429 parsel sayılı taşınmazın 24.02.2011 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 3197,60 m² yüzölçümündeki bölümünün tapu kaydının iptali ile bu
bölümün orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, bu bölüme davalının elatmasının önlenmesine ve bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi ile davalı gerçek kişi vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescil ile elatmanın önlenmesi istemlerine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 05.10.1947 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 1744 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 11.05.1981 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2. madde uygulaması, 3302 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 13.04.1988 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması vardır.
1) Tapu iptali ve tescil kararına yönelik temyiz itirazları yönünden:
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada, çekişmeli 1429 sayılı parselin bilirkişi raporlarına ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 3197,60 m² yüzölçümündeki bölümünün orman tahdidi içinde, (B) harfi ile gösterilen 6502,40 m² bölümünün ise dışında kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı ... Yönetimi ve davalı gerçek kişi vekillerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile taşınmazın tapu kaydının kısmen iptali yönünde kurulan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
2) Davalı gerçek kişi vekilinin elatmanın önlenmesi kararına yönelik temyiz itirazlarına gelince:
Türk Medenî Kanununun 683. maddesi uyarınca mülkiyet hakkı bulunan malik, hukuk düzeninin sınırları içinde o şey üzerinde yararlanma, kullanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Yine, aynı hüküm uyarınca, haksız bir elatma varsa anılan hüküm malike her türlü haksız elatmanın önlenmesini isteme yetkisi de tanımıştır. Somut olayda; davanın açıldığı tarihte, dava konusu taşınmaz davalı gerçek kişi adına tapuda kayıtlıdır. Davalı gerçek kişi, dava tarihinden önce taşınmaz üzerinde tapu kaydına dayanarak tasarrufta bulunduğundan, davalının dava konusu taşınmaza haksız bir elatmasından söz edilemez. Bu itibarla, Orman Yönetiminin elatmanın önlenmesine ilişkin talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü yolunda hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı olup, elatmanın önlenmesine ilişkin hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: 1) Yukarıda bir numaralı bentde gösterilen nedenler ile; davacı ... Yönetimi ve davalı gerçek kişi vekillerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile taşınmazın tapu kaydının kısmen iptali yönünde kurulan usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine,
2) İki numaralı bentde gösterilen nedenler ile davalı gerçek kişi vekilinin elatmanın önlenmesi kararına yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bu yönden BOZULMASINA 06/01/2014 günü oy birliği ile karar verildi.