Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2016/1171
Karar No: 2020/525

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2016/1171 Esas 2020/525 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2016/1171 E.  ,  2020/525 K.

    "İçtihat Metni"


    Kararı Veren
    Yargıtay Dairesi : 1. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Ağır Ceza
    Sayısı : 332-199

    Kasten öldürme suçuna yardım etmeden sanık ..."nun TCK"nın 81/1, 39/2-c, 29 ve 62. maddeleri uyarınca 2 yıl 6 ay hapis; sanık ..."in 2 yıl 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına; her iki sanık hakkında TCK"nın 53, 63 ve 54. maddeleri uyarınca hak yoksunluklarına, mahsuba ve müsadereye ilişkin Gebze 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 29.04.2014 tarihli ve 332-199 sayılı hükümlerin sanıklar müdafileri ve katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 30.03.2016 tarih ve 3388-1599 sayı ile;
    "1- ...
    2- ...Oluşa ve dosya içeriğine göre, sanık ..."un evinin damında güvercin beslediği, güvercinlerin bir kısmının sanık ..."a ait olduğu, olay gecesi saat 24.00 sıralarında maktulün hırsızlık amacıyla güvercinlerin bulunduğu yere girdiği, ..."un, duyduğu tıkırtılar üzerine aynı evde bulunan kardeşi sanık ..."ı uyardığı, durumdan kendilerine yakın yerde oturan sanık ..."ın da haberdar edildiği, bir süre sonra ..."ın elinde fener, ..."un elinde bıçak olduğu hâlde, her üç sanığın evin damına çıktıkları, burada çömelmiş bir vaziyette kendisini saklamaya çalışan maktulün görülmesi üzerine, kaçmaya çalıştığı, bu kez kaçışı engellemek için maktulün önünü ..."ın kestiği, ..."un da maktulü yakalayıp aralarında geçen kısa bir mücadelenin ardından bıçaklayarak öldürdüğü anlaşılan olayda,
    a) Sanıklar ... ve ..."in, sanık ... ile eylem ve irade birliği içerisinde hareket ettikleri, sanık ..."ın el feneri ile maktulün saklandığı yeri göstermek ve sanık ..."ın maktulün kaçışını engellemek suretiyle diğer sanık ... ile birlikte fiil üzerinde müşterek hâkimiyet tesis ettikleri anlaşılmakla sanıklar ... ve ..."in, TCK"nın 37. maddesi uyarınca müşterek fail olarak sorumlu tutulmaları gerektiğinin gözetilmeden, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
    b) ...
    c) Maktulden sanıklar ... ve ..."e yönelen ve haksız tahrik teşkil eden eylemin ulaştığı boyut dikkate alındığında, verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarının indirilmesini öngören TCK"nın 29. maddesinin uygulanması sırasında asgari oranda indirim yapılması yerine yazılı şekilde yazılı biçimde daha vahim olaylarda uygulama olanağı bulunan 3/4 oranında indirim yapılarak eksik cezalar tayini,
    d) Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli ve 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin iptal edilen bölümleri yönünden sanıkların hukuki durumlarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması" nedenlerinden bozulmasına karar verilmiştir.
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 06.05.2016 tarih ve 227351 sayı ile;
    "...Dosya kapsamına göre, sanık ..."un evinin damında güvercin beslediği, güvercinlerin bir kısmının sanık ..."a ait olduğu, olay gecesi saat 24.00 sıralarında maktulün hırsızlık amacıyla güvercinlerin bulunduğu yere girdiği, ..."un, duyduğu tıkırtılar üzerine aynı evde bulunan kardeşi sanık ..."ı uyardığı, durumdan kendilerine yakın yerde oturan sanık ..."ın da haberdar edildiği, bir süre sonra ..."un evin damına çıktığı, burada çömelmiş bir vaziyette kendisini saklamaya çalışan maktulü fark ettiği, maktulün sanığa yönelik herhangi bir hamlesi olmadan kaçmaya, sanıkların da maktulü hep birlikte kovalamaya başladıkları, takip sırasında görüşü sağlaması açısından ...’da el feneri bulunduğu, bu sırada ..."un kısa bir süre takip edip yakaladığı maktulü, aralarında geçen kısa bir mücadelenin ardından bıçaklayarak öldürdüğü, sanık ...’un dışındaki diğer sanıklarda bıçak veya herhangi bir silah olduğuna dair kanıtların bulunmadığı olayda, Başsavcılığımız ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık, sanık ...’nun "fail" olarak işlediği fiile sanıklar ... ve ...’nun "fail" veya "yardım eden" sıfatıyla katılıp katılmadıklarına ilişkindir.
    07.06.2013 tarihli tutanak ve bu tutanağı doğrulayan tanık beyanı, sanıklar ... ve ... ile tanıklar ... ve ...’nun olaydan hemen sonra alınan ifadeleri, diğer tanıklar ..., ...’un beyanları dikkate alındığında; ani gelişen olayda, sanıklar ... ve ..."ın, sanık ..."un "fail sıfatıyla" işlediği kasten öldürme suçuna, "yardım eden" veya "fail" sıfatıyla katıldıklarına dair her türlü şüpheden uzak, mahkûmiyetlerine yeterli, kesin ve inandırıcı kanıtlar bulunmadığı hâlde, sanıklar ... ve ...’in ayrı ayrı beraatları yerine, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek, sanıkların aşamalarda değişiklik gösteren ve birbirlerini suçlayıcı nitelikteki beyanlarının hatalı değerlendirmesi suretiyle, suça "yardım eden" sıfatıyla katıldıkları gerekçesiyle ayrı ayrı mahkûmiyetlerine karar verilmesinin kanuna aykırı olduğu" görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
    CMK"nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 27.06.2016 tarih ve 3535-3250 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Sanık ... Yavuz hakkında suç delillerini gizleme suçundan verilen beraat kararı, bu karara yönelik katılan vekilinin temyiz talebinin reddi suretiyle kesinleşmiş; sanık ... hakkında kasten öldürme suçundan verilen mahkûmiyet hükmü ise Özel Dairece bozulmuş olup itirazın kapsamına göre inceleme sanıklar ... ve ... hakkında kasten öldürme suçuna yardım etmeden kurulan mahkûmiyet hükümleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
    Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanıklar ... ve ..."in kasten öldürme suçuna iştirak ettiklerinin sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    07.06.2013 tarihli tutanakta; aynı tarihte saat 01.45 sıralarında Haber Merkezinden ... numaralı eve bir şahsın hırsızlık amaçlı girdiğinin bildirilmesi üzerine olay yerine gidildiğinde, yol ortasında kanlar içerisinde yatan bir erkeğin görüldüğü, şahsın yanında ... isimli kişinin bulunduğu, sorulduğunda ...’nun görevlilere hitaben "20 numaralı yerde ikamet ettiğini, evin tavanından sesler gelmesi üzerine kontrol amaçlı çıktığında çatıdan çıkan bir kişinin kendisine bıçak çektiğini, daha sonra aralarında boğuşma çıktığını, şahsın elinden aldığı bıçakla şahsı bıçakladığını" beyan ettiği, olay yerine çağrılan ambulansla yaralı kişinin hastaneye kaldırıldığı, daha sonra yaralanan kişinin eks olduğunun öğrenilmesi üzerine ..."nun yakalandığı, kendisine bıçak sorulduğunda "Boğuşma neticesinde elinden fırladığını" beyan ettiği, olay yerinde yapılan araştırmada bıçağın bulunamadığı, eks olan şahsın üzerinden kimlik çıkmadığının belirtildiği,
    07.06.2013 tarihinde saat 07.00"de düzenlenen olay yeri inceleme raporu formunda; ... numaralı yerde hırsızlık şüphelisi şahsın kesici alet ile yaralandığı ve kaldırıldığı Fatih Devlet Hastanesinde hayatını kaybettiğinin öğrenilmesi üzerine olay yerine gidildiği, görevlilerinden alınan bilgiye göre ..."un 20 numaralı ikametin çatısındaki güvercin kümesinden kuş çalmaya çalıştığı sırada ikamet sahibi ... tarafından fark edildiği, daha sonra şahsın kaçmaya çalıştığı, akabinde ..."un kesici alet ile yaralandığı, olay yerine gelen 112 ekibi tarafından hastaneye kaldırıldığı, olayı kendisinin yaptığını beyan eden ...’nun güvenlik gerekçesi ile soruşturmacı birime götürüldüğü, şüphelinin kardeşi olduğunu beyan eden ... isimli şahsın, "Kardeşini evin karşısındaki yamaçta şüpheli şahıs ile boğuşurken gördüğünü, şüpheli şahsın daha sonra sokak ortasına gelerek yere düştüğünü, kardeşinin de üzerindeki giysileri çıkartarak şüpheli şahsın yarasına tampon yaptığını" beyan ettiği, olay yerinde yapılan incelemelerde, bayır arazi olan 527. Sokak’ın alt tarafında bulunan 20 numaralı evin çatısının kaldırım seviyesinde olduğu, evin kaldırım tarafında demir korkuluk olduğu, kiremit çatılı evin sokak cephesinde eski tahtalardan yapılmış aralı açık kapı bulunduğu, kapı üzerinde zincire takılı, açık konumda kanca arasında hafif sıyrık izi bulunan TRI-TEC ibareli asma kilit görüldüğü, buradan çatıya çıkıldığında çatıda kullanılmayan eşya, kapı karşısı sağ tarafta güvercin kafesi, güvercin kafesinin ön tarafında kapı bölümünde demir sac olduğu ve iki ayrı kilit bulunduğu, kilitlerin sağlam olduğu, içeride güvercinlerin görüldüğü, evin çatısında kan vb herhangi bir bulgu olmadığı ancak evin karşısında yol kenarında iki ayrı oto garajı olduğu, oto garajı arkasının dik yamaç olduğu, yamaçta bulunan otlarda tepelemeden dolayı belirgin izlerin görüldüğü, oto garajı arkası yamaç ile duvar arasındaki boşlukta kan damlalarının başladığı, oto garajları ile Nisa Market arasından kan damlalarının devam ederek Nisa Market karşısına kadar devam ettiği, marketin karşısında yoğun kan lekeleri arasında iç içe geçmiş vaziyette kırmızı, mavi, beyaz renkli tişört ile atletin olduğu, hemen yanında siyah renkli PARTİZAN CLUB ibareli siyah giysi bulunduğu, gece karanlığında yamaçta ve çevrede yapılan aralamalarda bıçak bulunamadığı, maktulun Gebze Belediye Mezarlığı Morguna kaldırıldığı ve adli muayenesinin yapılacağının bildirildiği, morga geçildiği, fotoğraf çekimi yapıldığı ve parmak izi alındığı, maktulün tüm giysilerinin hastanede çıkartılmış olduğu, sabah saat 06.00 sıralarında hava aydınlandıktan sonra tekrar olay yerine gidilerek arama yapıldığı ancak gece yapılan çalışmadan farklı herhangi bir bulgu tespit edilemediğinin bildirildiği,
    Gebze Fatih İlçe Devlet Hastanesince düzenlenen 07.06.2013 tarihli raporda; eks olarak getirilen ve hiçbir hayati fonksiyonu bulunmayan ..."un, sol zigomatik ark üzerinde 1,5 cm"lik, sol orbita lateralinde 1,5 cm"lik bıçak yaraları, sağ ve sol kolda multiple jilet yarası izleri, sağ 8. kot orta aksiller hizasında 1,5 cm"lik transvers kesici delici alet giriş izi, sol 10. kot posteriorda paravertebral olan 1,5 cm"lik bıçak giriş izi, sırt orta hatta transvers 2 cm genişliğinde, 2 cm lateralde, 2 cm genişliğinde skapulanın medialinde bıçak giriş izi, solda paravertebral alanda üstteki lezyondan 5 cm aşağıda posterior mediastene nafiz 3 cm"lik bıçak yarası, sağ omuz deltoid adale üzerinde humerusa kadar uzanan 3 cm"lik kesici delici alet yarasının olduğu ifadelerine yer verildiği,
    Gebze Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 07.06.2013 tarihli ölü muayene ve otopsi tutanağında; 160 cm boylarında, 65-70 cm ağırlığında, 25-30 yaşlarındaki bir erkeğe ait cesedin baş bütünlüğünün tam, yüz bölgesinin kanlı olduğu, boynunda sağ omuz üzerinden başlayarak enseye doğru 2 cm ara ile üç adet yıldız dövmesinin bulunduğu, boyun solda yine sol kulak hizasından başlayarak enseye doğru dövme izi olduğu ancak şeklinin anlaşılamadığı, sol kaş üzerinde kaşın başladığı sol tarafla lx0,2 cm ebadında yüzeysel düzgün kenarlı kesi, bu kesinin yaklaşık 1 cm üzerinde 1x2 cm ebadında yüzeysel sıyrık, sol zigomatik kemiği üzerinde 2x0,5 cm ebadında, yaklaşık 0,5 cm derinliğinde kenarları düzgün kesi izi, gözlerin fiksdilate, kafatası arkasında, saçlı deri üzerinde tam ortada lx0,2 cm ebadında eski olduğu belirlenen iyileşmiş yara izi görüldüğü, boyun kemiğinin sağlam olduğu, kollar, göğüs ve sırtta kan lekelerinin bulunduğu, sağ kol dirsek ve omuz arasında sağ yan tarafta ucu yukarıya doğru olan "Rambo bıçağı" olarak tabir edilen dövme bulunduğu, yine dirsekten başlayarak sağ el üzerinde parmakları da kapsayacak şekilde karışık şekiller içeren ne olduğu tam kestirilemeyen dövme izi, yine sağ kol dirsekten başlayarak bileğe kadar bu dövmenin altında kalacak şekilde Çince yazılmış yazılar görüldüğü, yine sağ kol omuzdan başlayarak dirsek hizasına kadar kolu yatay şekilde izleyen birbirine paralel çok sayıda eskiye dayalı iyileşmiş muhtemelen jilet izlerinin olduğu, aynı izlerin sol kol üzerinde omuzdan başlayarak bileğe kadar devam ettiği, yine sol kol üzerinde dirsekten başlayarak sol el içine kadar çeşitli simgeler içerir dövmeler görüldüğü, sağ omuza yaklaşık 10 cm uzaklıkta sağ ön arka yüzeyde 4x1 cm ölçülerinde yaklaşık 1-1,5 cm derinliğinde iki tarafı düzgün kesi, yine sağ koltuk altına yaklaşık 15 cm mesafede 6-8. kosta hizasına denk gelecek şekilde 1,5x0,5 cm ölçülerinde derinliği kestirilemeyen iki kenarı düzgün kesi, sırtta iki kürek kemiğinin ortasında 10x10 cm ebatlarında kadın başı figürü olan dövme, bu dövmenin yaklaşık 5 cm sağ tarafında yine ne olduğu anlaşılamayan dövme, sırttaki kadın başı dövme izinin tam karşı kısmına denk gelen yerde sağ kürek kemiğinin yaklaşık 4-5 cm sol tarafında enseye 15 cm mesafede tam dikey orta hatta 1x0,5 cm ebadında derinliği kestirilemeyen kanamalı iki kenarı düzgün kesi, yine bu izin yaklaşık 2 cm solunda aynı hizada sol kürek kemiğinin 2-3 cm sağında, enseye 15 cm mesafede, 1,5x5 cm ölçülerinde hâlen içerisinden kan akan ve derinliği kestirilemeyen iki kenarı düzgün kesi, bu izin yaklaşık 8 cm altında sol kürek kemiğinin 1 cm sağında, enseye yaklaşık 20 cm mesafede, 2x0,5 cm ebadında, hâlen kanamalı olan ve derinliği kestirilemeyen fakat elle yapılan muayenesinde derinlere doğru gittiği anlaşılan iki kenarı düzgün kesi, bu izin yaklaşık 20 cm aşağısında, aynı hizada kuyruk sokumuna 20 cm mesafede, omurilik orta hattına yaklaşık 4 cm mesafede, 2xl cm ebadında, iki kenarı düzgün, derinliği kestirilemeyen kesi olduğu, sol el avuç içinde kurumuş kan izleri görüldüğü, sağ el baş parmak üzerinde, 0,5x0,5 cm ebadında yüzeysel sıyrık bulunduğunun belirtildiği, kesin ölüm sebebi tespit edilemediğinin cesedin İstanbul Adli Tıp Kurumuna gönderilmesine karar verildiği,
    Adli Tıp Kurumu Başkanlığınca düzenlenen 23.07.2013 tarihli otopsi raporunda; 158 cm boyunda, 64 kg ağırlığında, 22-25 yaşlarındaki cesedin her iki kol ve ön kolda birbirine paralel ve yer yer dikey seyirli kesi izleri, sağ cruris lateralde tribal desenli tatuaj, sağ kol lateralde "Rambo bıçağı", sağ ön kol ve elde dorsal yüzün tamamında renkli tribal desenli tatuajlar, sol ön kol her iki yüzde ve sol el dorsal yüzde karışık desenli tatuajlar, boyun sağ yanda 3 adet, sağ ayak dorsalinde 3 adet yıldız şeklinde tatuaj, boyun sol yanda 2 adet zar şeklinde tatuaj, interscapular bölgede kadın başı, sağ scapular bölgede gül desenli tatuajlar görüldüğü; (1) sol zygomatik bölgede, 2 cm uzunluğunda, bir açısı dar, bir açısı geniş, kesici delici alet yarası, (2) sağ orta aksiler hatta, koltuk altının 10 cm altında, 2 cm uzunluğunda, bir açısı dar, bir açısı geniş kesici delici alet yarası, (3) sağ omuz başı arka yüzde, 3 cm uzunluğunda, arka açısında 1 cm"lik sıyrık bulunan bir açısı dar, bir açısı geniş kesici delici alet yarası, (4) interscapular bölgede, orta hatta 2 cm uzunluğunda, dar açısında 1 cm"lik kuyruk bulunan bir açısı dar, bir açısı geniş kesici delici alet yarası, (5) 4 numaralı yaranın 3 cm solunda, 1 cm üstünde 2 cm uzunluğunda, bir açısı dar, bir açış geniş kesici delici alet yarası, (6) 5 numaralı yaranın 5 cm altı ve 1 cm solunda, 3 cm uzunluğunda, bir açısı dar, bir açısı geniş kesici delici alet yarası, (7) torakal bölge T10 seviyesinde, orta hattın 5 cm solunda, 2 cm uzunluğunda bir açısı dar, bir açısı geniş kesici delici alet yarası, (8) Sağ lomber bölge arka yüzde, bıçağın ucu ile husulü mümkün 0,5 cm uzunluğunda, kesik vasıfta yara görüldüğü; 7 numaralı kesici delici alet yarasının 3 cm altında, 4x3 cm lik alanda lineer sıyrıklar, frontal bölge, sol tarafta, saçlı deri içinde, 8x1 cm"lik ekimozlu sıyrık, sağ diz ön yüzde, 1x1 cm ekimozlu sıyrık, sağ diz kapağı altında, 4x4 cm"lik, sol diz altında, 2x1 ve 1x1 cm"lik ekimozlu sıyrıklar, sol kaş lateral yüzde 5x3 cm"lik ekimozlu sıyrık ve sol kaş lateralde 1,5 cm"lik yırtık olduğu; haricen (1) numarada tarif edilen yerden giren kesici delici aletin 3 cm traje izleyerek büyük damar yaralanması yapmadan sol zigomatik kemikte kesi oluşturarak sonlandığı, haricen (2) numarada tarif edilen yerden giren kesici delici aletin cilt, cilt altı doku ve kas içerisinde, 3 cm ilerleyerek büyük damar yaralanması yapmadan göğüs boşluğuna girmeden sonlandığı, haricen (3) numarada tarif edilen yerden giren kesici delici aletin yukarıdan aşağı doğru seyirle 7 cm"lik traje ile büyük damar yaralanması yapmadan kas dokuda sonlandığı, haricen (4) numarada tarif edilen yerden giren kesici delici aletin cilt cilt altı ve kas doku içerisinde aşağıdan yukarı seyirle ilerlediği trajesinin 4 cm olduğu, haricen (5) numarada tarif edilen yerden giren kesici delici aletin cilt, cilt altı ve kas doku içerisinde aşağıdan yukarı seyirle ilerlediği trajesinin 4 cm olduğu, haricen (6) numarada tarif edilen yerden giren kesici delici aletin 4. interkostal aralıktan göğüs boşluğuna girip 4. kot alt kenarda kesi, sol akciğer üst lobda ve pulmoner vende kesi oluşturduğu, trajesinin yaklaşık 10 cm olduğu, haricen (7) numarada tarif edilen yerden giren kesici delici aletin sol 10. interkostal aralıktan girerek sol akciğer alt lobda kesi oluşturduğu; trajesinin 7 cm olduğu, Morg İhtisas Dairesi Acil Toksikoloji Laboratuvarının raporuna göre kanda alkol (etanol ve metanol) bulunmadığı, kanda ve idrarda aranan maddelerin (uyutucu, uyuşturucu maddeler dâhil) bulunmadığı; kişinin vücudunda 7 adet kesici delici alet yarası ve bıçağın ucu ile husulü mümkün 1 adet kesik vasıfta yara saptantığı; haricen 6 ve 7 numrada tarif edilen kesici delici alet yaralarının öldürücü nitelikte oldukları, diğer yaraların öldürücü nitelikte olmadıkları; kişinin vücudunda tespit edilen kesici delici alet yaralarının cilt, cilt altı bulgularına göre, ika edilen aletin bir kenarının keskin, diğer kenarının küt nitelikte olduğu, kesik vasıftaki yaranın aynı aletin keskin kenarı ile husulünün mümkün olduğu; kişinin ölümünün kesici delici alet yaralanmasına bağlı zigomatik kemik ve kot kesisi ile birlikte iç organ, büyük damar kesilmesinden gelişen iç kanama sonucu meydana geldiğinin belirtildiği,
    İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünce düzenlenen 20.09.2013 tarihli uzmanlık raporunda; olay yerinden transfer edildiği belirtilen kan lekesi, olay yerinden elde edildiği belirtilen tişört, atlet, "Partizan Club" ibareli kazak, maktul ..."a ait olduğu belirtilen, üzerinde kemeri bulunan "Volans" ibareli pantolon, kemer, külot ve "X-RAW" ibareli bir çift ayakkabı üzerindeki kan lekelerinde belirlenen genotip özelliklerin, maktul ...’a ait kan numunesinden elde edilen genotip özellikler ile uyumlu olduğu, yine aynı tişört ve atletten epitel hücre olabileceği değerlendirilerek alınan kanla karışık örnekler üzerinde, kirlilik veya birden fazla şahsa ait genotipik özelliğin karışık olarak bulunduğu, bu karışık genotipik özellikte majör olarak maktul ..."dan farklı bir erkek şahıs ile maktul ..."un genotipik özellikleri bulunduğunun tespit edildiği,
    23.09.2013 tarihli tutanakta; saat 08.37 sıralarında Gebze Asayiş Büro Amirliğini arayan bir kişinin yaklaşık 2 ay önce Köşklü Çeşme Mahallesinde ..."un öldürülmesi olayıyla ilgili olarak suçta kullanılan bıçağın aynı ... numaralı yerde ikamet eden ... isimli şahıs tarafından saklandığını ihbar ederek telefonu kapattığının belirtildiği,
    Gebze 4. Sulh Ceza Mahkemesinin 23.09.2013 tarihli ve 2013/957 değişik iş sayılı arama kararı üzerine 23.09.2013 tarihinde saat 15.50"de yapılan arama sonucunda düzenlenen ev arama ve yakalama tutanağında; ..."ın evinde yapılan arama esnasında ..."ın suç aletinin 34 LOF 73 plaka sayılı aracında olduğunu bildirdiği, ..."ın aracından rızasıyla alıp getirdiği sarı renkli plastik kılıf içerisinde, tek tarafı keskin, siyah saplı üzerinde “Sürmene 10 Dövme Çubuk Çelik” ibaresi bulunan ekmek bıçağının muhafaza altına alındığının bildirildiği,
    İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünce düzenlenen 21.11.2013 tarihli uzmanlık raporunda; ..."ın gösterdiği 34 LOF 73 plaka sayılı araçtan elde edildiği belirtilen "Sürmene 10" ibareli bıçak üzerinde herhangi bir kan lekesine rastlanılamadığı, bıçağın namlu kısmı üzerinden alınan sürüntü örneği üzerinde yapılan DNA analizlerinden cevap alınamadığı, kabza kısmı üzerinden alınan sürüntü örneği üzerinde de mukayeseye elverişli DNA profili elde edilemediği, 20.09.2013 tarihli uzmanlık raporunda incelenen numuneler üzerinden elde edilen DNA profilleri ile mukayeseli analiz yapılamadığının ifade edildiği,
    İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünce düzenlenen 29.11.2013 tarihli uzmanlık raporunda; tetkik için gönderilen 19,5 cm uzunluğunda tek ağızlı, sivri uçlu, oluksuz, sırtı küt, namlusunun sol yüzeyinde "Sürmene 10 Dövme Çubuk Çelik” ibareleri bulunan, siyah renkli plastik kabzalı bıçağın, imal durumu, tip ve niteliği itibarıyla 6136 sayılı Yasa’nın 4. maddesinde belirtilen yasak niteliğini haiz bıçaklardan olmadığının belirtildiği,
    Adli Tıp Kurumu Kocaeli Şube Müdürlüğünce düzenlenen 13.03.2014 tarihli raporda; gerek cesetteki yara dudakları, gerekse otopside tarif edilen kesici delici alet yaralarının en az 3 cm, en çok da 10 cm"lik traje izleyerek iç organlara ulaştığı, en küçük yaranın 3 cm olup göğüs boşluğuna girmeden veya herhangi büyük damar yaralanması yapmayan cilt, cilt altı kesileri ile sonlanan mahiyette olmaları nedeniyle, ekte gönderilen 19,5 cm"lik kesici delici kısmı bulunan yaralara göre daha büyük vasıfta bir yaralanma yapması beklenen bıçağın, söz konusu yaraları oluşturmasının beklenemeyeceği, dolayısıyla otopsi raporunda yazılı yaraları söz konusu bıçağın husule getirmesinin mümkün olamayacağı, otopsi raporuna konu edilen bıçağın, gönderilen bıçak olmasının beklenmesinin pek mümkün bulunmayacağı, mevcut bulgulara göre 7 adet yaranın tek bir bıçakla meydana gelip gelmediğinin tıbben ayrımının yapılamayacağı, otopsi raporunda yazılı tek bıçak ibaresine göre olayda başka bir bıçak kullanımını gösterir bulgular tespit edildiği ve bu bıçağın gönderilen bıçaktan daha küçük çap ve ebatta bir bıçak olabileceği, otopsi raporunun 3-4-5. bendinde belirtilen yaraların yazı ekinde gönderilen bıçak ile husulünün beklenemeyeceği kanaatininin bildirildiği,
    Ağır Ceza Mahkemesince yapılan keşif üzerine olay yeri inceleme uzmanı tarafından düzenlenen 11.02.2014 tarihli bilirkişi raporunda; yapılan incelemede sanıklardan...ve ..."nun olay gecesi bulundukları babaları... ..."nun ikametinin çatısındaki güvercinlik kapısı ile maktul ...’un en son düşerek eks olduğu nokta arasında ölçüm yapıldığında aradaki mesafenin 23 metre olduğu, yine... ...’nun ikametinin çatısında bulunan güvercinlerin bulunduğu kapı ile olay yeri inceleme raporuna göre boğuşmanın meydana geldiği ve otluk-yeşillik alan içerisinde ilk kan damlasının görüldüğü yer arasındaki mesafenin 25 metre olduğu, olay yeri inceleme raporuna göre boğuşmanın meydana geldiği otluk-yeşillik alan içerisinde ilk kan damlasının görüldüğü yer ile maktülün en son düşerek eks olduğu yer arasındaki mesafenin 23 metre olduğu, olay yeri inceleme raporunda bu 23 metrelik alanda yer yer kan damlalarının olduğu, sanıklardan ...’in ikameti ile... ...’nun ikametinin çatısında bulunan güvercinlik kapısı arası mesafenin yaklaşık olarak 53 metre olduğu ve 25 saniye yürüyüş mesafesinde bulunduğu, inceleme dışı sanıklardan ...’ın ikameti ile maktulün en son düşerek eks olduğu yer arası mesafenin yaklaşık olarak 140 metre olduğu ve 58 saniye yürüyüş mesafesinde bulunduğu tespitlerine yer verildiği,
    Anlaşılmaktadır.
    Katılan ... Kollukta 02.08.2013 tarihinde; 04.07.2013 tarihinde oğlu ...’un öldürülmesi olayıyla ilgili Gebze Cumhuriyet Başsavcılığına hitaben yazılan dilekçeyi kendisinin verdiğini, olaydan sonra ismini vermek istemediği ve şahitlik yapmak istemeyen komşularından duyduğuna göre, olay sırasında oğlunun yanında... ..., ..., ... ve ... isimli şahısların olduğunu, olayı da ... dışında ... ve ..."ın yaptığını öğrendiğini, bunu söyleyen kişilerin şahitlik yapmak istemediklerini, olayın aydınlatılmasını istediğini, adı geçen şahıslardan şikâyetçi olduğunu,
    Mahkemede; oğlu ...’un herhangi bir iş yapmadığını, olayı görmediğini, taziyeye gelenlerin her üç sanığın olay yerinde olduğu ve oğlunu da sanık ..."ın bıçakladığı yönünde beyanlarda bulunduklarını, her üç sanığın elinde ayrı ayrı bıçak olup olmadığını bilemediğini, olay gecesi evde yattıktan sonra oğlunun dışarıya çıkartılarak tuzağa düşürüldüğünü düşündüğünü, oraya neden gittiğini bilmediğini, oğlunun geçmişte çok sayıda hırsızlıktan sabıkası olduğunu, kuş çalmaya girdiği sırada yaralandığı yönündeki beyanları kabul etmediğini, olaydan sonra şikâyetinden vazgeçmesi hususunda herhangi bir teklifte bulunulmadığını,
    Tanık ... Kollukta 08.06.2013 tarihinde şüpheli sıfatıyla müdafi eşliğinde; olay esnasında evin kapısının önünde durduğunu, havanın karanlık olduğunu, ağabeyi ...’un kendilerine doğru seslenerek "Polis çağırın" diye bağırdığını, bağırma ve kavga sesleri duyunca donup kaldığını, daha sonra kendini toparlayıp 155’i aradığını, bu sırada...ile bir şahsın bahçede boğuşurken yuvarlandıklarını gördüğünü, sonra ikisinin birden yola doğru geldiklerini, ağabeyinin boğuştuğu şahsın yola yüzükoyun düştüğünü, ...’un, üzerindeki tişörtünü çıkartarak yerde yatan şahsın sırtına doğru tampon yaptığını, yaklaşık 15 dakika sonra polislerin geldiğini, şahsın çatıdan atladığını görmediğini ancak...ile bahçede yuvarlandıklarını gördüğünü, kendilerinin hiçbir müdahalede bulunmadığını, olay esnasında şoka girdiğini, askerde ve askerden önce panik atak hastalığı yüzünden tedavi gördüğünü, psikolojisi bozulduğu için kavga ve buna benzer gürültülü olaylarda donup kaldığını, olay günü de donup kaldığını, olan biten hiçbir şeyi net göremediğini,
    Savcılıkta 23.09.2013 tarihinde tanıklıktan çekinme hakkı hatırlatıldıktan sonra tanık sıfatıyla yeminli beyanında; Kolluktaki ifadesinin doğru olmadığını, ağabeyi ... ve ...’in baskısı nedeniyle doğruları söyleyemediğini, ayrıca olay olduğunda askerden geleli iki hafta olduğunu, askerde psikolojik tedavi gördüğünü, onun da etkisinin olduğunu, olay tarihinde gece saat 01.30-02.00 sıralarında ağabeyleri ... ve...ile birlikte ..."un odasında yabancı film izlemekte olduklarını, o sırada çatıdan ses geldiğini, önce ...’un dışarı çıktığını, arkasından da kendisinin çıktığını, çatının kilidinin kırık olduğunu gördüğünü, ...’un kendisine hitaben “Koş amcamı çağır” dediğini, gidip ...’in evinin ziline bastığını ve ...’i çağırdığını, kendisine amca dediklerini ancak amcaları olmadığını, daha sonra evin önünde yolda beklemekte olan ağabeyi ..."un yanına geldiğini, ağabeyine hırsızı kastederek “Boş ver, Allah"ından bulsun” dediğini, ...’in elinde el feneriyle geldiğini, ... ve ...’un birlikte hırsızı aramaya başladıklarını, daha sonra ağabeyi ...’nun geldiğini ve üçü birlikte hırsızı aradıklarını, ...’ın elinde bıçak olduğunu, üçü birden bahçeye indiklerini, karanlıkta görebildiği kadarıyla yoldan üçünü takip ettiğini, hırsızı ...’in bahçesinde yakaladıklarını, ...’un hırsıza eliyle 2-3 kere vurduğunu, daha sonra ...’ın “Vurun a... kodumun çocuğuna acımayın" dediğini, ...’ın ağabeyleri...ve ...’ı gaza getirdiğini, kendisiyle aralarında yaklaşık 4 metre mesafe bulunduğunu, ... ve ağabeylerinin aşağıda kendisinin ise yüksekte olduğunu, alacakaranlık olduğu için kimin ne yaptığını görebildiğini, ...’ın sözünden sonra ... ve ...’ın hırsıza vurmaya başladıklarını fakat bıçakla mı yoksa yumrukla mı vurduklarını tam göremediğini, ...’un, ...’ı tutarak “Durun ne yapıyorsunuz” dediğini, daha sonra karanlığa doğru uzaklaştıklarını, kendisininde de panik atak olduğu için oradan uzaklaştığını, evlerinin önüne geldiğini, bahçenin içerisindeki çalıların oradan sesler geldiğini ve iki kişinin garajın arkasına düştüğünü, o zaman düşenlerden birisinin...olduğunu anladığını, diğerinin de hırsız olduğunu, ... ve ...’ın yola indiklerini, hırsızla ...’un da yola geldiklerini, o sırada babası... ...’nun dışarı çıktığını, hırsızın babasına doğru yönelerek “Ne olur yardım edin” dediğini, kanları gören babasının korkarak geri çekildiğini, hırsızın da yere düştüğünü, yola indiklerinde ... ve ...’ın hırsıza tekrar vurmaya başladıklarını, ikisinin de yumrukla vurduklarını gördüğünü, o sırada ...’un ... ve ...’ı tekrar ayırdığını, hırsızın üzerinde kan gördüğünü, ...’ın tekrar tekmeyle hırsızın kafasına vurduğunu, hırsızın hırıltılı bir şekilde nefes aldığını, sanki can çekişmekte olduğunu, ...’un üzerindeki tişört ve atleti çıkartıp hırsıza tampon yaptığını ve sağa sola doğru “Allah rızası için yardım edin” diye bağırdığını, hırsızın yanına giderek başucuna oturduğunu ve ölmemesi için dua ettiğini, ...’un üzerini değiştirmek için eve gittiğini, ... ve ...’ın da kendilerinin yaşadığı eve gittiklerini, geri gelen ...’un kendisine ...’ı kastederek “Koş amcanı çağır arabayı getirsin, hastaneye götürelim” dediğini, sonra ...’ın arabasını getirdiğini ancak sonradan vazgeçip arabasını garajına geri götürdüğünü, olayları yaklaşık 3-4 metre mesafeden izlediğini, ..., ... ve ...’un hırsıza vurduklarını gördüğünü fakat bıçağı kimin vurduğunu görmediğini, olay öncesinde ...’ın elinde bıçak gördüğünü, muhtemelen elindekinin ekmek bıçağı olduğunu, önceki hafta ağabeyi ..."u ziyaret için cezaevine gittiğinde, ..."ın olaydan sonra suçu üstlenmesi için kendisine 120.000 TL teklif ettiğini söylediğini, fakat aralarında ne konuştuklarını, nasıl konuştuklarını bilmediğini, ayrıca dayısı ...’in de suçu üstlenmesi için ..."a baskı yaptığını öğrendiğini, hatta ifade vermeye gelirken ...’in kendisine “Beni bu olaya dâhil etme yoksa sen de yanarsın, tüm ailen de yanar” dediğini,
    Diğer tanık ve sanıklar dinlendikten sonra oluşan çelişkinin giderilmesi amacıyla aynı gün Savcılıkta eski yemini altında 2. kez alınan beyanında; maktulü tanıdığını, aynı mahalleden olduğunu ve iki sokak üstte oturduğunu, ağabeyi ...’un da maktulü tanıdığını, birkaç defa selamlaştıklarını gördüğünü ancak arkadaşlıklarının ne derecede olduğunu bilmediğini, kendi evlerine gelip gitmediğini, olay olduktan sonra mahallede birçok dedikodu duyduğunu ancak gerçeklik payı olup olmadığını bilmediğini, duyduğuna göre maktul ...’in, ağabeyi ..."a kuşlarını çalacağını söylediğini, ağabeyi ...’un da “Gelirsen görürsün” diye cevap vermiş olduğunu, yine duyduğu dedikoduya göre olaydan 5 gün önce maktul ...’in, ...’in eşi ..."le tartıştıklarını,
    Mahkemede; kendisini ifade edemediğini, daha önceki ifadelerinde ağabeyi ..."ın elinde bıçak gördüğünü söylemiş ise de aslında bıçak görmediğini, maktulün nasıl bıçaklandığını bilmediğini, askerdeyken psikolojik tedavi gördüğünü, olayın da askerden geldikten iki hafta kadar sonra meydana geldiğini, kafasının çok karışık olduğunu, kendisinde panik atak hastalığı bulunduğunu, heyecanlandığını, önceki beyanları okunarak sorulduğunda; bıçak olayı haricindeki diğer hususların doğru olduğunu, bıçağı tam seçemediğini, daraldığını, duruşma salonundan çıkmak istediğini, sanık ...’nun sorusu üzerine; kendisini olaydan sonra sanık ..."ın dayısının aradığını ve “..."ı işe karıştırma” diyerek tehdit ettiğini,
    Bayram ... Kollukta; ... ve ...’nun babaları olduğunu, 07.06.2013 tarihinde saat 00.35 sıralarında işten eve geldikten sonra uyuduğu sırada eşi Gülay’ın kendisini kaldırarak “Hırsız gelmiş, ... peşinden koşmuş” dediğini, rahatsız olduğu için hızlı hareket edemediğini, üzerini giyinip dışarı çıktığında olayların son bulmuş olduğunu, polisler ve ambulansın geldiğini, olayla ilgili herhangi bir şey görmediğini, oturduğu evin çatısına çıkıp baktığında kapının asma kilidinin kırılarak çatıya çıkıldığını fark ettiğini, ölen şahsın muhtemelen hırsızlık amacıyla evlerinin çatısına girdiğini, ...’u tanımadığını, herhangi bir husumetlerinin olmadığını,
    Kollukta 12.08.2013 tarihinde şüpheli sıfatıyla; şikâyetçi ...’u tanımadığını, kendisiyle hiç görüşmediğini, ...’u da daha önceden tanımadığını, olay tarihinde evinde uyuduğu sırada saat 01.45 sıralarında eşinin kendisini uyandırarak “Kalk, ... hırsız yakaladı ve hırsızı bıçakladı" diye söylediğini, “Olan olmuştur, daha yapacak bir şey yok” diyerek dışarı çıktığını, oğlu...ve ölen ... dışında kimseyi görmediğini, ...’un atletini çıkarmış yerde yatan şahsa tampon yaptığını, daha sonra olay yerine komşularının geldiğini, olayın şoku ile komşuların kim olduğunu hatırlamadığını, eşinin amcasının oğlu olan ...’i olay yerinde görmediğini, ...’in aynı mahallede oturduğunu ancak olaydan sonra İstanbul’a taşındığını, oğlu ..."ın olay yerinde olup olmadığını hatırlamadığını, suçlamayı kabul etmediğini,
    Savcılıkta 04.09.2013 tarihinde şüpheli sıfatıyla müdafi eşliğinde; Kolluktaki ifadesinin doğru olduğunu, olayın nasıl olduğunu görmediğini, uyandığında bir şahsın yaralı olarak yerde yattığını gördüğünü, oğlu ...’un da fanilasını çıkartmış tampon yaptığını, olay yerinde ...’in olmadığını, üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini,
    Keşifte önceki ifadelerinden farklı olarak; dışarı çıktığında sadece ...’u gördüğünü, maktul ...’un ölmeden önce kendisine “Abi ... yaptı, ağzımı kemerle bağladı, sırtıma bıçağı sapladı” dediğini, ...’ın maktule 1-2 tane daha tekme attığını, az önce ...’ın olmadığını söylediği sorulduğunda; o an aklına geldiğini, ...’ın da orada olduğunu, rahatsız olduğu için birden aklına geldiğini, ...’ın maktule tekme attıktan sonra “..., daha ölmedi şerefsiz” dediğini, ...’ın elinde bıçak veya fener görmediğini, kuşların da ...’a ait olduğunu, kuşları ...’a baktırdığını, ...’un suçu üstlenmesi nedeniyle bu zamana kadar bu hususları anlatmadığını,
    Tanık Gülsün Temiz Savcılıkta 23.09.2013 tarihinde; olayla iligli herhangi bir bilgisi ve görgüsü olmadığını, olayı görüp dışarı çıktığında polislerin gelmiş olduğunu, ...’un kıyafetlerini çıkartmış hâlde yerde yatan şahsa tampon yaptığını, “Kardeşim nasıl oldu, ne yaptım” diye serzenişte bulunduğunu, bildiği kadarıyla maktul ... ve ...’un samimi arkadaş olduklarını, hatta olaydan 2 gün önce maktulü Uğurların evinde gördüğünü, güvercinlere baktıklarını, olay olduktan sonra ilk önce maktul ..."in hırsızlık için geldiğini söylediklerini, daha sonra mahalle arasında başka dedikodular çıktığını, hatta ...’in eşi ile maktulün ilişkisi olduğuna dair söylentiler duyduğunu, yaklaşık 3 hafta önce ağabeyi ... ile ..."u cezaevine ziyarete gittiklerini, ağabeyiyle...konuşurlarken yanlarında olduğunu, kapalı görüşte telefonla konuşurlarken ...’un, ağabeyi Ali’ye maktulü ...’in bıçakladığını kendisinin ise kolundan tutarak bıçağı elinden alıp attığını söylediğini,
    Mahkemede; sanıklarla komşu ve evlerinin yaklaşık 2-3 metre mesafede olduğunu, Savcılıkta verdiği ifadesinin doğru olduğunu ancak o ifadesinde “..."un, ..."ın maktulü bıçakladığını ve kendisinin kolundan tutarak ..."ın elinden bıçağı aldığını söylediği” şeklindeki beyanının tutanağa yanlış geçtiğini, cezaevi ziyareti esnasında sanık ..."un maktulü kolundan tutup çektiğini söylediğini, bu hususu düzeltmek istediğini, maktulü kimin bıçakladığı hususunda bir bilgisinin olmadığını, kimsede bıçak görmediğini, Savcılıkta ifade verdikten sonra ifadesini okuduğunu, daha sonra ifadesini kardeşlerine anlattığında yanlışlığın o zaman farkına vardığını, ne şekilde ifade vermesiyle ilgili kendisine bir şey söylenmediğini,
    Tanık ... Savcılıkta 23.09.2013 tarihinde; gece saat 01.00-02.00 sıralarında dışarıdan gelen seslere uyandığını, pencereden 4-5 metre mesafeden baktığında bahçesinde 3 kişinin boğuştuğunu gördüğünü, kıyafetlerinden ve duruşlarından birisinin ..., diğerinin maktul ... üçüncü kişinin de ... olduğunu anladığını, zira uzun yıllar aynı mahallede yaşadıklarını, kendilerini yakından tanıdığını, boğuşma sırasında birbirlerine vurduklarını, o sırada sanık ...’un ..."i kolundan tutup çektiğini ve yan tarafta garajın arkasında bulunan boşluğa düştüklerini, önce ...’un düştüğünü, üzerine de ...’in düştüğünü, ...’in yerden kalkıp sendeleyerek yola doğru gittiğini, yolda duran bir araca çarparak yere düştüğünü ve kalkıp birkaç adım daha attıktan sonra tekrar düştüğünü, bunu görünce hemen koşarak aşağıya indiğini, gittiğinde ...’un atletiyle ..."e tampon yaptığını ve “Kurtaralım” diye bağırarak ağladığını gördüğünü, ...’un yanında polisler olduğunu, aşağıya indiğinde ...’i görmediğini, maktul ... ile ...’un çocukluktan beri arkadaş olduklarını, daha önce ...’in kendisine maktul ...’in güvercinleri çaldığını söylediğini, yaklaşık 3 hafta önce ...’u ziyaret için cezaevine gittiğinde ...’un kendisine, maktulü ...’in bıçakladığını, suçu üstlenmesi için de 120.000 TL teklif ettiğini söylediğini ancak bunun gerçek olup olmadığı konusunda bilgisi ve görgüsünün bulunmadığını, olay anında kimsenin elinde bıçak görmediğini, fakat mahalledeki dedikodulardan olayda bir ekmek bıçağı kullanıldığını, hatta yaralandıktan sonra yolda yere düşen maktul ...’e tekme atıldığını duyduğunu fakat görmediğini,
    Mahkemede; bıçaklanma anını görmediğini, sadece pencereden gördüğü kadarıyla maktulün yerde olduğunu, başında sanıklardan sadece ..."u gördüğünü, ...’un maktule tampon yaptığını ve bu sırada ağladığını, aralarında yaklaşık 5 metre mesafede olduğunu, sanıklardan ... ve ..."ı görmediğini, sonradan konuşulanlara göre de kimin bıçakladığını öğrenemediğini, sadece milletin “... suçsuz” dediklerini ancak gerçek suçluyu söylemediklerini, hiç kimsede bıçak görmediğini, olaydan sonra ..."u ziyarete gittiğini, ...’un suçsuz olduğunu söylediğini ancak maktulü bıçaklayan kişinin adını vermediğini, Savcılıktaki ifadesi okunarak oluşan çelişki nedeniyle sorulduğunda; ..., ... ve maktul ..."u boğuşurken gördüğünü, bıçaklama anını görmediğini, önceki ifadesinde her ne kadar ..."un kendisine maktulü ..."ın bıçakladığını söylediğini belirtmiş ise de bunun doğru olmadığını, para teklif edilme hususunu da ismini bilmediği şahıslardan duyduğunu, ...’ın bu teklifi ..."a değil de ..."a yaptığını, ..."ın ..."a 120.000 TL teklif ettiğini ..."dan değil de dışarıda konuşan insanlardan duyduğunu, Savcılıkta “... ile maktul ..."in boğuştukları, ..."un üzerine ..."in düştüğü, daha sonra ..."in kalktığı, sendelediği ve birkaç adımdan sonra yere düştüğü” şeklindeki ifadelerinin doğru olduğunu, camdan baktığında ..., ... ve ...’i gördüğünü, ... ile ..."in boğuştuklarını, ..."ı ise hiç görmediğini, sanık ...’un maktul ..."i çektiğini ve birlikte aşağıya düştüklerini, sanık ... müdafisinin sorusu üzerine; ...’in kendisine daha önce maktul ..."in güvercinlerini çaldığını söylediğini, bildiği kadarıyla kümesteki güvercinlerin ..."in evinden getirildiğini, bu güvercinlerin ..."e ait olduğunu, ..."un maktul ..."i kurtarmak amacıyla çektiğini,
    Tanık ... Savcılıkta 23.09.2013 tarihinde; olayın olduğu mahallede bakkal dükkânı bulunduğunu, olayın da dükkânının önünde meydana geldiğini, evinin hemen yan tarafta olduğunu, olay tarihinde gece saat 01.30-02.00 sıralarında dışarıdan gelen seslere uyandığını, dışarıya çıktığında yerde yaralı bir şahsı gördüğünü, başında da ...’nun bulunduğunu, yerde yatan şahsın eliyle belini tuttuğunu, dışarı çıkmadan önce ...’un “Amcama haber verin arabayı getirsin” dediğini duyduğunu, daha sonra ...’un atletini çıkartarak yerde yatan şahsın sırtına tampon yaptığını, ...’un panik içerisinde olduğunu, "Ne oldu?" diye sorduğunda ...’un “Hırsız ağabey” dediğini, “Ne yaptınız dövdünüz mü?” diye sorduğunda “Oldu bir kere hastaneye götürelim ağabey” dediğini, daha sonra aynı mahalleden ...’in arabasını getirdiğini, sonra arabayı geri götürdüğünü, ..."ı gördüğünde üzerinde kan ya da anormal bir durum olmadığını, 3-5 dakika sonra ambulans geldiğini, o arada ..."a olayın nasıl olduğunu sorduğunu, ...’un “Ağabey güvercinleri çalmaya gelmiş yukarıda boğuştuk düştük” dediğini, olay yerinde herhangi bir bıçak görmediğini, ..."u ilk gördüğünde yerde yatan şahsın başında ayakta durduğunu, üzerinde kan olduğunu, dışarı çıktığında ..."un babası..., ağabeyi ..., kardeşi ... ve mahalleden komşuları gördüğünü, maktulü tanımadığını ancak sonradan duyduğu kadarıyla ..."la arkadaş olduklarını, yine duyduğu kadarıyla maktulün ..."a kuşlarını çalacağını söylediğini, ..."un da maktule “Gelme görüşürüz seninle” dediğini, bunları kimden duyduğunu hatırlamadığını,
    Mahkemede; ...’un maktulü kastederek “Ağabey güvercinleri çalmaya gelmiş, yukarıda boğuştuk düştük” dediğini, elinde bıçak görmediğini, ..."i arabasında gördüğünü, dolayısıyla ...’ın elinde bıçak görmediğini, ..."ı da olay yerinde gördüğünü, elinde bir şey görmediğini, sanıkların eve gidip kendi aralarında konuştukları şeklinde bir şey hatırlamadığını,
    Tanık ... Savcılıkta 23.09.2013 tarihinde; olay anında İstanbul’da olduğunu, olayı duyunca sabah adliyeye gittiğini, ...’nu ifade vermek için kapıda beklerken gördüğünü, yanında dayısı ... ile konuşurken gördüğünü fakat ne konuştuklarını duymadığını, zira o sırada kendisinin ... ile konuştuğunu, ..."ın heyecanlı olduğunu ve elinin ayağına dolaştığını, kendisine birşey anlatmadığını, 16.09.2013 tarihinde ...’u ziyaret için cezaevine gittiğini, ailesinin de orada olduğunu, hep birlikte açık görüş yaptıklarını, konuşmalar sırasında ...’un kendisine “Olay olduktan sonra şahıs yerde yatarken ..., ... Şahinoğu ve Murat isimli bir şahsın evlerinde bir odada toplandıklarını, Murat isimli şahsın kendisine ‘Ağabeyinin çoluğu çocuğu var, işi gücü var, suçu sen üstlen, o sana çalışır bakar’ dediğini, ..."in de ..."a ‘Beni olaya karıştırma kuşların benim olduğunu söyleme sana 120.000 TL para vereyim istediğin kişinin hesabına yatıraym’ dediğini, olaydan sonrada adliyede dayısı ...’in kendisine ‘...’i olaya karıştırma onun sana söylediği paranın arkasında ben varım. Hiç endişe etme’ dediğini fakat bu güne kadar ne ...’in ne de ..."in kendisini ziyarete geldiğini” söylediğini, bunun üzerine ..."a “Bu zamana kadar niye bunu sakladın? 120.00 TL çalışarak kazanılacak bir para, sen dışarıda çalıştığın zaman bunun daha fazlasını kazanırsın, değer mi?” diyerek kızdığını, bu konuşmaları ..."un annesi, babası, ağabeyi ..., yengesi Sevda ve komşuları ...’in duyduğunu, cezaevi çıkışında kayınbiraderi olan... ...’na “Niye bu çocukların böyle yapmasına izin verdiniz” diye çıkıştığını, Bayram’ın da sinirli bir şekilde “Ne yapayım benim haberim yok” dediğini, bunun üzerine fazla üstelemediğini, ...’u cezaevinde ziyarete gittiğinde “Oğlum bak bu kuş hırsızlığı işi değil neyse gerçek onu söyleyin, savcılığa dilekçe ver” dediğini, fakat olayın ne olduğunu ve sebebini söylemediğini,
    İstinabe olunan Mahkemede; olayın nasıl meydana geldiğini görmediğini, olay sonrası Kandıra Cezaevine ...’u ziyarete gittiğinde ...’un, "Olayla alakası bulunmadığını, olayı ... ile ..."in gerçekleştirdiklerini, ...’in kendisine 120.000 TL para teklif etmesi üzerine suçu üstlendiğini ancak ...’ın kendisine herhangi bir ödeme yapmadığını" söylediğini, ...’a gerçek neyse onu mahkemede anlatmasını söylediğini,
    Tanık ... Savcılıkta 23.09.2013 tarihinde; olay tarihinde evde uyuyorken saat 02.30 sıralarında dışarıdan gelen bağırma sesleri ile uyanıp dışarı çıktığını, evine yaklaşık 10 metre mesafede yolda bir şahsın kanlar içerisinde yattığını, yanına gittiğinde bu şahsın bir şeyler söylemeye çalıştığını ancak dilinin dönmediğini, atletini çıkartıp tampon yaptığını, o sırada yanına ...’nun geldiğini, eğilerek “... arkadaşım keşke böyle olmasaydı ben sana ne yaptım” dediğini, daha sonra kendisinin polisi ve ambulansı aradığını,
    Mahkemede; bıçaklama olayını görmediğini, sanıkların komşusu olduğunu, sadece sanıklardan ..."in ayağıyla yolda yatan maktulün kafasına vurduğunu gördüğünü, sanıklar...ile ...’ın ise maktulün ... tarafından tekmelendiği sırada az uzakta olduklarını, polis ve ambulans gelene kadar...ve ...’ın oradan ayrılmadıklarını, ...’ın ise evine doğru gittiğini, tanığın Savcılıktaki ifadesi okunarak sorulduğunda; cezaevine ziyarete gitmediğini, olaydan sonra birilerine “... bir yere gidemez. Ben onun maktulün kafasına vurduğunu gördüm” şeklinde bir şey söylemediğini, atletini çıkartıp maktule yönelik tampon işlemi yapmadığını, çocuğunun yaptığını,
    Tanık ... 23.09.2013 tarihinde Savcılıkta ve Mahkemede benzer şekilde; olayla ilgili herhangi bir bilgisinin olmadığını, olayı duyduktan sonra ertesi gün adliyeye ..."un yanına gittiğini, ...’un yanında polislerin durduğunu, polislerin konuşmalarına izin vermediklerini, tutuklandıktan sonra kendisiyle vedalaştığını, kesinlikle kendisine “...’i olaya katma onun söylediği paranın arkasında ben varım” gibi bir laf söylemediğini,
    Tanık ... 24.09.2013 tarihinde Savcılıkta ve Mahkemede benzer şekilde; ...’ın beyanlarını kabul etmediğini, ..."e “Suçu sana yıkacaklarmış” gibi bir söz söylemediğini, zaten konuyla ilgili herhangi bir bilgisi ya da görgüsü olmadığını, ...’in iş arkadaşı olduğunu, aynı fabrikada çalıştıklarını,
    Tanık ... (... oğlu) ... 24.09.2013 tarihinde Savcılıkta ve Mahkemede benzer şekilde; olay anında İstanbul"da olduğunu, olaydan gece saat 03.00 sıralarında haberi olduğunu, sonra Gebze"ye geldiğini, ...’in iddialarını kabul etmediğini, ...’nun lehine şahitlik yapmasını istemediğini, “Seni de bu işin içine sokarız” diye tehdit etmediğini,
    Tanık ... Mahkemede; olayı hiç görmediğini, cesedin başına gittiğinde sanık ...’un orada olduğunu, bir şeyler konuştuğunu ancak ne dediğini hatırlamadığını, sanıklar ..., ... ve ..."ı orada gördüğünü, ellerinde bıçak görmediğini, öleni kimin bıçakladığını bilmediğini,
    Tanık ... keşifte; sanık ...’in eşi olduğunu, tanık ...’ın, hırsız olduğunu haber vermesi üzerine eşi ...’ın eline el feneri alarak gittiğini, güvercinlerin ...’na ait olduğunu, eşi ...’ın daha önce kuş beslediği için kendisini çağırmış olabileceklerini, saat 02.00 sıralarında bir bağırış koptuğunu, eşi ...’ın eve doğru geldiğini, “Neşe çocuğu öldürdüler” dediğini, kimin öldürdüğünü sorduğunda eşi ...’ın “... öldürdü, arabayı götüreceğim” dediğini, sonra arkasından ...’nun geldiğini, ...’un “Amca çabuk ol, çabuk ol” dediğini, kendilerine ambulans çağırmalarını söylediğini, eşi ...’a “Ambulans çağırın, arabaya bindirmem ben ölmüş şeyi” dediğini, eşinin arabayı götürdüğünü, ...’un yerde yatan maktule atletiyle tampon yaptığını, orada bulunanların eşi ...’ın maktulü arabayla götürmesine izin vermediklerini, ambulansı beklediklerini, Bayram ...’nun da kilidi değiştirdiğini, orada ...’nun eşi Sevda ...’nun da bulunduğunu, Sevda’ya kimin yaptığını sorduğunda “Yenge ... yaptı, ne yapacağız bilmiyorum” dediğini, evlerine girdiklerini, ...’ın annesi ...’nun süngerle bıçak yıkadığını, bıçağı kendisine vermek istediğini ancak kabul etmediğini, olayı ...’ın yaptığını söylediklerini ancak bunu görmediğini, polisler geldikten sonra ...’ın üzerini değiştirerek dışarı çıktığını, ...’nun kendilerine “Kimse karışmayacak ben üstleniyorum” dediğini, olaydan sonra ...’ın kendilerini tehdit ettiğini, ...’ın eşinin, ...’a “Amca şahit ol seni karıştırmayalım” dediğini, korktuğu için bunları bu zamana kadar anlatamadığını, olayı kimin yaptığı sorulduğunda; ...’ın, eşi ...’a “Amca...tuttu, ben bıçağı sapladım” dediğini, ...’ın da “Neden dövüp göndermediniz de niye bıçak getirdin?” dediğini, maktul ...’le ilişkisi olduğu iddiasının doğru olmadığını,
    Tanık Sevda ... Keşifte; gece seslere uyandığını, dışarı baktığında kayınbiraderi ...’un maktule tampon yaptığını, maktulün kayınpederi...’ın bacağından tutmuş hâlde bir şeyler konuştuğunu, ...’ın elinde telefon olduğunu, polis ve ambulansı aradıklarını, ...’in iddialarının doğru olmadığını, kocasını kurtarmak için yalan söylediğini, hiç bıçak görmediğini, kuşların ...’a ait olduğunu, olaydan sonra ...’in, kayınvalidesi Gülay’ı arayarak tehdit ettiğini, telefonda “Kocamın adını çekin. Çocuklarına bakacam. Her şeyini yapacam” dediğini, evlerinde herhangi bir konuşmaya şahit olmadığını, ...’ı maktulün başına gördüğünü,
    Tanık Savaş Altın ve Hakan Dursunoğlu keşifte ve duruşmada benzer şekilde; Gebze Emniyet Müdürlüğünde polis memuru olarak görev yaptıklarını, olay yerine gittiklerinde maktulün yerde yattığını, başında da sanık ...’un bulunduğunu, ...’un kendilerine "Ölen şahsın kuş çalmaya geldiğini, elinde bıçak olduğunu, boğuşma ve kavga sırasında olayın meydana geldiğini" söylediğini, kendisinden başka herhangi bir şahısın maktul ile kavga ettiği veya maktulü bıçakladığı yönünde herhangi bir şey söylemediğini, özellikle sanıklardan ... ve ..."nun bıçakladığı yönünde herhangi bir şey söylemediğini, suç üstlenme veya benzeri herhangi bir durum sezinlemediklerini, ...’un kendilerine bıçağın yerini söylediğini, el feneri yardımıyla araştırma yaptıklarını ancak bıçağı bulamadıklarını,
    İnceleme dışı sanık ... 07.06.013 tarihinde saat 10.45"te Kollukta, aynı tarihte Savcılıkta ve tutuklanması talebiyle sevk edildiği Sulh Ceza Mahkemesinde müdafi eşliğinde benzer şekilde; evinin çatı katında yaklaşık bir aydır 8 adet güvercin beslediğini, maktul ...’in aynı mahallede yukarı tarafta oturduğunu, kendisiyle bir samimiyetinin olmadığını, 06.06.2013 tarihinde saat 23.30 sıralarında uyuduğunu, gece saat 01.30 sıralarında çatı katından tıkırtılar duyunca uyandığını, kardeşi ...’ın da uyandığını, tek başına çatı katına çıktığını, asma kilidin kırılmış ve çatı kapısının açılmış olduğunu, çatıya girdiğini, karşısına çıkan maktulün “Ben ..., ben ...” diye bağırdığını, çatı katının lambası arızalı olduğu için yanmadığını, o nedenle biraz karanlık olduğunu, maktul ile karşı karşıya geldiklerini, maktulün yakasından tuttuğunu ve birden kavga etmeye başladıklarını, birbirlerine yumruk attıklarını, kapının önünde duran kardeşi ...’a “Polis çağır” diye bağırdığını, maktulün çatıdan atlayarak komşusunun bahçesine düştüğünü, peşinden atladığını, kaçmaya çalışan maktulü kovalayıp bahçenin yukarısında yakaladığını, arkasından tuttuğunu, maktulün elinde bulunan parlak renkte uzun bıçağı birkaç defa salladığını ancak kendisini koruduğu için bıçağın isabet etmediğini, maktulün bileğini tuttuğunu, bu esnada birlikte yere düşüp yuvarlandıklarını, kendisinin altta kaldığını, maktulün ise üzerinde olduğunu, eliyle maktulün bileğini tuttuğunu, birden eline kan geldiğini, maktulün kalkıp koşmaya başladığını, elinde bıçak olup olmadığını görmediğini, üzerini kontrol ettiğinde herhangi bir yaralanması olmadığını, maktulün yaralandığını düşünüp peşinden gittiğini, maktulün yolun ortasına düşüp yüzüstü bayıldığını, sırtında kesi izleri gördüğünü, atletini ve tişörtünü çıkararak tampon ve pansuman yaptığını, hemen 155 ve 112’yi arayarak durumu bildirdiğini, ekip ve ambulans gelene kadar maktulün yanından ayrılmadığını, polislere “Maktulü ekip aracı veya bir taksiyle götürelim” dediğini fakat polislerin ambulans beklemelerini söylediğini, olayda kullanılan bıçağı kesinlikle eline almadığını, maktulün elindeki bıçağın nereye düştüğünü hiç hatırlamadığını, olaydan dolayı pişman olduğunu, amacının maktulü yakalayarak polise teslim etmek olduğunu, herhangi bir kastı ve husumetinin bulunmadığını, Savcılıkta soru üzerine; maktul ... ile boğuşurken “Polisi arayın” diye seslendiğinde ağabeyi ... ile kardeşi ...’ın polisi aradıklarını, babası...’ın uykusu çok ağır olduğundan olay bittiğinde uyandığını, maktulle boğuşurken yanında kimsenin olmadığını,
    Savcılıkta 20.09.2013 tarihinde; önceki ifadelerinde de belirttiği gibi çatıda ses duyması üzerine küçük kardeşi ..."ı uyandırdığını, ağabeyi ..."a da haber vererek üçü birlikte çatıya çıktıklarını, kilidin kırılmış olduğunu, önceki ifadelerinde buraya kadar anlattığı olayların doğru olduğunu ancak bundan sonraki yaşananlara ilişkin gerçekleri tamamıyla anlatmak istediğini, zira gerçekleri sakladığı için babasının görüşmeye gelmediğini, hatta kendisine mektup yazarak “Doğruyu anlatmazsan sana hakkımı helal etmem” dediğini, daha fazla vicdan azabı çekmemek için doğruyu söylemeye karar verdiğini, çatıda bulunan güvercinlerin kendisine ait olmadığını, onların uzaktan akrabası olan sanık ...’e ait olduklarını, daha önce kendi evinde beslediği güvercin yuvalarının hırsızlar tarafından çalınması üzerine kendilerine ait evin çatısındaki güvercin yuvalarına koyduğunu, durum böyle olunca kardeşi ..."a “Git ... Amca’ya haber ver” dediğini, daha sonra ...’in yanına geldiğini, ...’a “Amca kapı açılmış herhâlde hırsız gelmiş, kaçmış olabilir” dediğini, sonra çatıya çıktığını, kapının kilidini tekrar kilitlediğini, o sırada arka bahçeden ses duyduğunu, o tarafa gittiğinde ...’in bir şahsı tutmuş bıçakladığını gördüğünü, hemen bıçakladığı çocuğun bileğinden tutup geri çektiğini, hatta o sırada ...’in kendisine de bıçak salladığını, kızarak “Bırak ölsün, bu saattte hırsızlık yapılır mı güvercinler çalınır mı?” dediğini, bıçaklanan kişiyi tutup çekince bahçeden yuvarlanarak birlikte aşağıya düştüklerini, o sırada başını garajın duvarına vurduğunu, üstü başının kan olduğunu, bıçaklandığını sandığını, o sırada maktulün yerden kalkıp kaçtığını, arkasından kalkarak eve doğru gideceği sırada caddenin ortasında ...’in maktule tekme ve yumrukla vurduğunu, tekrar yanlarına gidip ikisini ayırdığını, sesler üzerine ağabeyleri ..., babası... ve diğer mahalle sakinlerinin de dışarı çıktıklarını, maktul ile ...’i ayırdıktan sonra maktulün 5-6 metre daha koşup “Öldüm ben” diyerek üzerindeki tişörtü çıkarttığını ve yüzükoyun yere düştüğünü, hemen atletini çıkartarak tampon yapmaya çalıştığını, “Polis ve ambulansı arayın” diye bağırdığını, olayın bu şekilde gerçekleştiğini, bu olayla herhangi bir ilgisinin olmadığını, hatta maktul yaralıyken ...’e “Arabanı getir” diye bağırdığını, ...’ın önce arabasını getirdiğini ancak sonra “Kan olur” diyerek arabasını geri götürdüğünü, kendisi karakoldayken gecenin bir yarısı ...’in evini toplayıp İstanbul"a kaçtığını, hatta mahalle sakinlerinin, ...’in ağabeyi ...’a ölen şahsın ağabeyi ile konuştuğunu ve “Para vereyim anlaşın” dediğini duyduğunu, bunları Savcılıktaki ilk ifadesinde anlatamadığını, çünkü ifade vermeden önce dışarıda dayısı ...’in ısrarla ..."in adını vermemesini, suçu üstlenmesini, ...’ın çocukları olduğunu, kendisine cezaevinde bakacaklarını söylediğini, bu nedenle olayın sıcağı sıcağına sağlıklı düşünemediği ve ..."i de sevdiği için suçu üstlendiğini, bu suçu ..."in işlediğini bilen ve mahallelerinde oturan ..., Gülsüm Temiz, mahalle bakkalı Kenan’ın tanık olarak dinlenilmelerini istediğini, yine dayısı ..., kardeşi ..., eniştesi Ömer Keker’in de tanık olarak dinlenmesini istediğini,
    Mahkemede 28.01.2014 tarihli 2. oturumda; üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini, uzaktan akrabası ve komşusu olan sanık ...’la birlikte kendi evinde güvercin beslediklerini, güvercinlerin bir kısmının kendisine, bir kısmının da ..."a ait olduğunu, gece saat 01.30 sıralarında tıkırtı duyduğunu, ağabeyi ...’ın da kendi evlerinde olduğunu, tıkırtı üzerine dışarıya çıktığında çatının kilidinin kırılmış olduğunu gördüğünü, ortalıkta kimseyi görmediğini, bu sırada kardeşi ..."ı, sanık ..."a haber vermesi için gönderdiğini, ..."ın evi ile kendi evlerinin arasında yaklaşık 15 mesafe bulunduğunu, bir ara komşusu ..."in oradan sesler duyduğunu, baktığında sanık ...’ın maktulü bıçakladığını gördüğünü, ağabeyi ...’ın da ..."a sarılarak “Yapma, ben onu tanıyorum” dediğini, buna rağmen ...’ın ...’a engel olamadığını, maktul bıçaklandıktan sonra bir müddet daha yürüdüğünü ve sonra yere düştüğünü, hemen maktulün başına gittiğini, atletiyle tampon yaparak kanamasını önlemeye çalıştığını ancak başarılı olamadığını, daha sonra 112 Acil Servis görevlilerinin geldiğini, ...’ın evine gittiğini, kendisinin maktul ile birlikte hastaneye gittiğini, yarım saat veya bir saat kadar sonra polislere teslim olduğunu, sonradan ağabeyi ..."dan öğrendiği kadarıyla teslim olduktan sonra sanık ...’ın gelip ..."ı sorduğunu, ..."a bir şey vereceğini söylediğini, vereceği şeyin bıçak olduğunu tahmin ettiğini, maktulü bıçaklamadığını, olaydan sonra korktuğu için farklı şekilde ifade verdiğini, zira ...’ın kendisine bekâr olduğunu, suçu üstlenmesi gerektiğini, cezaevinde kendisine bakacağını söylediğini, bu nedenle önceki ifadelerinde boğuşma sırasında maktulün elinden bıçağı aldığını söylediğini, bunun doğru olmadığını, bıçağın ..."a ait olduğunu, işlemediği bir suçun cezasını yatacağını, maktule tampon yaparken üzerinde bir şey olmadığını, eve giderek üzerine bir şeyler almak istediğini, o sırada sanık ...’ın yanına gelerek suçu üstlenmesini söylediğini, dolayısıyla bu suç üstlenme şeklindeki beyanları ...’ın saat 02.00 sularında söylediğini, yanında ağabeyi ...’ın da olduğunu ancak bir şey söylemediğini, ayrıca sanık ...’ın arabasını ve evini satacağını, 120.000 TL para vereceğini söylediğini, bu nedenle suçu üstlendiğini,
    18.02.2014 tarihli 3. Oturumda farklı ve ek olarak; gece ilk önce güvercinlik olarak kullanılan yerin kapısındayken ağabeyi ... ile birlikte bulunduklarını, daha sonra sanık ..."a haber gönderdiklerini, bu ara keşif yapılan yerde, mavi kapılı garajın arkasındaki bahçeden sesler duyduğunu, yaklaşık 25 metre mesafedeki bu yere gittiğinde ..., ağabeyi ... ve bir de maktulün boğuştuklarını, ..."in elinde kendisine gösterilen emanette kayıtlı bıçağın olduğunu, ...’ın bıçakla maktule vurduğu anları gördüğünü, ağabeyi ...’ın sadece “Yapma, ben onu tanıyorum” diye bağırdığını, ses üzerine yanlarına gittiğinde maktul ile birlikte 2-3 metre mesafedeki yerden aşağıya yuvarlandıklarını,
    İnceleme dışı sanık ... Savcılıkta 23.09.2013 tarihinde; hemşehrisi ve komşusu olan ... ile karşı karşıya bulunan evlerde oturduklarını, kamyon şoförlüğü yaptığı için gece geç saatlerde eve geldiğini, sabah da evden erken çıktığını, olayın olduğu gece saat 23.30 sıralarında eve geldiğini, uyurken saat 01.30-02.00 gibi evinin kapısını çalan ...’nun “Aşağıda yaralı var onu hastaneye götürelim” dediğini, aracının anahtarını alarak aşağıya indiğini fakat aşağı indiğinde ambulansın geldiğini, yerde yaralı bir şahıs gördüğünü, ..."un üzerinin çıplak olduğunu, yaralı şahsa tampon yaptığını, daha sonra evine gittiğini, sabah saat 06.00-06.30 gibi yine kapısının çalındığını, ...’nun akrabası olduğu ve simaen tanıdığı ancak ismini bilmediği 35 yaşlarında bir erkek şahsın elinde bir paketle geldiğini ve “Senin aracın bagajına bir emanet koyacağım sonra alacağım belki bugün belki de yarın alabilirim” dediğini, arkasından aracının bagajına bir paket bırakıp gittiğini, o güne kadar bu paketin içerisine ne var diye bakmadığını, 23.09.2013 tarihinde polisler evde arama yaparken bıçağın yerini gösterip polislere teslim ettiğini, paketi teslim alırken aklına bir şey gelmediğini, aracının bagajına konulan eşyanın suç eşyası olduğunu bilmediğini, o günden bu yana...ve ...’ın ailesinden kimseyi görmediğini, emaneti o yüzden veremediğini, sanık ... ile tanık ...’in ifadelerini kabul etmediğini, ... ve ... ile ...’in yanına giderek kendisinden ... lehine tanıklık yapma konusunda ricada bulunmadığını veya tehdit etmediğini ancak bu sözü aynı iş yerinde birlikte çalıştığı ...’ın söylediğini duyduğunu,
    Mahkemede; kendisine paketi veren kişinin ... ve ...’un amcaları olan ... (... oğlu) ... olduğunu, paketi 2 saat sonra gelip alacağını belirtmesine rağmen almadığını, paketi ne amaçla bıraktığını ve içerisinde ne olduğunu sormadığını, olayları kimin yaptığına dair herhangi bir şey söylemediğini, bagaja konulan bıçağı yaklaşık 2-3 ay kadar muhafaza ettiğini, paket bırakıldıktan 10 gün kadar sonra içine baktığında bıçak olduğunu gördüğünü, bıçağın üzerinde kan olmadığını, konuşulanlara göre ..."nun maktulü bıçakladığını duyduğunu, yine duyduğu kadarıyla sanıklar ... ve ..."in de ..."un yanında olduklarını ve olaya karıştıklarını,
    İfade etmişlerdir.
    Sanık ... Kollukta 07.06.2013 tarihinde saat 04.11"de bilgi veren sıfatıyla, 08.06.2013 tarihinde şüpheli sıfatıyla müdafi eşliğinde benzer şekilde; kardeşi olan ...’nun evlerinin çatısında güvercin beslediğini, 06.06.2013 tarihinde saat 23.00 sıralarında evde uyudukları sırada gece hatırlamadığı bir saatte ...’un, yanına gelerek çatıdan bir ses duyduğunu, muhtemelen hırsız olduğunu söylediğini, üzerini giyinerek dışarı çıktığında kardeşi...ile tanımadığı bir şahsın evlerinin karşı tarafında bulunan bahçede boğuştuklarını gördüğünü, tanımadığı şahsın elinde bıçak gördüğünü, karanlık olduğundan bıçağı tam olarak seçemediğini, kardeşi...ile boğuştuğu kişinin yere düştüklerini ve yamaç olan bahçeden yuvarlandıklarını, bir süre gözden kaybolduklarını, bahçe yamaç olduğu için garaj tarafına doğru düştüklerini, kısa süre sonra tanımadığı şahsın yürüyerek sokağa çıktığında yere düştüğünü, arkasından ...’un geldiğini ve şahsın kanlar içinde olduğunu görünce atletini yırtarak tampon yapmaya başladığını, bu sırada polise ve ambulansa haber verdiklerini, bir süre sonra polislerin ve arkasından ambulansın geldiğini, yaralı şahsı alarak hastaneye götürdüklerini, olayın bu şekilde meydana geldiğini, evlerinin çatısına baktığında asma kilidin kırılmış olduğunu gördüğünü, hastanede ölen şahsın muhtemelen çatıya hırsızlık amaçlı geldiğini, herhangi bir kimseyle husumetleri olmadığını, ölenin sonradan aynı mahallede oturdukları ve tanıdığı ... olduğunu öğrendiğini, ...’un hırsızlık yapıp adam yaraladığını ve gasp yaptığını, ...’in orada olup olmadığını hatırlamadığını, ancak ..."a yaralıyı onun aracıyla hastaneye götürmeyi söylediklerini, önce kabul ettiğini ancak sonradan vazgeçtiğini ve aracını garaja geri götürdüğünü, neden böyle yaptığını bilmediğini, ...’in olaydan sonra İstanbul iline taşındığını, nedenini bilmediğini,
    Savcılıkta 04.09.2013 tarihinde müdafi eşliğinde önceki beyanlarına ek olarak; komşunun bahçesinde maktulle boğuşmakta olan kardeşi ...’un kendisine hitaben “Ağabey polisi ara hırsızın elinde bıçak var” dediğini, içeri girip cep telefonunu alıp dışarıya çıktığında kardeşi ile maktulün bahçeden yuvarlanarak yan taraftaki garajın oradan yaklaşık 2 metreden aşağı düştüklerini, kardeşi ...’un bu sefer “Ambulansı ara, polisi ara” diye bağırdığını, uzaktan akrabası olan ..."i olay anında görmediğini, sonradan komşuların toplandığını, onların içinde ...’ı da gördüğünü, hatta yaralıyı aracıyla götürmesini söylediklerini, ...’ın aracını getirdiğini fakat korktuğu için geri götürdüğünü, üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini, olaydan sonra evlerinin kurşunlandığını, tehdit edildiklerini, bu nedenle evlerini taşıdıklarını, ...’in de olay gecesi evini taşıyıp İstanbul"a gittiğini,
    Savcılıkta 23.09.2013 tarihinde müdafi eşliğinde; kardeşleri ... ve ... ile ...’in beyanları okunduktan sonra sorulduğunda; önceki ifadelerinin doğru olduğunu, olaya kesinlikle karışmadığını, atılı suçlamayı kesinlikle kabul etmediğini, önceki ifadelerinde söylemeyi unuttuğu bir hususun olduğunu, evlerindeki güvercinlerin ...’e ait olduğunu, ayrıca kardeşi...ile maktul ...’in samimi arkadaş olduklarını, bu olay olduktan sonra mahallede maktulün, ...’in eşi ile ilişkisi olduğu hususunda duyumlar aldığını, ne derece doğru olup olmadığını bilmediğini, ayrıca kardeşi ..."un yanına ziyarete gittiğinde ...’un, ...’u ...’in bıçakladığını, suçu üstlenmesi karşılığında da kendisine 120.000 TL teklif ettiğini söylediğini, kardeşi ...’ın ifadesini kabul etmediğini, maktul ...’a vurmadığını, ...’in ifadesini de kabul etmediğini, olaydan sonra eve hiç gitmediklerini, ..., ..., ... ve kendisinin bir odaya çekilip o şekilde bir konuşma yapmadıklarını,
    Tutuklanması talebiyle sevk edildiği Sulh Ceza Mahkemesinde müdafi eşliğinde önceki ifadesinden farklı olarak; hırsızlık olayını öğrenince evlerinin çok yakınında oturan ..."i kardeşlerinin olaydan haberdar ettiğini, ..., ... ve kendisinin hırsızı aramaya başladıklarını, bir bahçede hırsızı yakaladıklarını, ... “Vurun acımayın” deyince kardeşi ...’un yumrukla hırsıza vurduğunu, kendisinin vurmadığını, ...’in de hırsıza giriştiğini, yumrukla mı yoksa bıçakla mı vurduğunu görmediğini, o esnada zaten hırsızın mahallelerinin çocuğu olduğunu anladıklarını, daha fazla zarar görmesin diye ...’un hırsızın kaçmasını sağladığını, kimsede bıçak görmediğini, iteleme esnasında kardeşi ...’la hırsızın yuvarlandıklarını, peşlerinden ...’in de indiğini, garajın arkasına düştüklerini, orada ne olduğunu görmediğini,
    Mahkemede 28.01.2014 tarihli 2. oturumda; maktulü aynı mahallede evlerinin üç sokak üstünde oturması nedeniyle tanıdığını, ne iş yaptığını bilmediğini, ...’ın akrabası olmadığını, ...’in ise amcazade denilen şekilde akrabası olduğunu, olay tarihinde anne ve babasının evinde kardeşleriyle birlikte kalmakta olduğunu, gece saat 01.30 sularında kardeşi ...’un “Dışarıda bir ses duydun mu?" diye söylediğini, dışarı çıkınca küçük kardeşi ..."ın ... ile birlikte geldiğini gördüğünü, ...’un da kümesin yanında gittiğini, ..."in bir elinde fener, bir elinde de bıçak olduğunu, o an için etrafta maktulü görmediklerini, daha sonra kendisine etrafı kolaçan etmesini söylediklerini, maktulü yerde sinmiş bir vaziyette saklanıyorken gördüğünü, maktule “Sen burada ne yapıyorsun” dediğinde maktulün “Tanımadın mı, ben ...” diye cevap verdiğini, sesleri duyan sanık ...’ın yanlarına geldiğini, elindeki bıçakla maktulü bıçaklamaya başladığını, ..."a sarılarak geri çekmeye çalıştığını, kardeşi ...’un da maktule sarıldığını, bu sırada maktul ile kardeşi ...’un birlikte 2-3 metre aşağıya kadar yuvarlandıklarını, ...’ın elinden kurtulup yere düşen maktulün yanına giderek baş bölgesine ayaklarıyla vurmaya başladığını, kardeşi ...’un ise atletini çıkartarak maktule tampon yapmaya çalıştığını, daha sonra etrafta kalabalık oluştuğunu, kendisinin de sanık ..."ın elindeki bıçağı aldığını, sanık ..."a gidip arabasını getirmesini ve maktulü hastaneye götürmesini söylediğini, bu sırada ...’ın bıçağı kendisinden geri istediğini, bıçağı alan ...’ın doğruca evine gittiğini, arabasıyla geri geldiğini ancak bu kez elinde bıçağın olmadığını, “Ben hastaneye götüremem, beni polisler tutar" diyerek aracıyla götürmekten vazgeçtiğini ve arabasını garajına geri götürdüğünü, kardeşi ...’un üzerine bir şey almak için eve gittiğini, bu sırada ...’ın yanına gelip ..."u sorduğunu, evde olduğunu söyleyince “Birlikte eve geçelim” dediğini, ..."ın, kardeşi ..."a bekâr olduğunu, 120.000 TL vereceğini ve suçu üstlenmesini söylediğini, kendisini kastederek “Ağabeyin ..."ı da bu işin içerisine katarım. Aklanmanız 5-6 ay sürer” dediğini, bu konuşmalar sırasında evde kendisiyle birlikte sadece kardeşi...ve ...’ın olduğunu, bu konuşmaları başka hiç kimsenin duymadığını, daha sonra olay yerine ambulans ve polislerin geldiğini, maktulün ambulansla hastaneye götürüldüğünü, polislerin kardeşi ..."u karakola götürdüklerini, sonra ..."ı çağırdığını, Murat"a kendisini karakola götürmesini söylediğini, karakola gittiğinde kardeşi ...’un maktulün öldüğünü öğrenince ağladığını, geri eve geldiklerini, aile büyüklerinin toplandıklarını, ...’in arabayla gittiğini gören ...’un “Nereye kaçıyor, maktulün kafasına ayaklarıyla vuruyordu, ben bunu gördüm” dediğini, aile büyüklerinin ne olur ne olmaz düşüncesiyle kendisini kayınpederinin evine gönderdiklerini, korktuğu için önceki ifadelerinde bunları söyleyemediğini, tutuklandıktan sonra kardeşi ...’la aynı cezaevinde aynı koğuşa düştüklerini, doğruları anlatmak için mahkemede ifade verdiğini, önceki ifadeleri okunarak çelişki nedeniyle tekrar sorulduğunda, korktuğu için önceki ifadelerinde doğruları anlatamadığını, şimdiki ifadesinin doğru olduğunu, olaydan sonra maktulün arkadaşları olan Gürkan Morkoç ve İbrahim Morkoç’un evlerini kurşunladıklarını ancak buna dair soruşturma yapılmadığını, amcası ...’ın bıçağı sabah saat 07.00 sularında ..."a verdiği iddiasının doğru olmadığını,
    Sanık ... Kollukta 13.09.2013 tarihinde müdafisi olmadan alınan beyanında; olay tarihinde Gebze ilçesinde olayın meydana geldiği mahallede oturduğunu ve Gebze’de çalıştığını, olay gecesi yüksek sesler duyması üzerine giyinip dışarı çıktığını, gittiğinde önceden tanımadığı ancak daha sonra isiminin ... olduğunu öğrendiği şahsın yol üzerinde sırtüstü yattığını, asfalt üzerinde kan olduğunu, yanında ..., ağabeyi ... ve birkaç komşu bulunduğunu, ne olduğunu sorduğunda ...’un “Şahıs hırsızlık yapmaya gelmiş, kilidi kırmış” dediğini ve polise de bu şekilde anlattığını, yaralıyı alıp hastaneye götürmek istediğini, arabasını getirdiğini ancak ambulans çağırdıklarını söylerek kendisinin götürmesine müsaade etmediklerini, yerde yatan kişiden o esnada ses geldiğini, canlı olduğunu, iddiaların tamamen asılsız olduğunu, suçlamayı kabul etmediğini, olay mahalline yardım amaçlı gittiğini,
    Savcılıkta 23.09.2013 tarihinde müdafi eşliğinde; dışarıdan gelen sesler üzerine uyandığını, sonra kapısının çalındığını, giyinip kapıya çıktığında ...’nu gördüğünü, kendisine kuşların çalındığını söylediğini, eline el feneri alarak...ve Ramazanların hemen karşıda bulunan evlerinin önüne gittiğini, kimseyi göremediğini, o sırada ...’ın, komşuları ...’in bahçesini göstererek “Şu tarafta birini gördüm” deyip oraya koştuğunu, elindeki ışığı tuttuğunu, bahçeye saklanmış bir kişi gördüğünü, ... ve ...’un koşarak bahçeye gittiklerini, bu kişiyle boğuşmaya başladıklarını, ..."ın elinde siyah saplı bir ekmek bıçağı gördüğünü, zira boğuştukları yere fener tuttuğunu, ...’ın bıçağı iki üç kere sapladığını, bağırarak “Bırakın gitsin çocuk ne yapıyorsunuz?” diye söylediğini, o esnada ..."la yakaladıkları şahsın yuvarlanarak garajın arkasına düştüklerini, oradan da yola düştüklerini, yola düşünce yaralanan şahsın her tarafından kan akmaya başladığını, hemen koşarak arabasını getirdiğini, yaralıyı hastaneye götürmek istediğini ancak komşularından birisinin “Sen götüremezsin ambulans götürsün” demesi üzerine arabasını garaja götürdüğünü, geri geldiğinde polisleri gördüğünü, ...’un polislere olayı kendisinin yaptığını söylediğini, olayın sıcaklığıyla doğruyu söyleyemediğini, olaydan sonra evine, sabah da işine gittiğini, iş çıkışı düğün için İstanbul"a gittiğini, o akşam Uğurların evinin kurşulandığını öğrendiğini, ...’un babası...’ın “... bizim evi kurşunladılar seni arıyorlar sakın gelme” demesi üzerine İstanbul"da kaldığını ve Gebze’ye dönmediğini, olaydan sonra eşi ...’in...ve Ramazanların evine gittiğini, burada ...’ın eşi ve annesinin bıçağı yıkadıklarını gördüğünü, bıçağı bir gazeteye sarıp saklaması için kendisine vermek istediklerini ancak eşinin kabul etmediğini, bunları eşinden duyduğunu, olaydan 3-4 hafta sonra...ve ...’ın annesiyle İstanbul"da karşılaştıklarını, kendisine "Bıçağı komşuları ...’a verdiklerini, sonra da geri istediklerinde ...’ın bıçağı kırıp attığını söylediğini" belirttiğini, yaklaşık 3 hafta önce ...’ın çalıştığı fabrikaya kendisini ziyarete geldiğini, ... ve ...’un ailesinin bir iki tane yalancı şahit bulduklarını, ..."la da görüştüklerini, suçu kendisine yıkacaklarını söylediğini, böyle birşey yapabileceklerine ihtimal vermediği için ...’ı ciddiye almadığını ve bu nedenle şikâyette bulunmadığını, sanık ..., tanıklar ..., ... ve ...’in ifadelerini kabul etmediğini, ..."a para teklif etmediğini, ayrıca ifadesini verirken bir şey unuttuğunu, olaydan sonraki sabah ..., ... ve ...’nun amcası ...’nun sabah evine geldiklerini, “Olayda sen de varsın. Komşular söylüyor. Ölen şahsa tekme attığını söylüyorlar. Sen de suçlanırsın. Bu yüzden ..."a şahitlik yap. Çatıda ..."la boğuşurken gördüm de” şeklinde ifade vererek ..."a şahitlik yapmasını istediklerini, kabul etmediğini, bunun üzerine “İftira atarız seni de bu işin içine karıştırırız” dediklerini, bu önemli noktayı sonradan hatırladığını, ayrıca çatıdaki kuşların kendisine ait olmadığını,
    Tutuklanması talebiyle sevk edildiği Sulh Ceza Mahkemesinde önceki ifadesinden farklı ve ek olarak; hırsızlık olayını öğrenince ..., ... ve ...’la birlikte hırsızın peşine düştüklerini, hırsızı bir bahçede yakaladıklarını, ...’ın elinde bıçak kendisinin elinde ise fener olduğunu, ...’un hırsızı tuttuğunu, ...’ın da bıçakla sırtına vurduğunu, ...’nun tüm bu olaylara şahit olduğunu, ... evli ve çocuklu olduğu için olayı ...’un üstlendiğini, olaydan sonra kendisinden...lehine tanıklık yapmasını istediklerini, kabul etmeyince olayı üzerine yıkacaklarını söylediklerini, suçlamayı kabul etmediğini,
    Mahkemede; güvercinlerin ...’a ait olduğunu, gece saat 01.30 sularında evinde uyurken ...’nun “Ağabeyimin kuşları çalınmış seni çağırıyorlar” diyerek kendisini çağırdığını, gittiğinde...ve ...’ın yolda beklediklerini, birlikte çatının oraya çıktıklarını, elinde el feneri olduğunu, kilidi kırılmış vaziyette gördüklerini, kuşların çalınmadığını, etrafta o an kimseyi göremediklerini, daha sonra komşunun oradan sesler geldiği söylenince...ve ...’ın o tarafa doğru koştuklarını, bir ara el fenerini tuttuğunda sanıklardan ..."ın elinde bıçak gördüğünü, ...’nun maktulün boğazından tuttuğunu, ...’ın da elindeki bıçakla maktule ayakta iken vurduğunu, ..."un elinde bıçak olmadığını, el fenerini tuttuğu için bunları görebildiğini, “Bırakın” diye ikaz ettiğini, daha sonra maktulün ...’la birlikte çatının kenarından yuvarlanarak yola düştüklerini, maktulün tişörtünü çıkartarak kendi yarasına basmak suretiyle tampon yaptığını, ...’un da başında beklediğini, ...’ın bahçeden yanına geldiğini, ..."ın elindeki bıçağın hâlâ durduğunu, daha sonra komşuların olay yerine toplandıklarını, polislerin de geldiklerini, bu sırada arabasını çıkartarak hastaneye götürmek için maktulün yanına geldiğini, komşuların arabanın uygun olmayacağını söylemeleri üzerine arabasını geri götürdüğünü, arabayı alıp döndüğünde ..."ın elindeki bıçağı bu kez görmediğini, ...’un polislere maktulü kendisinin bıçakladığını anlattığını, eve döndükten sonra komşu olduğu için başına bir şey gelir düşüncesiyle korkmaya başladığını, sabahleyin işe gittiğini, iş dönüşünde sanıklar...ve ..."ın evinde kimseyi göremeyince gelen şahısların akrabası ve komşusu olduğu düşüncesiyle kendisine soracaklarını düşünüp korktuğu için İstanbul"a kayınpederinin yanına gittiğini, çocuklarını da götürdüğünü, ertesi gün ..."un babası...’ın kendisini arayarak evlerinin kurşunlandığını, kendisinin de arandığını söyleyip “Sakın dönme” dediğini, korktuğu için dönemediğini, olayla bir ilgisinin olmadığını, olaydan sonraki zaman diliminde sanık ..."un annesinin kendisini arayarak bıçağı temizlediklerini, akrabaları olan ..."a verdiklerini söylediğini, ..."un savunmasında geçtiği gibi kendisine suçu üstlenmesi için para teklif etmediğini, yine olaydan sonra sanık ..."la aynı ismi taşıyan amcası ...’ın kendisine “Maktul için sanık ..."la çatıda boğuşurken gördüğünü söyle, ..."un az ceza alması için beyanda bulun” dediğini, ancak bunu kabul etmediğini,
    Savunmuşlardır.
    5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda suça iştirakte, faillik ve şeriklik ayrımı öngörülmüş, azmettirme ve yardım etme şeriklik kavramı içinde değerlendirilmiştir.
    Kanun’un 37. maddesindeki;
    "(1) Suçun kanuni tanımında yer alan fiili birlikte gerçekleştiren kişilerden her biri, fail olarak sorumlu olur.
    (2) Suçun işlenmesinde bir başkasını araç olarak kullanan kişi de fail olarak sorumlu tutulur. Kusur yeteneği olmayanları suçun işlenmesinde araç olarak kullanan kişinin cezası, üçte birden yarısına kadar artırılır" şeklindeki hüküm ile maddenin birinci fıkrasında müşterek faillik, ikinci fıkrasında ise dolaylı faillik düzenlenmiştir.
    Kanun’da suç olarak tanımlanan fiilin, birden fazla suç ortağı tarafından iştirak hâlinde gerçekleştirilmesi durumunda TCK’nın 37/1. maddesinde düzenlenen müşterek faillik söz konusu olacaktır.
    Öğretideki görüşler de dikkate alındığında müşterek faillik için iki şartın birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir:
    1- Failler arasında birlikte suç işleme kararı bulunmalıdır.
    2- Suçun işlenişi üzerinde birlikte hâkimiyet kurulmalıdır.
    Müşterek faillikte, birlikte suç işleme kararının yanı sıra fiil üzerinde ortak hâkimiyet kurulduğu için her bir suç ortağı “fail” konumundadır. Fiil üzerinde ortak hâkimiyetin kurulup kurulmadığının belirlenmesinde suç ortaklarının suçun icrasında üstlendikleri rolleri ve katkılarının taşıdığı önem göz önünde bulundurulmalıdır.
    "Yardım etme" ise 5237 sayılı TCK"nın 39. maddesinde;
    "(1) Suçun işlenmesine yardım eden kişiye, işlenen suçun ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirmesi hâlinde, onbeş yıldan yirmi yıla; müebbet hapis cezasını gerektirmesi hâlinde, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hâllerde cezanın yarısı indirilir. Ancak, bu durumda verilecek ceza sekiz yılı geçemez.
    (2) Aşağıdaki hâllerde kişi işlenen suçtan dolayı yardım eden sıfatıyla sorumlu olur:
    a) Suç işlemeye teşvik etmek veya suç işleme kararını kuvvetlendirmek veya fiilin işlenmesinden sonra yardımda bulunacağını vaat etmek.
    b) Suçun nasıl işleneceği hususunda yol göstermek veya fiilin işlenmesinde kullanılan araçları sağlamak.
    c) Suçun işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak" şeklinde,
    "Bağlılık kuralı" da aynı Kanun"un 40. maddesinde;
    "(1) Suça iştirak için kasten ve hukuka aykırı işlenmiş bir fiilin varlığı yeterlidir. Suçun işlenişine iştirak eden her kişi, diğerinin cezalandırılmasını önleyen kişisel nedenler göz önünde bulundurulmaksızın kendi kusurlu fiiline göre cezalandırılır.
    (2) Özgü suçlarda, ancak özel faillik niteliğini taşıyan kişi fail olabilir. Bu suçların işlenişine iştirak eden diğer kişiler ise azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulur.
    (3) Suça iştirakten dolayı sorumlu tutulabilmek için ilgili suçun en azından teşebbüs aşamasına varmış olması gerekir" biçiminde düzenlenmiştir.
    Suçun icrasına iştirak etmekle birlikte, işlenişine bulunduğu katkının niteliği gereği kanuni tanımdaki fiili gerçekleştirmeyen diğer suç ortaklarına “şerik” denilmekte olup, 5237 sayılı TCK’da şeriklik, azmettirme ve yardım etme olarak iki farklı şekilde düzenlenmiştir. Buna göre, kanuni tanımdaki fiili gerçekleştirmeyen veya özel faillik vasfını taşımadığı için fail olamayan bir suç ortağı, gerçekleşen fiilden 5237 sayılı Kanun’un 40. maddesinde düzenlenen bağlılık kuralı uyarınca sorumlu olmaktadır.
    TCK’nın 39/2. maddesindeki düzenlemeye göre, yardım etme; maddi yardım ve manevi yardım olarak ikiye ayrılmaktadır.
    1- Bir suçun işlenmesine maddi yardımda bulunma çok çeşitli şekillerde ortaya çıkmakla birlikte anılan maddede maddi yardım;
    a) Suçun işlenmesinde kullanılan araçları temin etmek,
    b) Suçun işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında maddi yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak,
    Olarak sayılmıştır.
    2- Manevi yardım ise;
    a) Suç işlemeye teşvik etmek,
    b) Suç işleme kararını kuvvetlendirmek,
    c) Suçun işlenmesinden sonra yardımda bulunmayı vaad etmek,
    d) Suçun nasıl işleneceği konusunda yol göstermek,
    Şeklinde belirtilmiştir.
    Kişinin eyleminin, bir suça katılma aşamasına ulaşıp ulaşmadığı, ulaşmışsa da suça katılma düzeyinin belirlenmesi için, eylemin bir aşamasındaki durumun değil, eylemin yapılması için verilen kararın, bu kararın icra ediliş biçiminin, olay öncesi, sırası ve sonraki davranışların da dikkate alınıp tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi gerekir. Zira "yardım etme"yi müşterek faillikten ayıran en önemli unsur, kişinin suçun işlenişi sırasında fiil üzerinde ortak hâkimiyetinin bulunmamasıdır.
    Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
    İnceleme dışı sanık ... ile kardeşi olan tanık ...’nun Gebze ilçesi, Köşklü ... numaralı evde anne ve babalarıyla birlikte ikamet ettikleri, olay tarihinde sanık ...’nun da eşiyle birlikte aynı evde bulunduğu, sanıklar ... ve ...’la uzaktan akraba olan sanık ...’in ise aynı sokaktaki karşı evde yaşadığı, inceleme dışı sanık ... ile sanık ...’ın, ...’un yaşadığı evin çatısında güvercin besledikleri, 07.06.2013 tarihinde gece saat 01.30-02.00 sıralarında evin çatısından gelen tıkırtıları duyan inceleme dışı sanık ...’un, ağabeyi ...’ı uyandırdığı, ayrıca kardeşi ...’ı kaldırarak güvercinlerin sahibi olan sanık ...’a gidip haber vermesini istediği, inceleme dışı sanık ... ile sanık ..."ın evin dışına çıktıkları, tanık ...’ın olaydan haberdar ettiği sanık ...’ın eline aldığı el feneriyle ...’la ...’ın yanına geldiği, üçünün birlikte hırsız olabileceği düşüncesiyle etrafı aramaya başladıkları, güvercinlerin bulunduğu çatıya çıkıp baktıklarında kilidin kırılmış olduğunu ancak güvercinlerin yerinde olduğunu fark ettikleri, etrafa baktıklarında kimseyi göremedikleri, karşı tarafta bulunan komşuları tanık ...’in bahçesinden sesler gelmesi üzerine sanıkların o tarafa doğru gittikleri, sanık ...’ın el feneri tutup ortamı aydınlattığı, sanık ...’ın ise bir köşede saklanmış hâldeki maktul ...’u fark ettiği ve kaçmasına engel olduğu, inceleme dışı sanık ... ile maktul ...’in boğuşmaya başladıkları, bahçenin hemen yanındaki garajın üstünde boğuşan inceleme dışı sanık ... ile maktul ...’in 2-3 metre yüksekliğindeki garajın üstünden düşerek bayır aşağı olan yoldan yuvarlandıkları, sanıklar ... ile ...’ın da maktulün başına gelerek maktule tekme attıkları, aldığı bıçak darbelerinin etkisiyle yere yığılan maktule inceleme dışı sanık ...’un atletini çıkartarak tampon yaptığı, olay yerine çağrılan ambulansla hastaneye kaldırılan maktul ...’in kesici delici alet yaralanmasına bağlı zigomatik kemik ve kot kesisi ile birlikte iç organ, büyük damar kesilmesinden gelişen iç kanama sonucu öldüğü, Yerel Mahkeme ve Özel Dairece bu şekilde gerçekleştiği kabul edilen olayda;
    Her ne kadar olaydan hemen sonra sıcağı sıcağına alınan beyanlardan, inceleme dışı sanık ...’un maktulü tek başına bıçaklayarak öldürdüğü, sanıklar ... ile ...’ın olaya karışmadıkları bilgisi alındığından sadece inceleme dışı sanık ... hakkında kasten öldürme suçundan soruşturma başlatılmış ise de, maktul ...’in babası olan ...’un mahalledeki birtakım söylentiler üzerine olaydan yaklaşık 1 ay sonra 04.07.2013 tarihli dilekçeyle Gebze Cumhuriyet Başsavcılığına müracaatta bulunarak, sanıklar ... ve ...’in, inceleme dışı sanık ... ile birlikte oğlu ...’i öldürdüklerini iddia etmesi üzerine soruşturmanın genişletildiği, çok sayıda kişinin tanık olarak ifadesine başvurulduğu, sanıklar ... ve ... hakkında da kasten öldürme suçundan soruşturma başlatıldığı anlaşılmaktadır.
    Bu kapsamda; Kolluktaki ifadesinde sadece ağabeyi ...’un maktul ...’le boğuştuğunu beyan eden tanık ...’nun Savcılıkta tanıklıktan çekinme hakkı hatırlatıldıktan sonra yeminli olarak verdiği 23.09.2013 tarihli ifadeside; “Kolluktaki ifadesinin doğru olmadığını, ağabeyi ... ve ...’in baskısı nedeniyle doğruları söyleyemediğini, ...’in elinde el feneriyle geldiğini, ... ve ...’un birlikte hırsızı aramaya başladıklarını, daha sonra ağabeyi ...’nun geldiğini ve üçü birlikte hırsızı aradıklarını, ...’ın elinde bıçak olduğunu, üçünün birden bahçeye indiklerini, hırsızı ...’in bahçesinde yakaladıklarını, ...’un hırsıza eliyle 2-3 kere vurduğunu, daha sonra ...’ın ‘Vurun a... kodumun çocuğuna acımayın’ dediğini, ...’ın ağabeyleri...ve ...’ı gaza getirdiğini, ...’ın sözünden sonra ... ve ...’ın hırsıza vurmaya başladıklarını fakat bıçakla mı yoksa yumrukla mı vurduklarını tam göremediğini, ...’un, ...’ı tutarak ‘Durun ne yapıyorsunuz’ dediğini, daha sonra karanlığa doğru uzaklaştıklarını, ... ve hırsızın garajın arkasına düştüklerini, ... ve ...’ın yola indiklerini, hırsızla ...’un da yola geldiklerini, hırsızın yolda yere düştüğünü, yola indiklerinde ... ve ...’ın hırsıza tekrar vurmaya başladıklarını, ikisinin de yumrukla vurduklarını gördüğünü, o sırada ...’un ... ve ...’ı tekrar ayırdığını, hırsızın üzerinde kan gördüğünü, ...’ın tekrar tekmeyle hırsızın kafasına vurduğunu, hırsızın hırıltılı bir şekilde nefes aldığını, sanki can çekişmekte olduğunu, olayda ..., ... ve ...’un hırsıza vurduklarını gördüğünü fakat bıçağı kimin vurduğunu görmediğini”, Mahkemede de ağabeyi ...’da bıçak olduğuna dair ifadesi dışındaki tüm anlattıklarının doğru olduğunu,
    Tanık ...’in 23.09.2013 tarihinde Savcılıkta alınan ifadesinde özetle; “Gece saat 01.00-02.00 gibi dışarıdan gelen seslere uyandığını, pencereden 4-5 metre mesafeden baktığında bahçesinde 3 kişinin boğuştuğunu gördüğünü, kıyafetlerinden ve duruşlarından birisinin ..., diğerinin maktul ... üçüncü kişinin de ... olduğunu anladığını, boğuşma sırasında birbirlerine vurduklarını”,
    Kollukta ve Savcılıktaki ilk ifadelerinde maktulü tek başına öldürdüğünü kabul eden inceleme dışı sanık ...’nun, cezaevinden gönderdiği 17.09.2013 tarihli dilekçeyle vicdan azabı çektiğini ve tekrar ifade vermek istediğini belirtmesi üzerine Cumhuriyet Başsavcılığında alınan 20.09.2013 tarihli ifadesinde özetle; “Güvercinlerin sanık ...’a ait olduğunu, maktulü sanık ...’ın bıçakladığını, maktulün bileğinden tutup geri çektiğini, sanık ...’ın ‘Bırak ölsün, bu saattte hırsızlık yapılır mı güvercinler çalınır mı?’ dediğini, maktulü tutup çekince bahçeden yuvarlanarak birlikte aşağıya düştüklerini, caddenin ortasında yerde yatan maktule sanık ...’ın tekme ve yumrukla vurduğunu, Mahkemede ise özetle; “Güvercinlerin bir kısmının kendisine bir kısmının da ..."a ait olduğunu, komşusu ..."in oradan sesler duyması üzerine baktığında sanık ..., ağabeyi sanık ... ve bir de maktulün boğuştuklarını, sanık ...’ın elindeki bıçakla maktule vurduğunu, ağabeyi sanık ...’ın ise sadece "Yapma ben onu tanıyorum" diye bağırdığını, yanlarına gittiğinde maktul ile birlikte 2-3 metre mesafedeki yerden aşağıya yuvarlandıklarını”,
    Kolluk ve Savcılıktaki ilk ifadelerinde, "Maktulü kardeşi olan inceleme dışı sanık ...’un bıçakladığını, kendisi ve sanık ...’ın olaya karışmadıklarını, kardeşi ...’un polisi aramasını söylemesi üzerinde sadece olaydan sonra polisi ve ambulansı aradığını, sanık ...’ı da olaydan sonra arabasını getirdiğinde gördüğünü" beyan eden sanık... ...’nun tutuklanması talebiyle sevk edildiği Sulh Ceza Mahkemesinde özetle; “..., ... ve kendisinin hırsızı aramaya başladıklarını, bir bahçede hırsızı yakaladıklarını, ...’in ‘Vurun acımayın’ deyince kardeşi ...’un yumrukla hırsıza vurduğunu, kendisinin vurmadığını, ...’in de hırsıza giriştiğini, yumrukla mı yoksa bıçakla mı vurduğunu görmediğini, o esnada zaten hırsızın mahallelerinin çocuğu olduğunu anladıklarını, daha fazla zarar görmesin diye ...’un hırsızın kaçmasını sağladığını, kimsede bıçak görmediğini”, Mahkemede ise özetle; “..."in bir elinde fener, bir elinde de bıçak olduğunu, o an için etrafta maktulü görmediklerini, daha sonrasında kendisine etrafı kolaçan etmesini söylediklerini, maktulü yerde sinmiş bir vaziyette saklanıyorken gördüğünü, maktule ‘Sen burada ne yapıyorsun’ dediğinde maktulün ‘Tanımadın mı, ben ...’ diye cevap verdiğini, sesleri duyan sanık ...’ın yanlarına geldiğini, elindeki bıçakla maktulü bıçaklamaya başladığını, ..."a sarılarak geri çekmeye çalıştığını, kardeşi ...’un da maktule sarıldığını, bu sırada maktul ile kardeşi ...’un birlikte 2-3 metre aşağıya kadar yuvarlandıklarını, ...’ın elinden kurtulup yere düşen maktulün yanına giderek baş bölgesine ayaklarıyla vurmaya başladığını, korktuğu için önceki ifadelerinde doğruları anlatamadığını,”
    Kollukta, "Gece duyduğu sesler üzerine dışarı çıktığında maktulün yaralı hâlde yerde yattığını gördüğünü ve olay yerine yardım amacıyla gittiğini, suçmalayı kabul etmediğini" beyan eden sanık ...’in Savcılıkta 23.09.2013 tarihli ifadesinde özetle; “Tanık ...’ın kuşların çalındığını söylemesi üzerine eline el feneri alarak...ve ...’ın yanına gittiğini, çevrede kimseyi göremediklerini, o sırada sanık ...’ın, komşuları ...’in bahçesini göstererek ‘Şu tarafta birini gördüm’ deyip oraya koştuğunu, elindeki ışığı tuttuğunu, bahçede saklanmış bir kişi gördüğünü, ... ve ...’un koşarak bahçeye gittiklerini, bu kişiyle boğuşmaya başladıklarını, ..."ın elinde siyah saplı bir ekmek bıçağı gördüğünü, ...’ın bıçağı iki üç kere sapladığını, bağırarak ‘Bırakın gitsin çocuk ne yapıyorsunuz?’ diye söylediğini, o esnada ..."la yakaladıkları şahsın yuvarlanarak garajın arkasına düştüklerini, olaydan sonra İstanbul’a gittiğini, ...’un babası...’ın ‘... bizim evi kurşunladılar seni arıyorlar, sakın gelme’ demesi üzerine İstanbul"da kaldığını ve Gebze’ye dönmediğini,” tutuklanması talebiyle sevk edildiği Sulh Ceza Mahkemesinde ve Mahkemede özetle; “Hırsızlık olayını öğrenince ..., ... ve ...’la birlikte hırsızın peşine düştüklerini, hırsızı bir bahçede yakaladıklarını, ...’ın elinde bıçak kendisinin elinde ise fener olduğunu, ...’un hırsızı tuttuğunu, ...’ın da bıçakla sırtına vurduğunu, ...’nun tüm bu olaylara şahit olduğunu, ... evli ve çocuklu olduğu için olayı ...’un üstlendiğini, olaydan sonra kendisinden...lehine tanıklık yapmasını istediklerini, kabul etmeyince olayı kendisinin üzerime yıkacaklarını söylediklerini,”
    İfade ettikleri anlaşılmaktadır.
    Yukarıda özet olarak belirtildiği şekilde, tanıklar ... ile ...’in oluşa uygun düşen anlatımları, sanıkların aşamalarda gerek kendi içinde gerekse birbirleriyle çelişen ve suçtan kurtulmaya yönelik olduğu anlaşılan savunmaları; baştan beri olaya karışmadıklarını beyan eden sanıklar ... ile ...’in kendi savunmalarından da anlaşılacağı üzere, sanık ...’ın maktulü yakalamak amacıyla el feneri tuttuğu, sanık ...’ın ise saklanmakta olan maktulü bulup kaçmasına engel olduğu, dolayısıyla sanıklar ... ve ...’ın olay esnasında inceleme dışı sanık ...’un yanında yer aldıkları hususunda herhangi bir tereddüt bulunmaması; vücudunda toplamda 8 adet bıçak darbesiyle sırt, baş ve diz bölgesinde çok sayıda ekimozlu sıyrık bulunan maktuldeki yaraların yeri, niteliği ve sayısına göre birden fazla kişi tarafından yaralanmasının oluş ve kabule uygun düştüğünün anlaşılması karşısında; sanıklar ... ile ...’in inceleme dışı sanık ...’nun kasten öldürme suçuna iştirak ettikleri kabul edilmelidir. Öte yandan, Özel Dairenin bozma ilamı ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının içeriğine göre, Ceza Genel Kurulunca sanıkların kasten öldürme suçuna iştiraklerinin TCK’nın 37. maddesi kapsamında “müşterek faillik” niteliğinde mi yoksa 39. maddesi kapsamında “yardım eden” niteliğinde mi olduğu hususu ile, sanıklar hakkında haksız tahrik nedeniyle uygulanan indirim oranının isabetli olup olmadığı hususu bu aşamada değerlendirilmemiştir.
    Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının haklı nedene dayanmayan itirazının reddine karar verilmelidir.
    Çoğunluk görüşüne katılmayan iki Ceza Genel Kurulu Üyesi; sanıklar ... ve ..."in kasten öldürme suçuna iştirak ettiklerine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı deliller elde edilemediğinden itirazın kabul edilmesi gerektiği düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
    SONUÇ :
    Açıklanan nedenlerle,
    1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
    2- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 17.12.2020 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi