Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/2361
Karar No: 2012/8333
Karar Tarihi: 28.09.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/2361 Esas 2012/8333 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalılar arasındaki tescil davasında, taşınmazın tapuda kayıtlı olup olmadığına ve mera kayıtlarının incelenmesine karar verilmiştir. Davacı vekili, taşınmazın uzun yıllardır vekil edeninin zilyetliğinde olduğunu belirterek tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar ise taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğunu, kazanmayı sağlayan zilyetlikle edinilemeyeceğini ve yerin mera niteliğinde olduğunu savunmuşlardır. Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiş ancak yapılan inceleme yeterli bulunmamıştır. Bu nedenle taşınmazın tapuda kayıtlı olup olmadığına ve mera kayıtlarının incelenmesine karar verilmiştir. Ayrıca taşınmazın gerçek niteliğinin tespiti ve uzman bilirkişinin raporu da istenmiştir. Kararda, TMK'nun 713/1 ve Kadastro Kanunu'nun 14. maddelerine değinilmiştir.
8. Hukuk Dairesi         2012/2361 E.  ,  2012/8333 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tescil

    ... ile Hazine ve ... aralarındaki tescil davasının kabulüne dair Akyurt Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 04.10.2011 gün ve 175/138 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı vekili dava dilekçesinde; mevkii ve sınırlarını açıkladığı yaklaşık 12000 m2"lik taşınmazın 30 yılı aşkın bir süreden beri vekil edeninin zilyet ve tasarrufunda bulunduğunu açıklayarak TMK.nun 713 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 13. maddesi gereğince vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Hazine vekili, dava konusu yerin Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, kazanmayı sağlayan zilyetlikle edinilemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Davalı ... vekili, dava konusu yerin mera niteliğinde bulunduğunu açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, teknik bilirkişi Üçler Ünver’in 03.05.2011 tarihli krokisinde mavi renk ile gösterilmiş 4882 m2 yüzölçümlü taşınmaz hakkındaki davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, yalnızca davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuksal sebebine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Uyuşmazlık konusu taşınmaz 14.03.1952 tarihinde yapılan kadastro çalışmalarında tespit harici bırakılmıştır. Kadastro Müdürlüğünün karşılık yazılarında ise, ziraate elverişsiz arazi olması nedeniyle tespit dışı bırakıldığı açıklanmış, ancak hangi tarihte tespit harici bırakıldığı belirtilmemiştir. Davalı Hazine vekili ise, dava konusu yerin mera olduğunu savunmuştur. Hazine de cevap dilekçesinde aynı konuya değinmiştir.
    Dava konusu yerin tespit harici bırakılan yerlerden olduğu gözetilerek, teknik bilirkişinin rapor ve krokisi de eklenmek suretiyle kabulüne karar verilen taşınmazın tapuda kayıtlı yerlerden olup olmadığının Tapu Sicil Müdürlüğünden sorulması gerekir. Aksi halde çifte tapuya yol açar. Bundan ayrı, taşınmazın sınırları içinde bulunduğu Akyurt İlçesi, Güzelhisar Mahallesine ait kadim ve tahsisli mera kayıtlarının olup olmadığının İlçe, İl Özel İdare, Kadastro ve Tapu Sicil Müdürlüklerinden sorulması, varsa kadim ve tahsisli meralara ait harita, vergi ve tapu kayıtlarının dayanaklarıyla birlikte getirtilerek dosyaya eklenmesi, uyuşmazlığın mera savunmasına ilişkin bulunması nedeniyle ve taraflara tanık ve delillerini bildirmeleri konusunda süre ve imkan tanınmadığı da gözetilerek tarafların tanık ve delillerini bildirmeleri konusunda süre ve imkan tanınması, taşınmaza komşu 195, 408, 410, 980, 981, 982, 785 ve 416 sayılı parsellere ait kadastro tutanak ve ekleri ile kadastro sırasında bu parsellere revizyon gören tapu ve vergi kayıtlarının bulundukları yerlerden getirtilerek dosyayla birleştirilmesi, yeniden yapılacak keşifte tahsisli ve kadim mera kayıtları ile haritalar ve komşu parsellere ait dayanak tapu ve vergi kayıtlarının teknik, yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığıyla zemine uygulanması, yerel bilirkişi ve tanıkların HMK.nun 243, 244, 259 ve 290/2. maddeleri gereğince, keşif yerine davetiyeyle çağırılmaları, uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle keşif yerinde dinlenilmeleri, beyanlar arasında çelişki bulunduğu taktirde HMK.nun 261. maddesi gereğince aykırılığın giderilmesi, taşınmazın tahsisli kayıt ve belgeler kapsamında kalmadığının belirlenmesi halinde bu taktirde kadim meradan açılan yerlerden olup olmadığı hususunun yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulması, uygulandığı bildirilen 1969 ve 1975 tarihli fotoğraflar eski tarihli olup olaya ışık tutacak nitelikte bulunmamaktadır. 1990 tarihli raporda tek başına sorunu çözmeye yeterli görülmemektedir. Bu nedenle davanın açıldığı 25.11.2008 tarihinden geriye doğru en az 20 yıl öncesine ait (1978-1988 arası) iki ayrı zamanda çekilmiş hava fotoğraflarının bulundukları yerlerden getirtilerek daha önce götürülmeyen başka bir uzman bilirkişi jeodezi ve fotoğrametri mühendisi aracılığıyla uygulanması, hava fotoğraflarının çekildiği tarihlere göre dava konusu taşınmaz ve çevresinin kültür arazisi niteliğinde bulunup bulunmadığı veya hangi nitelikte bulunduğu konularında uzman bilirkişiden rapor istenmesi, hava fotoğraflarının stereoskopik aletle üç boyutlu olarak uzman bilirkişice incelemeye tabi tutulması, taşınmazın gerçek niteliğinin saptanması, açıklanan konularda uzman bilirkişiden gerekçeli ve denetime açık rapor alınması, dava konusu yerin hava fotoğrafları üzerinde işaretlenmesi gerekmektedir.
    Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 28.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi