14. Hukuk Dairesi 2013/16132 E. , 2014/3905 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Kocaeli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 12/09/2013
NUMARASI : 2011/185-2013/816
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 12.04.2011 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukundan kaynaklanan muarazanın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12.09.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_K A R A R_
Dava, komşuluk hukukuna aykırılığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin malik olduğu 3.. ada .. parsel sayılı taşınmaza komşu aynı ada 1.. parsel sayılı taşınmaz üzerinde davalı kooperatife ait doğalgaz basınç dönüşüm istasyonu ve jeneratör bulunduğunu, bu istasyon ve jeneratörün müvekkilinin tır ve kamyonlarının geçişini engellediğini, fabrikanın buhar borularının geçtiği bölümde olduğu için yangın ve patlama riski oluşturduğunu ileri sürerek, istasyon ve jeneratörün tehlike arzetmeyen başka bir yere nakledilmesini istemiştir.
Davalı vekili, tesisisin yasal mevzuata uygun şekilde yerleştirildiğini, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
TMK m. 683 deki "Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı
istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir.
Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir.
Taşınmazlar üzerinde yapılacak keşfin öncesinde, kadastro mühendisi veya tapu fen memuru bilirkişi yanında davanın niteliğine, tarafların iddia ve savunmalarına göre, en uygun ihtisas grubu ve meslek erbabından bilirkişi veya bilirkişiler seçilmelidir.
Bilirkişi raporlarında, komşuluk hukukuna aykırı davranışın katlanılabilir sınırlar içerisinde mi kaldığı, yoksa taşkın kullanmanın mı söz konusu olduğu tüm detayları ile açıklanmalı, taraflar arasındaki zorunlu çıkar çatışmalarını denkleştirecek, en adil çözüm yolu veya yolları gerekçeli olarak gösterilmelidir. Davacının zararının önlenmesi esas olmakla birlikte, davalıya da en az zarar verecek veya külfet yükleyecek önlem veya önlemler belirtilmeli, davalının yaptığı veya diktiği şeylerin yıkılması veya sökülmesi, yaptığı tesis ve işletmelerin kapatılması, yasaklanması veya başka yere taşınması son çare olarak düşünülmelidir.
Taşkın kullanma belirlendiği takdirde elatmanın tamamen ortadan kaldırılması veya tahammül sınırları içerisine çekilebilmesi için ne gibi önlemlerin alınması gerektiği bilirkişiler aracılığı ile tespit edilerek, tarafların yarar ve çıkar dengeleri de gözetilerek bunların en uygununa karar verilmelidir.
Somut olaya gelince, davacının parseline 5 m uzaklıkta fabrikasını besleyen yüksek gerilim hattının mevcut olduğu dosya içerisindeki 22.04.2013 tarihli bilirkişi raporundan anlaşılmaktadır. Ne var ki, yüksek gerilim hattının yerinden başka bir yere taşınması halinde tehlike oluşturacak risk faktörünün ortadan kaldırılıp, kaldırılamayacağı hususu değerlendirilmemiştir.
Bu itibarla mahkemece, uzman bilirkişilerden oluşturulacak kurul vasıtasıyla mahallinde keşif yapılarak davacının taşınmazındaki yüksek gerilim hattının başka yere taşınması ve davalıya ait doğalgaz dönüşüm istasyonunun yerinden kaldırılarak başka yere nakledilmesi için gerekli masrafın tespiti ayrıca uzman bilirkişilerin başkaca çözüm önerileri bulunup bulunmadığı da sorularak varsa bu hususta ayrıntılı rapor alınması, bütün deliller değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 21.03.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.