Esas No: 2018/2365
Karar No: 2020/3172
Karar Tarihi: 01.06.2020
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2018/2365 Esas 2020/3172 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 26/04/2012 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, 2. kademede tazminat talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 26/09/2017 günlü hükmün davacı vekilince talep edilen tavzih isteminin reddine ilişkin hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, harici satım sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, 2. kademede tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili; 19.02.2009 tarihli haricen düzenlenen sözleşme uyarınca davalıya ait bir kısım borçların ödendiğini buna rağmen davalı tarafça taahhüt edilen 883 parsel sayılı taşınmazın tapu devrinin yapılmadığını ileri sürerek sözleşme hükümlerine göre öncelikle davalı adına kayıtlı olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini, bu talebin kabul edilmemesi halinde taşınmazın değeri olan 50.000,00TL’nin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında 19.02.2009 tarihli harici sözleşmenin düzenlendiğini ancak davacı tarafça sözleşme hükümlerinin yerine getirilmediğini, davacı tarafça sadece 2.000,00TL ödeme yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin, 08.11.2016 günlü 2015/17564 Esas, 2016/9257 Karar sayılı ilamı ile ".... davanın dayanağı olan taşınmaz satış sözleşmesinin haricen düzenlenmesi nedeniyle TMK’nin 706 Tapu Kanununun 26 ve Noterlik Kanununun 60 maddeleri hükümlerince resmi biçim koşuluna uyularak yapılması gerektiğinden geçersizdir. Davacı geçersiz sözleşmeye dayanarak tapu iptali ve tescil isteminde bulunamaz. Bu nedenle tapu iptali ve tescil isteminin reddine dair kararda isabetsizlik bulunmamaktadır.
Bedele ilişkin temyiz itirazlarına gelince, davalı ...’nın da imza inkarında bulunmadığı 19.02.2009 tarihli belge içeriği ve ödemeye dair belgedeki imzalar ve icra takip dosyası içeriği birlikte gözetildiğinde çoğun içinde az da vardır kuralı gereği (2,000,TL +9,763 TL)=11,763 TL’nin tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın tümden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda tapu iptali ve tescil talebinin reddine, alacak talebi yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacı vekilinin, faiz hususuna ilişkin tavzih istemi mahkemece 30.01.2018 tarihli karar ile reddedilmiştir.
Tavzih isteminin reddine dair kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere ve özellikle 6100 sayılı HMK"nin hükmün tavzihi başlıklı 305/2 maddesinde "(2) Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez." hükmü dikkate alındığında, davacı vekilinin faiz ile ilgili talebinin tavzih yolu ile değiştirilemeyeceğinin anlaşılmasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle 30.01.2018 tarihli ek kararın ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.06.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.