10. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/7882 Karar No: 2016/10358 Karar Tarihi: 21.06.2016
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/7882 Esas 2016/10358 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2016/7882 E. , 2016/10358 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi İş Mahkemesi
Dava, Kurum işleminin iptaliyle kesilen aylığın yeniden bağlanması istemine ilişkindir. Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde isteğin reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ...arafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddesi olup anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır. Eldeki dosyada, davacı 30.03.2009-20.02.2011 tarihleri arasındaki çalışmalarının iptali yönündeki Kurum işleminin iptaliyle kesilen aylığın yeniden bağlanması istemi ilişkin açılan davada mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Mahkemece yapılacak iş, çalışmaların gerçekliği, işin ve işyerinin kapsam ve niteliğiyle süresinin belirlenebilmesi amacıyla; öncelikle, sigortalılığı iptal edilen davacının işyerinde ne iş yaptığı açıklıkla belirlenmeli, bu işyerinde çalışmış davası olmayan uyuşmazlığa konu dönemi kapsar şekilde çalışması bulunan kişiler tanık olarak kanaat edinmeye yetecek kadarının re’sen belirlenerek beyanlarına başvurulmalı, talep edilen döneme ilişkin bordro tanıklarına ulaşılamadığı takdirde aynı çevrede işyeri olan işveren ya da bu işverenlerin çalıştırdığı bordrolu kişiler re’sen saptanarak bilgi ve görgülerine başvurulmalı; mezkur işyerinin kapasitesi araştırılarak gerekirse keşif icrası ile büyüklüğü tespit edilmeli, sosyal güvenlik denetmen raporunda ifadesine başvurulan kişiler tanık olarak kanaat edinmeye yetecek kadarının re’sen belirlenerek beyanlarına başvurulmalı, dava dışı işyerinin ihtilaflı dönemdeki vergi kayıtları getirtilerek yapılan işçi bildirimleri ile mukayese yapılmalı, dava dışı işyerinin Kurum nezdindeki kayıtları ile ticaret sicil kayıtları da dahil olmak üzere tüm belgeleri getirtilmeli, işyerinin ticari faaliyetinin kapsamına, ticaret ve çalışma hayatının gerçeklerine göre Kuruma bildirildiği kadar sigortalının çalışıp çalışamayacağı ortaya konulmalı, davacının yaptığı işi yapan başka kişiler olup olmadığı şayet var ise davacının yaptığı iş kolu değerlendirilerek aynı işi yapan kaç kişiye ihtiyaç duyulabileceği konusunda uzman bilirkişiden de gerekirse görüş alınmak suretiyle sigortalılığı iptal edilen davacının gerçekten çalışıp çalışmadığı kuşku ve duraksamaya mahal vermeyecek şekilde çözümlenmeli elde edilecek sonuca göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 21.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.