Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/8325 Esas 2014/22 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescili davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
2006 yılında yapılan arazi kadastrosu sırasında Başdervişli Köyü, 139 ada 42 parsel sayılı 8418,41 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, orman niteliği ile belgesizden Hazine adına tesbit ve tescil edilmiştir.
Davacı ..., taşınmazın atalarından kendisine miras yoluyla intikal eden bağ vasfında ve 100 yılı aşkın süredir zilyetliklerinde olduğunu iddia ederek, tapu kaydının iptali ile adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kabulüne; dava konusu .... Köyü, 139 ada 42 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile fen bilirkişileri ... tarafından düzenlenen 24/07/2012 tarihli bilirkişi raporunda ve ekli krokide 42/A ile gösterilen toplam yüzölçümü 3.197,53 m² olan kısmın davacı Mehmet oğlu ... adına yeni bir parsel numarası verilerek tapuya kayıt ve tesciline, taşınmazın geri kalan ve raporda 42/B ile gösterilen kısmının aynı ada ve parsel numarası ile orman niteliğiyle ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından krokide 42/A olarak gösterilen bölüme yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu, 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman alanı içinde bırakılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, mahkemece resmî belgelere dayalı olarak yapılan araştırma ve inceleme sonucu dava konusu taşınmazın 42/A ile gösterilen bölümünün orman sayılmayan yerlerden olduğu ve davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu anlaşılarak, bu bölüm hakkındaki davanın kabulü yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; dava kısmen kabul edildiği halde, karar yerinde kabulüne denilmesi tapu kaydının tamamının iptaline karar verilmesi ve parselin 42/A bölümü dışında kalan, 42/B kısmı zaten tapuda orman niteliği ile tescilli olduğu halde yeniden tescil kararı verilmesi doğru değil ise de, bu hususlar hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hüküm kısmında yer alan "davacının davasının kabulüne" ibaresi kaldırılarak, yerine "davanın kısmen kabulüne" ibaresinin yazılması ve hükmün 2. paragrafının 2. satırında yer alan "..tapu kaydının iptali ile" ibaresi kaldırılarak, yerine "...tapu kaydının kısmen iptali ile" ibaresinin yazılması ve 2. satırın sonunda yer alan “..taşınmazın geri kalan ve raporda 42/B ile gösterilen kısmının aynı ada ve parsel numarası ile orman niteliği ile ... adına tapuya kayıt ve tesciline” ibaresinin hükümden çıkartılarak, yerine "fazlaya ilişkin istemin reddine" ibaresinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.M.K.’nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA 06.01.20124 günü oy birliğiyle karar verildi.