20. Hukuk Dairesi 2013/6673 E. , 2014/11 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar Hazine ve Orman Yönetimi vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, ... Köyü 109 ada 88 parsel sayılı 8336,64 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, tarla niteliği ile belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davalı adına tesbit edilmiştir.
Davacı ... Yönetimi, taşınmazın orman sayılan yerlerden ve Hazine Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiası ile dava açmıştır.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile (A) harfi ile gösterilen 5361,54 m2 kısmın tesbit gibi davalı adına, (B) harfi ile gösterilen 2975,10 m2 yüzölçümlü kısmın orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmiş; Hazine ve Orman Yönetimi tarafından hükmün temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 16/03/2009 gün ve 2009/1295-4236 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; [Mahkemece mahallinde yapılan keşif sonucu orman bilirkişisi ... ve fennî bilirkişisi ... tarafından düzenlenen rapora ekli 1956 tarihli memleket haritasında davalı adına tesciline karar verilen (A) kısmının bir bölümünün yeşil orman alanı içinde kaldığı görülmektedir. Çekişmeli taşınmazın (A) harfi ile gösterilen kısmı her ne kadar orman tahdit sınırları dışında kalmakta ise de taşınmazın bulunduğu yörede orman kadastrosu 1992 yılında yapılmış ve taşınmazın memleket haritasında yeşil orman alanı içinde kalan (A) kısmının bir bölümü orman tahdit sınırları dışında bırakılmıştır. Yörede orman tahdidinin kesinleştiği 16.01.1993 tarihi ile genel arazi kadastrosunun yapıldığı 2006 yalları arasında davalı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz elde etme şartları gerçekleşmemiş olduğundan (A) harfi ile gösterilen kısmın yeşil orman alanı içinde kalan bölümünün kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davalı adına tapuya tescili doğru değildir. Bu nedenle, mahkemece; Orman Kadastrosunun Uygulaması Hakkındaki Yönetmeliğin 26/a ve h maddeleri ve 4999 sayılı Kanunun 7. maddesi de dikkate alınarak keşif sırasında dinlenen fen ve orman bilirkişilerinden ek rapor alınarak çekişmeli taşınmazın (A) harfi ile gösterilen kısmının ne kadarının memleket haritasında yeşil orman alanı içinde kaldığı tesbit ettirilmeli ve bu kısmın yüzölçümü hesaplattırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmeli] denilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra Hazinenin açtığı davanın reddine, Orman Yönetiminin açtığı davanın kabulüne ve dava konusu ... İli, ... İlçesi, ... Köyü, 109 ada 88 parsel sayılı taşınmazın tesbitinin iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; davacı Hazine ve davalı ... tarafından hükmün temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 07/07/2011 gün ve 2011/544-8955 sayılı kararı ile bozulmuştur.
- 2 -
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; [Mahkemece bozma kararına uyulmasına rağmen bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. Hükmüne uyulan bozma kararında “fen ve orman bilirkişilerinden ek rapor alınarak temyize konu 109 ada 88 parsel sayılı taşınmazın (A) ile gösterilen kısmının ne kadarının memleket haritasında yeşil orman alanı içinde kaldığının tesbit ettirilmesi ve bu kısmın yüzölçümü hesaplattırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi" gereğine değinilmesine rağmen, dosya kapsamı ile çelişen gerekçe ile taşınmazın (A) ile gösterilen bölümünün tamamının orman olarak tescili doğru değildir.
Bozma kararında (A) ile gösterilen bölümün yeşil alanda kalan bölümleri tesbit edilip sonucuna göre karar verilmesi gereğine değinildiğine göre ve mahkemece, Dairenin bozma kararına uyulmasına karar verilmekle, taşınmazın (A) ile gösterilen ve yeşil alanda kalmayan bölümü yönünden davalı yararına usulî kazanılmış hak doğmuştur. Bu sebeple, 16/03/2009 gün ve 2009/1295 - 4236 sayılı bozma kararında gösterilen şekilde işlem yapmak ve karar vermek gerekirken, davalının kazanılmış hakkı gözardı edilerek bozma kararının dışına çıkılmak suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisinin usûl ve kanuna aykırı olduğu]na değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, davacı Hazine ve Orman Yönetiminin davalarının kısmen kabulüne, dava konusu ... İli, ... İlçesi, ... Köyü, 109 ada 88 numaralı parselin kadastro tesbitinin iptali ile; 30/05/2012 tarihli orman ve fen bilirkişilerinin raporlarında 109 ada 88 numaralı parselin (A) harfi gösterilen 2740.12 m² lik, (B) harfi ile gösterilen 2975.10 m²"lik kısmın aynı ada ve parsel numarası alarak orman vasfıyla Hazine adına,
30/05/2012 tarihli orman ve fen bilirkişilerinin raporlarında 109 ada 88 numaralı parselin (A1) harfi ile gösterilen 2621.42 m²"lik kısmının aynı adanın son parsel numarasından sonra gelen parsel numarası verilmek suretiyle aynı vasıflarla tesbitteki gibi davalı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm Hazine ve Orman Yönetimi vekilleri tarafından krokide (A1) ile gösterilen bölüme yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 16.07.1992 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu vardır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda çekişmeli 109 ada 88 sayılı parselin temyize konu (A1) bölümünün orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişi yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 06/01/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.