Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/1353
Karar No: 2012/8289
Karar Tarihi: 28.09.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/1353 Esas 2012/8289 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, 70-80 yıldır vekilinin zilyetliğinde olan taşınmazların Hazine adına olan tapu kayıtlarının iptali ile müvekkili adına tescilini istemiştir. Mahkeme, 160 ada 13 parsel sayılı taşınmaz için davacı lehine kazanma koşullarının oluştuğunu gerekçesiyle tapu kaydının iptaline ve davacı adına tapuya tesciline, 103 ada 15 parsel sayılı taşınmaz yönünden açılan davanın feragat nedeni ile reddine karar vermiştir. Ancak, kadastro çalışmaları sonucu tespit edilen taşınmazın önceki ve şimdiki niteliği belirlemeye yeterli değildir. Mahkeme, uzman bilirkişiler tarafından yapılacak incelemeler sonucunda taşınmazın kullanım süresinin ve niteliğinin belirlenmesi gerektiğini belirtmiştir. Ayrıca, meraya dair araştırma yapılması ve belirtilen kanun maddelerinin incelenmesi gerektiği ifade edilmiştir. Kararda geçen kanun maddeleri: Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi, HUMK'nun 428. maddesi, HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleridir.
8. Hukuk Dairesi         2012/1353 E.  ,  2012/8289 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil

    ... ile Hazine ve ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne kısmen reddine dair Yunak Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 23.02.2011 gün ve 38/70 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalılardan Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü;

    KARAR

    Davacı vekili, kadastro çalışmaları sonucunda Hazine adına tespit ve tescil edilen... Köyü 103 ada 15 parsel ve... Köyü 160 ada 13 parsel sayılı taşınmazların 70-80 yıldır vekil edeninin zilyetliğinde olduğunu belirterek, bu taşınmazların davalı Hazine adına olan tapu kayıtlarının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davacı asil, 23.02.2011 tarihli celsede 103 ada 15 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki davasından feragat ettiğini beyan etmiştir.
    Davalı Hazine temsilcisi davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece; kadastro tespitinden önce davacı lehine kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle 160 ada 13 parsel sayılı taşınmazın mevcut tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline,103 ada 15 parsel sayılı taşınmaz yönünden açılan davanın feragat nedeni ile reddine karar verilmiştir. Hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Toplanan deliller, tüm dosya kapsamından; dava konusu 160 ada 13 parsel sayılı taşınmaz kadastro yoluyla senetsizden arsa niteliğiyle 44.447,96 m2 olarak Hazine adına tespit görmüş ve kadastro tutanağı 30.06.2006 tarihinde kesinleşmiştir. Taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğini belirlemekten uzak olduğu gibi hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davacının dava konusu yerdeki zilyetliğinin belirlenebilmesi açısından nizalı taşınmazın kullanım biçimi, davacı tarafından kullanılan alanın uzman bilirkişi tarafından belirlenmesi gerekir. Bunun için davanın açıldığı 12.12.2008 tarihinden geriye doğru en az 20 -30 yıl öncesine ait (1978-1988 yılları arası) iki ayrı zamanda çekilmiş hava fotoğraflarının bulundukları yerden getirtilerek, dosya arasına konulmalı, aşağıda açıklandığı biçimde uygulanmalı ve incelemeye tabi tutulmalıdır. Bir arazinin kullanım süresi ve niteliğini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Bu hava fotoğraflarının stereoskopik aletle incelenmesi gerekir. Hava fotoğraflarının bu şekilde incelenmesi durumunda taşınmaz 3 boyutlu görülebilecek ve sınırları belirlenebilecektir. Bu yolla ekilemeyen bakir alanların net bir biçimde tespiti mümkün olabilmektedir. Mahkemece yapılacak iş; ziraat mühendisi, kadastro fen elemanı, jeodezi ve fotoğrametri uzmanı harita mühendisinden oluşacak 3 kişilik bilirkişi kurulu aracılığıyla hava fotoğraflarının stereoskopik aletle yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda inceleme yaptırılarak öncelikle çekişme konusu taşınmazın yerinin hava fotoğrafında gösterilmesi, daha sonra niteliğinin, kullanım süresinin ve ne zaman kullanılmaya başlandığının belirlenmesine çalışılması gerekir. Tanık ve diğer bilirkişi sözleri uzman bilirkişilerin raporuyla denetlenmeli, taşınmaz üzerinde tarımsal amaçlı zilyetliğin başlangıç tarihi ayrı ayrı belirlenmeye çalışılmalıdır. Ayrıca dava konusu taşınmaza komşu 160 ada 11- 12-14-140 ve 126 ada 2-3 parsel sayılı taşınmazların kadastro tutanaklarının onaylı ve okunaklı suret ya da fotokopileri ile varsa bu taşınmazlara kadastro sırasında uygulanan tapu ve vergi kayıtları getirtilerek nizalı taşınmaz yönünde ne ve kim olduklarının saptanarak denetlenmelidir.
    Keşif mahallinde dinlenen bir kısım yerel bilirkişiler ve tespit bilirkişileri uyuşmazlık konusu taşınmazın öncesinin mera olduğunu, 1959 yılında toprak tevzi çalışmaları yapıldıktan sonra herkesin bir yer sürdüğünü, bir davacı tanığı da taşınmazın davacı tarafından Toprak Komisyonu tarafından toprak dağıtıldıktan sonra 1961 yılından beri ekilip biçilerek kullanıldığını söylemiştir. Bu nedenle nizalı taşınmaz yönünden öncelikle mera araştırılmasının yapılması gerekmektedir. Bu doğrultuda, taşınmazın bulunduğu kadastro çalışma alanında kadim ya da tahsisli meranın bulunup bulunmadığının fen bilirkişi krokisi eklenmek suretiyle İl ve İlçe Özel İdare ve Tarım Müdürlükleri ile Tapu Müdürlüğünden sorulması, bildirilmesi durumunda mera tutanak, sicil kaydı, karar ve ekleri ile mera paftalarının istenilmesi, yapılacak keşifte araziye uygulanması, diğer yandan meradan yararı bulunmayan komşu köyler halkı arasından yerel bilirkişi tespiti yapılması ve taraflara komşu köylerden tanık listesi ibraz etmek için süre ve imkan tanınarak, yerel bilirkişi ve tanıklardan aynı hususun sorulması gerekir. Öte yandan dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde toprak tevzi çalışmaları yapıldığı açıklandığına göre toprak tevzi çalışmalarında bu yerin hangi nitelikte boş bırakıldığı ya da dağıtıma tabi tutulup tutulmadığı hususlarının fen bilirkişi krokisi eklenmek suretiyle İl Özel İdaresinden sorularak, çalışma yapılmış ise dağıtım cetveli ve haritasının getirtilerek, uzman bilirkişiler aracılığıyla mahallinde uygulanması gerekir.
    3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi hükmüne göre; zilyetliğin bu kanunda yazılı belgelerden birisi ile ispatı yoluna gidilmeyen hallerde, zilyedin aynı çalışma alanı içinde kazanabileceği miktar sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönümü geçmeyecektir. Anılan hüküm gözönünde tutularak davacı adına kadastro yolu ile veya açılan dava sonunda belgesizden tescil edilen taşınmaz veya taşınmazlar var ise bunların miktarlarının, çalışma alanlarının, tescil tarihlerinin Tapu Müdürlüğü ile Kadastro Müdürlüğünden, açılmış zilyetliğe dayalı tescil davası olup olmadığının o yer Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulup belirlenmesi gerekirken bu araştırmalar yapılmamıştır. İlçe Tapu Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüğünden belirtilen husus sorulmalı, bildirilmesi halinde kadastro tutanaklarının onaylı örnekleri ile tapu kayıtlarının Tapu Müdürlüğünden, zilyetliğe dayalı olarak açılan tescil davalarına ait dosyaların ise incelenmek ve iade edilmek koşuluyla mahkemelerinden istenerek kanunda belirtilen limitlerin aşılıp aşılmadığı üzerinde durulmalıdır. Tüm bu eksiklikler giderildikten sonra istek hakkında bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırmaya dayanılarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollaması ile halen yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 28.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





























    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi