13. Hukuk Dairesi 2012/23879 E. , 2013/5450 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı bankadan aldığı kredi kartı ile çok kısa aralıklarla toplam 2.750.40.TL" lık kontör alınmak suretiyle harcama yapıldığını öğrendiğini, oysa ki böyle bir kontör alımından haberi ve onayının olmadığını, davalı bankanın yeterli özeni göstermemesi nedeniyle olaydan sorumlu olduğunu ileri sürerek 2.750.40.TL borçlu olmadığının tespiti ile ödemek zorunda kaldığı 2.750.40.TL alacağın ihtarname tarihinden itibaren işletilecek faizi ile birlikte istirdadına karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davacının hesabından yapılan işleme kendi kusuru ile sebebiyet verdiğini, olayın oluş şeklinin, davacının şifre ve müşteri numarasını koruyamadığını ve kişisel bilgisayarında güvenlik tedbirlerini almadığını gösterdiğini, bankanın herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemenin, bilirkişi raporu dikkate alınarak davanın kısmen kabulü ile 2.450.40.TL" nın 04.03.2009 tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalılardan tahsiline dair 20.07.2010 tarih ve 2009/195 Esas 2010/454 Karar sayılı kararının davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine “...kredi kartı sahibi, banka ile sözleşme imzaladığı ve kartın kendi zilyetliğine geçtiği andan itibaren anılan yasa gereğince kendisine tevdi edilen kredi kartını, gerekse bu kartın kullanılması ile ilgili bilgileri koruma ve saklama ile yükümlü olup dava konusu olayda da, kartın fiziken kullanılmadığı, söz konusu işlemlerin, bilgisayarla internet ortamı üzerinden ve davacı kart sahibine ait şifrenin kullanılması suretiyle yapılmış olması nedeniyle, gerek açıklanan yasa hükümleri, gerekse imzalanan sözleşme gereğince, kartın üçüncü kişilerce kullanımından davacı kart sahibinin sorumlu olduğu, bununla beraber, davalı bankanın da, internet üzerinden yapılan alışverişlerde statik şifre yerine her işlemde değişen dinamik şifre kullanılmasını gerektiren bir sistemi oluşturmaması, işlemlerin tamamının, geceyarısından sonra ve yüksek tutarlarda, peşpeşe bölünerek, kontör alımına ilişkin yapılmış olması karşısında, olağan olmayan bu tip harcamaları kart sahibi davacıya bildirmeyerek, objektif özen borcunu yerine getirmemiş olması nedenleriyle, olayda sorumluluğu bulunduğunun kabulü gerekir. Olay nedeniyle tarafların müterafik kusurlarının bulunduğu, bilirkişi ve mahkemece de kabul edilmişse de, olayın oluş şekli itibariyle, az yukarıda açıklanan yasa ve sözleşme hükümleri gereğince, davacının müterafik kusur oranının bilirkişice belirlenen orandan fazla olduğunun kabulü gerekir. Mahkemece bu konuda yeniden bilirkişice incelemesi yaptırılarak sonuca uygun bir karar verilmesi” gerektiğinden bahisle Dairemizce davalılar yararına bozulması üzerine mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulü ile 2.450.40.TL" nın 04.03.2009 tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Mahkemenin 20.07.2010 tarih ve 2009/195 Esas 2010/454 Karar sayılı kararında davanın kısmen kabulü ile 2.450.40.TL" nın 04.03.2009 tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalılardan tahsiline ilişkin kurulan hükmün davalılarca temyizi üzerine Dairemizin 01.02.2011 tarih ve 2010/16033 Esas 2011/1343 Karar sayılı ilamı ile davalıların sair temyiz itirazlarının reddine, dava konusu olay nedeniyle tarafların müterafik kusurlarının bulunduğu, ve davacının müterafik kusur oranının ilk hükümdeki kusur oranından fazla olduğu anlaşıldığından davacının ilk kararda belirtilen kusur oranından fazla müterafik kusur oranının tespiti yönünde davalılar yararına hükmün bozulmasını takiben mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir. Bu husus davalılar yararına usulü kazanılmış hak niteliğindedir. Hal böyle olunca temyize konu kararda, yasa ve sözleşme hükümleri de dikkate alınarak davacının müterafik kusurunun bulunduğu ve davacı yönünden davaya konu olayda ilk kararda belirtilen orandan fazla müterafik kusur oranının tespiti ile sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, usulü kazanılmış hak ilkesi gözardı ederek bozmadan önceki kararın aynısına hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalıların sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent gereğince hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan 36.50 TL temyiz harcın istek halinde davalılara iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 6.3.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.