23. Hukuk Dairesi 2017/1561 E. , 2020/1499 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki iflasın ertelenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, borca batık durumda olan müvekkili şirketin dilekçe ekinde sunulan iyileştirme projesi ile erteleme süresi içinde borca batıklıktan kurtulacağını ileri sürerek, şirketin iflasının 1 yıl süreyle ertelenmesini talep ve dava etmiş, mahkemece davacı talebi kabul edilerek iflasın 1 yıl süre ile ertelenmesine karar verilmiş, akabinde yine davacı talebiyle bu süre 1 yıl uzatılmış ve 1 yıllık uzatma süresinin sonunda davacı vekili, erteleme koşullarının devam ettiğini ve iflasın ertelenmesi süresinin 2. kez 1 yıl uzatılmasında alacaklıların menfaatlerinin bulunduğunu ileri sürerek, davacı şirket hakkında iflasın ertelenmesi süresinin 2. kez 1 yıl uzatılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince, 669 sayılı KHK"nın 4. maddesi uyarınca olağanüstü hal süresi içerisinde iflas ertelemenin/iflas ertelemenin uzatılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle, talebin reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararına karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi tarafından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, iflas erteleme süresinin uzatımına ilişkindir. Davacı taraf 20.07.2016 tarihinden önce 03.03.2016 tarihinde şirketin iflasının 1 yıl süreyle ertelenmesi kararının 2. kez uzatılması talebinde bulunmuş, mahkemece 669 sayılı KHK"nın 4. maddesi ile 673 sayılı KHK"nın (a) ve (b) maddeleri uyarınca tedbir kararları kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
İflas erteleme davaları ilk iflas erteleme ve azatma talepleriyle birlikte bir bütündür. İlk talep tarihinde yürürlükte bulunan İİK 179/b-4 maddesi erteleme kararının 1 yıl süre ile verilebileceği kayyım raporlarına göre bu sürenin uzatılabileceği, uzatma sürelerinin toplam 4 yılı geçemiyeceği öngörülmüştür. Gerek iflas erteleme kurumunun amacı ve gerekse kanundaki ifadeler nazara alındığında ertelemenin uzatılmasına dair taleplerin ayrı bir dava (talep) olarak düşünülmesi mümkün değildir. Bu bir süreçtir ve kanun koyucunun amacı bu sürecin 5 yıl sürebilmesidir. Bu nedenle K.H. Kararnameleri bu açıdan değerlendirerek sonuca gidilmelidir. Bu kabulden hareketle, 673 sayılı KHK"nın 10/2. fıkrası olağanüstü halin
ilanından sonra açılan davalarla ilgili olup maddenin (c) fıkrası olağanüstü halin ilanından önce verilmiş tedbirleri düzenlediği için eldeki davada KHK"lar doğrultusunda mahkemece aşağıdaki şekilde işlem yapılmalıdır.
İflas erteleme talebi 20.07.2016 tarihinden sonra ise borca batıklıkla ilgli herhangi bir araştırma yapılmaksızın talep mahkemelerce 669 sayılı KHK"nın 4. maddesi ile 673 sayılı KHK"nın 10/ (a) ve (b) fıkraları uyarınca red edilecek, tedbirler verilmeyecektir. Sehven verilmiş ise kaldırılacaktır. İflas erteleme talebinin olağanüstü halin ilanından önce yapılmış olması ve tedbir verilmiş olması halinde ise şirket hakkında 673 sayılı KHK"nın 10. maddesinin 2/c fıkrasında belirtildiği şekilde inceleme yapılarak talepte bulunan şirket veya kooperatifin bu şirket veya kooperatiflerden olması halinde tedbir kararı derhal kaldırılacaktır. Yapılan inceleme sonunda erteleme talep eden şirketin veya kooperatifin bu şirketlerden olmaması halinde de erteleme kararı verilmeyecek, tedbir kararlarının kaldırılması hususu normal seyre göre değerlendirilecektir.
İflas erteleme talebinin 20.07.2016 tarihinden önce yapılmış olması halinde; talepte bulunan şirketin veya kooperatifin borca batık olması ve iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı görülmesi, kayyım tarafından üç aylık dönemlerde ibraz edilen raporlara göre şirketin durumunun iyiye giderek iflas halinden kurtulmasının mümkün bulunması izleniyor ise bu durumda iflas erteleme kararı da verilemeyeceği için dosyanın elde bekletilmesi ancak iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı görülmemesi, bekleme süresinde alınan kayyım raporlarına göre şirketin iflas halinden kurtulmasının mümkün bulunmaması ve nihayet talep tarihinde yürürlükte bulunan ve derdest davalara uygulanması gereken mülga İİK 179/b-4 maddesinde belirlenen sürenin de dolması halinde ise şirketin veya kooperatifin İİK 179/b-5 maddesi uyarınca iflasına karar verilmesi gerekmektedir.
Somut olaya gelince, iflas erteleme talebinin 20.07.2016 tarihinden önce yapıldığı aynı şirketle ilgili iflas erteleme talebinin 24.10.2014 tarihinden itibaren 1 yıl süre ile kabul edildiği ve kararın onandığı, davacı şirketin 24.10.2016 tarihinde iflasın ertelenmesi kararının 1 yıl süre ile 2. kez uzatılması talebinde bulunduğu, iflas erteleme kararında belirtildiği üzere kayyımların davacı şirketin faaliyetleri ve davacının durumu hakkında mahkemeye rapor vermeye devam ettiği dosya kapsamından anlaşılmıştır. Mahkemece yapılması gereken yukarıda yazılı ilkeler ışığında, davacı şirketin 673 sayılı KHK"nın 10. maddesinin 2/c fıkrasında yazılı şekilde gerekli araştırma yapılarak davacı şirketin bu şirketlerden olmaması halinde iyileştirme projesi bilirkişi ve kayyım raporları gözönünde bulundurularak şirketin halihazır durumda iflastan kurtulması mümkün ise iflas kararı verilmeyerek şirketin olağanüstü hal süresince ve en nihayet İİK 179/b-4 maddesinde belirlenen süreler de nazara alınarak izlenmesi bu süre içerisinde şirketin durumunun kötüye gitmesi veya sürenin dolmasına rağmen borca batıklık halinin devam etmesi halinde İİK"nın 179/b-5 maddesi uyarınca iflas kararı verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile iflas erteleme talebinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının talep halinde temyiz edene iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.03.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.