8. Hukuk Dairesi 2020/258 E. , 2020/824 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi, Yıkım ve Eski Hale Getirme
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Şanlıurfa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Şanlıurfa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.09.2019 tarihli ve 2019/27 Esas, 2019/624 Karar sayılı kararıyla davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, Mahkeme hükmüne karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine şeklinde hüküm kurulmuş olup, bu kez davacı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı ... vekili, davacı kurumun kamulaştırma sınırı içinde bulunan dava konusu taşınmaza inşaat çalışması yapmak suretiyle davalı kurumun haksız olarak müdahalede bulunduğunu ileri sürerek, davalının taşınmaza elatmasının önlenmesine, taşınmazın eski hale getirilmesine, davalı tarafın eski hale getirmeyi kabul etmemesi durumunda eski hale getirme bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen ilk karara karşı taraflarca istinaf yoluna başvurulmuş, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, anılan karar üzerine İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 150/5. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, bu kez verilen karara karşı davacı ... vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 12. maddesinde “Hükmi şahıslara tebliğ, salahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise, yalnız birine yapılır.”, aynı Kanun"un 13. maddesinde “Hükmi şahıslar namına kendilerine tebliğ yapılacak kimseler her hangi bir sebeple mutat iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde tebliğ, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır.”, Tebligat Yönetmeliğinin 20. maddesinde “ Tüzel kişilere tebliğ yetkili temsilcilerine, bunlar birden çok ise yalnız birine yapılır. Bakanlıkların ve bunların teşkilatının, Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (I) sayılı cetvelde yer alan genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri, (II) sayılı cetvelde yer alan özel bütçeli idareler, (III) sayılı cetvelde yer alan düzenleyici ve denetleyici kurumlar, (IV) sayılı cetvelde yer alan sosyal güvenlik kurumları ile il özel idarelerinin, belediyelerin, köylerin ve özel kanunlarına dayanılarak kurulmuş bulunan teşekküllerle, şirketlerin, derneklerin ve vakıfların yetkili temsilcileri, bağlı bulundukları kanunlara ve statülerine göre tayin edilir.” ve aynı Yönetmeliğin 21. maddesinde “Tüzel kişiler adına tebligatı almaya yetkili kişiler, herhangi bir sebeple mutat iş saatlerinde işyerinde bulunmamaları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde olmaları durumunda tebliğ, tüzel kişinin o yerdeki sürekli çalışan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. Ancak, kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin, tüzel kişinin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde görev itibariyle tebligatın muhatabı olan tüzel kişinin temsilcisinden sonra gelen bir kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu tür işlerle görevlendirilmiş bir kişi olması gereklidir. Bu kişilerin de bulunmaması halinde, bu husus tebliğ mazbatasında belirtilir ve tebliğ, o yerdeki diğer bir memur veya müstahdeme yapılır.” hükümleri düzenlenmiştir.
Somut olayda, ... Bölge Adliye Mahkemesi’nin 15.11.2018 tarihli davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine dair verilen kararı üzerine İlk Derece Mahkemesinde yeniden esas kaydı yapılarak yargılamaya devam edilen dosyada, duruşma günü ve saatini bildiren ve davacı ... adına çıkarılan tebligata ilişkin evrak üzerinde, tebligatın alınmasına ilişkin kısımda yalnızca arşiv memuru adı ve imzasının bulunduğu görülmektedir.
Bu halde, davacı vekilinin adreste bulunmama veya bizzat alamayacak olma sebebi ve tebliğ edilenin orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden biri olup olmadığı belirtilmeden yapılan 14.03.2019 tarihli duruşma gün ve saatini bildiren tebligat yukarıda açıklanan mevzuat hükümleri uyarınca usulsüz olup, İlk Derece Mahkemesince anılan tebligatın usulüne uygun olduğundan yola çıkılarak dosyanın taraflarca takip edilmediğinden bahisle Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 150/1 maddesi uyarınca dosyanın işlemden kaldırılması, sonrasında da 16.09.2019 tarihinde Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 150/5 maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda gösterilen nedenlerle davacı vekilinin yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK"nin 373/1 maddesi uyarınca kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının HMK"nin 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 03.02.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.