8. Hukuk Dairesi 2012/1745 E. , 2012/8275 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil
... ile Hazine ve ... aralarındaki tescil davasının kabulüne dair Genç Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 06.10.2011 gün ve 41/184 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı ... temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı ...; mevki ve sınırlarını bildirdiği yaklaşık 4.500 m2"lik bir parça taşınmazın 1976 yılında yapılan kadastro tespitleri sırasında tespit harici bırakıldığını, DSİ tarafından 1979 yılında yapılan ıslah çalışması ile çayın kontrol altına alındığını açıklayarak adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... temsilcisi; 22.04.2010 tarihli yargılama oturumunda sebep bildirmeden ve davalı köy temsilcisi aynı tarihli yargılama oturumunda 1976 yılında yapılan kadastro çalışmalarında davacının kullanmış olduğu kadar yerin davacı adına tespit ve tapuya tescil edildiğini, davacının dava konusu yeri kadastrodan sonra 40 yıllık süre içinde kısım kısım taşınmazına eklediğini bildirmiş ve davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kabulü ile 06.09.2011 tarihli teknik bilirkişi raporunda A harfi (468,38 m2) ve B harfi ( 6.425,24 m2) ile gösterilen yerlerin davacı adına tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm davalı ... temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, imar-ihya, kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuki sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. ve 17.maddeleri gereğince açılan tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli değildir. 06.09.2011 tarihli bilirkişi raporunda A ve B harfleri ile gösterilen yerlerin 1976 yılında yapılan tapulama çalışmalarında tescil harici olarak bırakıldığı belirtilmiş ve 04.03.2011 tarihli keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıklar dava konusu yerlerin 1969 yılından beri davacının kullanımında olduğunu bildirmiş iseler de tapulama çalışmaları sırasında hangi nedenle tespit harici bırakıldığını ve davacı tarafından ne şekilde kullanıldığını açıklamamış, mahkemece taşınmazın hangi nedenle tespit harici bırakıldığı ve tapulu yerlerden olup olmadığı kadastro müdürlüğü ile tapu sicil müdürlüğünden sorulmamış ve TMK.nun 713/ 4-5 maddesi gereğince yasal bir zorunluluk olan ilanlar yapılamamıştır.
Bu halde mahkemece yapılacak iş; yeniden yapılacak keşifte yerel bilirkişi ve tanıklar HMK. nun 243 ve 244. maddeleri gereğince keşif yerine davetiyeyle çağrılmalı, aynı Kanunun 259 ve 290/2. maddeleri uyarınca uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle yerel bilirkişi ve tanıklar keşif yerinde dinlenmeli, dava konusu taşınmazın kadastro öncesi niteliği, imar-ihyaya muhtaç yerlerden ise, kim tarafından hangi tarihte imar ve ihyasına başlandığı, imar ve ihyanın ne şekilde sürdürüldüğü, hangi tarihte tamamlandığı ve tarımsal amaçlı zilyetliğin hangi tarihte başladığı hususları ile kazanmayı sağlayan zilyetlik koşulları yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulmalı, beyanlar arasındaki çelişki bulunması halinde HMK. nun 261. maddesi gereğince giderilmesine çalışılmalı, tanık ve bilirkişi sözleri ilmi esaslara göre hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmelidir.
Bundan ayrı teknik bilirkişinin rapor ve krokisi eklenmek suretiyle krokide belirtilen taşınmazların tescil harici olup olmadıklarının, tescil harici bırakılmışlarsa hangi nedenle tescil harici bırakıldıklarının kadastro müdürlüğünden, aynı şekilde kroki eklenmek suretiyle tapuda kayıtlı yerlerden olup olmadıkları konusunun tescil davasının konusunu ancak tapusuz taşınmazlar oluşturacağı ve çifte tapunun önlenmesi bakımından Genç Tapu Sicil Müdürlüğünden sorulması, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulmuş bulunması usul ve yasaya aykırıdır.
Davalı ... temsilcisinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı görülen yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı ...nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK.nun 440/III-2 bendi gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, 28.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.